✧
Herkesin ne olursa olsun hayatta kalmak için savaş verdiği bu dünyada, ölmeye karar verenleri anlamak kolay mı?
Veronika ölmek istiyor - Paulo Coelho✧
Elimdeki kahve fincanıyla terasa çıktığımda gecenin karanlığında oturmuş, viskisini yudumlayan Bucky'e yöneldim. "Şu viskiyi azaltsan mı acaba..?" Yanına oturduğumda henüz birkaç nefes çektiği sigarasını söndürdü. "Bugün seni bir tık gerdim sanırım." dedim düz bir sesle.
Başını iki yana salladı bana bakmadan. Fincanımı sehpaya bırakıp ona doğru ittim. "Onu bırakıp şunu iç de kafan yerine gelsin biraz." diye ortamı yumuşatmaya çalıştım ama pek oralı olmadı. Endişelenmeye başlamıştım. Uzanıp elimi avuçlarıma aldım.
"Her şey yolunda mı?" Sustu. "Dinle, eğer bugün seni kızdıracak, kıracak ya da... Ne bileyim, yersiz bir şey yaptıysam eğer-"
Tuttuğum elini geri çekti. "Şunu yapmayı kes artık Milena." diye bana döndü. Gözlerinde keder gizliydi. Acı çekiyor gibiydi. "Sanki yolunda gitmeyen her şeyin sorumlusu senmişsin gibi davranmayı bırak."
Yutkundum.
"Her siktiğim sorunun sebebi senmişsin gibi özür dileme artık, çünkü senin bu halde olman da dahil, her boktan şeyin sebebi benim." Önüne dönüp avuçlarını yüzüne gömdü.
"Bucky, hey..." Uzanıp elini tuttuğumda dudakları birbirine kenetlenmişti ve yüz hatları kendini sıkmaktan oldukça belirginleşmişti. "Hiçbirinin sorumlusu sen değilsin, saçma sapan konuşma. Bak eğer Alpine öldükten sonra seni sorumlu tutmamdan bahsediyorsan da üzgünüm ama o anki psikolojiyle ne yaptığımı sorgulama lütfen. Kafam yerinde bile değildi."
"Bana ne dediğin umrumda bile değildi Milena." Sesi titriyordu ve ben bu cümleleri bile zorlukla kurduğunu anlayabilmiştim. Uzaklara değdi gözleri. "Haklısındır, değilsindir bu inan sikimde bile değil. Benim şu an tek umursadığım ben hayatına girdikten sonra ne kadar dibe battığın."
Elini dudaklarına götürüp ovalarken ben kalakaldım. Gerçekten dibe batmış olarak mı görüyordu beni? Evet, öyle olabilirdim, bu sorun değildi ama bunu ondan bu şekilde duymak.. Garip ve acınası hissettirmişti. Sonunda bana çevirmişti başını ama ben hiçbir tepki veremiyordum.
"Bana o gece ölmek istediğini söyledin." dedi kederle. Kabus gördüğüm gece 'ölmek istiyorum' diye ağladığım geceden bahsediyordu ve elbette o da anlamıştı bu dileğimin gerçekliğini.
"Ben öylece kalakaldım sözlerinle. O kadar fark etmemişim ki yorulduğunu. O kadar fark etmemişim ki karanlığını.. Ben öylece kalakaldım utancımla." Göz temasını kısa süreliğine bozarak dudaklarını yaladı ve nefesini verdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Parabellum ■ Bucky Barnes
FanfictionAlışılmışın dışında bir Bucky Barnes kurgusuna var mısınız? Bu hikayede Bucky ve Milena hiç de iyi bir başlangıç yapmamışken zorlu bir görev için bir araya gelmek zorunda kalır. İkisi aslında tek bir görev uğruna çalıştıklarını düşünürken perdenin a...