7- SIÇRAYAN KIVILCIMLARIN YANGINI

17 1 239
                                    

Umut.

Umut bir tohumdu insan için. Her geçen gün git gide büyüyen, köklerini derinleştiren, solduğu ilk anda da büyük bir zarara sebep olandı umut. İnsan başlarda ona tutunmak istemezdi hayal kırıklığına uğramaktan korktuğu için fakat sonrasında elleri ondan izinsiz sarardı o filizi ve büyütürdü. En ufak bir durum bile o filize bir damla suyken bütün gerçekler açığa çıktığında kökler öyle bir çıkardı ki olduğu yerden acısı titretirdi bedeni, soldururdu önceden parlayan gözleri, kuruturdu insanın ciğerini.

Umut alçak bir duyguydu. İnsanı en dibe bir anda çakan, onu binbir parçaya bölüp sonrasında tekrardan ayırdığı parçaların içinde yeşermeye çalışandı. İnsan çok kez umutlanır, çok kez de o umut filizinin gazabına uğrardı. Ama hiçbir zaman bu duygudan vazgeçemez, reddetmeye çalışsa da yine göğsünde büyütürdü istemeden.

Çünkü insan bir şeylere tutunmak isteyen bir varlıktı. Yaşamın yaşam gibi kılınması için bazı şeyleri sadece kendi açımızdan, kendi yorumlarımızla görmemiz gerekirdi ve umut tam anlamıyla bunu sağlayan bir duyguydu. Bu yüzdendi insan bırakamazdı bu duyguyu.

Ben de içimde yeşermesine izin verdiğim umuda deli gibi tutunuyordum. Parmaklarım o kökleri öyle bir sarmıştı ki çıkıp gitmesine ve beni hayal kırıklığına uğratmasına izin vermek istemiyordum.

Parçalara ayrılmak, kırılmak, çakılmak istemiyordum çünkü yeterince parçalanıp defalarca kendi kendimi iyileştirmiştim. Defalarca o merhemi tek başıma sürmüş, defalarca saçlarımı tek başıma okşamış, defalarca göz yaşlarımı kendim silmiştim.

Ben gücü defalarca kendimde tekrar tekrar bulmuştum. Düştüğüm anlarda yine tek başıma kalkmış, dizlerimdeki kanı tek başıma silmiştim.

Önceden çizilen sınırlarımı artık elimdeki koca silgiyle silerken şeytanın kulağıma fısıldayıp beni kendi cehennemine çekmek için uydurduğu yalanlara kulaklarımı tıkayıp kendimi gerçekliğin içinde tutmaya çalışıyordum. Onun kulağıma fısıldarken çıkan nefesinin yakıcılığı tenimi ürpertirken yanık izleri kısa süreliğine orada kendini gösteriyordu. Bu bir tehditti, bu bir uyarıydı, bu bir mesajdı. Henüz ilk adımımı attığım bu yolu sonlandırmamı söyleyen bir çağrıydı.

İblisin fısıldayışları içimdeki ateşin derinlerinde yer edinirken onları orada kül edip haykırışlarının sesini sert bir bıçak darbesiyle kestim.

Aklımı karıştırmak bir yana dursun aklıma dahi giremezdi bu fısıltılar. Çünkü izin vermezdim. Çünkü artık onları yöneten bendim, çünkü artık iblisin yuvasına giriş yapıp onu dağıtmaya başlayan bendim.

Mayın iblisti.

Bense onu yöneten olacaktım.

Hain için hazırladığımız plan sonunda bugün uygulanacak ve bazı şeyler kafamızda daha netleşecekti. Onca yaşanan olaydan sonra tim defalarca bazı şeyleri sorgulamış ve bizden bir cevap beklemişti. Başlarda ne diyeceğimizi bilemesek de daha sonrasında onlara bu görev bittikten sonra en net cevapla geleceğimizi ve kafalarındaki soru işaretlerini çözeceğimizi söyleyip sorgularına kısa süreli bir son vermelerini rica etmiştik.

XpabznbsşzzHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin