Bölüm 17

88 7 1
                                    

Yeni bölüm iyi okumalar🎀

***
Ercan'dan;
Yavaş yavaş gözlerimi hastanenin odasında yatakta açtım, kolumda serum vardı. Etrafımda baktım. Ahmet yatağın yanındaki koltukta uyuyordu. Benim için hem üzülmüştü hemde yorulmuştu. Serumumun bitmesine az kalmıştı, yatağa oturdum ve serumun bitmesini bekledim. Bir süre sonra serumum bitti. Ahmet'i uyandırmayacak şeklide hemşireye seslendim. Hemşire geldi, serumumu çıkardı ve gitti. Yataktan kalktım, Ahmet'in yanına oturdum. "Benim için çok üzüldün, bunun için seni seviyorum sevgilim" dedim ve eğilip yanağına minik bir buse bıraktım. Üzerimdeki hırkamı çıkarıp Ahmet'in üzerine örtüm. Kalkıp odadan çıktım babamın yanına onu son kez görmek için.

Ameliyathanenin önüne geldim. Babamın bedenini hâlâ çıkarmamışlardı. İçeri girmemin yasak olduğunu biliyordum ama yinede giridim. Babamın üzerini örtmüşlerdi. Tam baş ucunda durdum. "Hatırlıyor musun baba annemin öldüğü gece "beni asla bırakma baba annem gibi sende beni bırakma" demiştim sende bana "söz oğlum ben her zaman yanında olucam seni asla bırakmam" diyip öpmüştün fakat bugün sözünü tutumadın baba bunda sonra da tutmayacaksın" dedim ve sessizce ağladım. Etrafı temizleyen görevlilerden biri gelip omuzuma dokundu. "Şimdi çıkmalısın babanı derin bir uykuya bırakmalısın" dedi. Birşey diyemedim o andan sonra dilimi yutmuş gibiydim. Babama son kez baktım ve mecburi bir şekilde yanından ayrıldım. Bahçeye doğru yürümeye başladım.

Bahçeye geldim, bir banka oturdum. Dizlerimi göğsüme yaslayıp, başımı dizlerimin üzerine koydum. Gözlerimi kapadım ve ağladım, içimi döktüm.

Ahmet'en;
Gözlerimi açtığımda Ercan yatağında yoktu. Üzerime baktım, hırkasını üzerime örtmüş ve gitmiş olmalıydı. Hemen odadan çıktım. Babasını son kez görmek için yanına gitmiş olabilir diye düşündüm ve ameliyathaneye doğru yürüdüm. Ameliyathanenin önüne geldiğimde babasını çıkardıklarını gördüm. Baya bi kişi etrafa toplanmıştı sanırım akrabalarıydı. Etrafta bakındım ama Ercan yoktu. Nerde olabilirdi. Belki bahçeye hava almayan çıkmıştır diye hemen bahçeye gittim. Bahçeye çıktım, etrafa bakındım. Ercan ordaydı, hemen yanına gittim ve oturdum. "Merak ettim seni" dedim. ama hiç birşey demedi. Konuşmak istemiyordu. Sustum belki yalnız kalmak istiyordur diye ayağa kalktım gitmek için. Hırkasını da yanına bıraktım.

Tam gidicekken kolumdan tutu ve beni oturtu. "Özür dilerim konuşacak gücüm yok"

"özür dilemene gerke yok anlıyorum seni"dedim ve gülümsedim. "İstersen hastaneden çıkalım zaten akrabaların gelmişti"

"Gelmişler mi görmedim ben neyse biraz dolaşsam iyi olur kafamı dağıtmalıyım"

"gidelim o zaman" dedim. İkimiz de ayaklandık ve hastaneden çıktık. Sahil kenarına doğru yürümeye başladık. "Sevgili olduğumuz tarih artık babamın ölüm tarihi" dedi. Bu cümle beni çok üzmüştü. Ne yani hem babasının ölüm yıl dönümü anıcak hemde sevgili olduğumuz günü mü kutlayacak. Hayır olmaz böyle birşey bu tarih sadece babasının ölüm yıl dönümü için anma günü olucak.

"Artık bugünü kutlamayalım kendimize bir gün belirleriz"

"olabilir" dedi. Sahil kenarından biraz dolaştıktan sonra hastaneye geri döndük. Ercan'ın hâl etmesi gereken bir kaç işlem vardı. Hastanede geldik. Ercan'la önce  akrabalarının yanına gittik. Hepsi perişan olmuş halde alıyorlardı. Ben uzakta durdum, Ercan ise yanlarına gitti. Ercan az da olsa kendine gelmişti ama akrabaları ağladıkça oda kendini tutamayıp ağladı. Ercan'ı tekrar ağlayarak görmek beni de ağlatmıştı. Ercan'ın beni böyle görmesini istemedim hemen lavaboya koştum. Aynadan kendime baktım. Kısık bir sesle "bu ben miyim" dedim. Yüzüm çökmüştü, gözlerimin altı şişmişti. Hemen elime yüzüme yıkamaya başladım.

Ercan'dan;
Akrabalarım bana iyi gelmiyordu. Durmadan ağlamaları normal. Yüzümde çok ağladığım için bir acı vardı. Göz altlarım yanıyordu resmen. Elimi yüzümü yıkamak için lavaboya yöneldim. İçeri girdiğimde Ahmet'in de elini yüzünü yıkadığını gördüm. "Sende mi burdaydın"

"Evet elimi yüzümü yıkamam gerekiyordu" dedi. O da en az benim kadar ağlamıştı. "Bende bir elimi yüzümü yıkasam iyi olur" dedim ve yıkamaya başladım. Ahmet elini yüzünü kurulurken telefonu çalmaya başladı.

-Alo efendim anne

-nerdesin oğlum seni merak ettim

-Merak etmene gerek yok anne hastanedeyim

Elini yüzümü kurulurken hastaneyim dediği an ağzına vurdu. Sanırım annesinin öğrenmesini istemiyordu.

-Hastanede ne işin var iyi misin

-iyiyim anne

-neden ordasın o zaman

-anne gelince konuşalım mı şimdi kapatmalıyım

Dedi ve telefonu kapattı.
"çıkalım mı"

"olur" dedim.

Lavabodan çıktık. Ben işlemleri hâl etmeye gittim. Ahmet'e de beni burada beklemesini söyledim.

***
Bu günlük bu kadar görüşürüz!💗

(E'⁠3⁠)⁠♡⁠(⁠ε⁠'A)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin