Tek Bir MermiÖlmem mi gerekiyordu yoksa yaşamam mı?
Güneşin, bulutların arkasında saklandığı bir gündü.Kübra Hanım ve Göktuğ Bey, Afra ve Nisan'ın en küçük kardeşi olan Ayaz ile birlikteydiler.Hastaneye gitmişlerdi.
Afra ile Nisan'ı dershaneye bırakmalarının ardından Ayaz ile birlikte hastaneye gitmişlerdi.O gün onlar için acı dolu bir gündü...
Küçük kardeşleri olan Ayaz, bir hastalığa yakalanmıştı.Kansere.
Yaz aylarındaydılar, okullar tatildi fakat Nisan ve Afra dershaneye gidiyorlardı.Yakın bir zamanda Nisan sekizinci sınıf, Afra ise onuncu sınıf olacaktı.Bu nedenle Nisan heyecanlıydı, fakat Afra ise Nisan'ın bu kadar heyecanlı olmasına anlam veremiyordu.
O gün ikisi içinde endişe dolu bir gündü.Ayaz'ın bir hastalığı olduğunu biliyorlardı, fakat hastalığının ne olduğunu bilmiyorlardı.Kübra Hanım onlara Ayaz'ın hastalığını söylemekten kaçınmıştı.
Dershaneye geldiklerinde, merdivenlerden yukarı doğru ilerlediler.İkiside kendi katlarına çıkarak yollarını ayırdılar.
Afra o gün kendisini garip hissediyordu.Sürekli olarak karnı ağrıyor, başı ağrıyor ve her an kusacakmış gibi hissediyordu.
Kendi sınıfına girerek, sırasına doğru ilerledi.Başı dönmeye başlamıştı, karın ağrısı devam ediyordu.
Birkaç dakika geçmesinin ardından ağrıları ve baş dönmesi azalmıştı.O sırada sınıfa öğretmenleri girmişti.İlk dersleri matematikti.
Kadının elinde tutmuş olduğu hoş bir çanta vardı.Diğer eliyle gözünden düşmek üzere olana gözlüğünü düzelterek sınıftaki öğrencilere doğru göz gezdirdi.
Küçük bir gülümseme sunarak "İyi dersler." diyerek sandalyesine oturdu.
Herkes bir ağızdan "Sağ ol!"diyerek bağırmanın ardından yerlerine oturdu.
Afra'nın başı bir an da tekrardan dönmeye başlamıştı.Karnında durmayan sancı devam ediyordu.Karnına iğne batıyormuş gibi hissediyordu.Baktığı her yeri bulanık görüyor, etraftaki her şey sabun gibi kayarak uzaklaşıyor ve etraf hızlı bir şekilde dönüyor gibiydi.
Ellerini masanın kenarlarına koyarak sıkıca tutmaya başladı.Gözlerini kapatarak sakinleşmeye çalıştı.Neden böyle olduğunu anlamamıştı.Tekrardan gözlerini açarak etrafına baktı, hala etraf dönüyor gibiydi.
Terlemeye başlamıştı.Hemen söz hakkı istedi.
Kadın gözlerini dikmiş olduğu kitaptan çekerek Afra'ya doğru çevirdi.
"Efendim Afra.Bir sorun mu var evladım?"diyerek Afra'ya söz verdi.
"Hocam, izninizle hemencecik lavaboya gidip gelebilir miyim?Çok acil."diyerek ayağa kalktı Afra.Elleriyle masaya tutunuyordu.Acil bir şey olduğu çok belliydi.
Kadın endişeli bir şekilde Afra'yı süzdü.
"Tabii, gidebilirsin.Kötü gözüküyorsun, hasta mısın Afra?"diyerek endişeli bir şekilde sordu.
Afra hızlıca başını "Hayır" anlamında salladı.Hızlı adımlar atarak sınıftan çıktı.Sınıftan çıkmasının ardından kapıyı kapattı, ayakta durabilmek için duvara dayandı Afra.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZOMBİ SALGINI
Science FictionKübra:Kızlar hazır mısınız? Afra:Ben hazırım ama Nisan halen hazırlanamadı. Nisan: Yalancı, ben de hazırım. Kübra:Birbirinizle uğraşmayı bırakın kızlar.Okulun ilk günü için mutlu musunuz? Afra:Anne, zaten geçen seneki kişiler.Bir yenilik olmayacak.B...