ERESMUS

63 8 4
                                    

Sabah alarm sesiyle sızlanarak uyandım. Mis gibi tereyağlı yumurta kokusuyla aşağı indim.

" Günaydın güzel kızım hadi elini yüzünü yıka sıcak sıcak yiyelim"

" Tamam babacım."

"Gel buraya otur."

"Şu rüyalar yüzünden bir türlü uykum alamıyorum."

" Rüya mı? Nasıl rüya? ." babam oldukça şaşırmış duruyordu.

"Bunda şaşıracak ne var rüya işte hepsi gerçek gibi."

"Kaç kere gördün aynı rüyayı?"

"Ne? Nasıl yani? Nasıl benim arka arkaya rüya gördüğünü bildin?" Dedim şüpheyle.

"Tahmin...tahmin ettim biraz ayrıntılı anlatsana."

" Neyi ayrıntılı anlatayım rüya işte benim gitmem lazım hadi babacığım öptüm." Dedim ve projemi aldım. Projeyi bugün teslim etmem gerekiyordu bir yandan çanta bir yandan kocaman projemi taşımaya çalışıyordum.
Ayakkabımı giydim ve yola çıktım. Eşyalar yüzünden önümü göremiyordum bir anda bir şeye çarptım ve tam düşecek iken biri hem beni hemde projemi tuttu.
Daha şoku atlatamadan tanıdık bir ses iyi misin diye sordu.

"Ah Onur iyiyim sen olmasaydın hem projem mahvolacaktı hem de yere kapaklanacaktım." Dedim endişeyle.

"Ver bana projeyi kaç kere dedim istersen seni alayım diye zaten evimiz dip dibe."

" Ben iyiyim almana gerek yok..." Derken elimden projeyi çekip aldı.

"Sen sadece önüne bak. Zarar görme."
Diyerek sırıttı

Onur bizim sınıfta yani lisedeyken aynı sınıftaydık . Bizim civarda en iyi üniversite bu olduğu için çoğu lisedeki tanıdığım buraya gidiyor. Onur da onlardan biri.
Üniversiteye vardığımda projemi bana uzattı, teşekkür ederek aldım.

"Ne demek yardıma ihtiyacın olduğunda çağırmazsan alınırım." Dedi anlayışla

"Tamam tamam görüşürüz. " Dedim ve vedalaştık.
Sınıfa geldiğimde Kaan projesinde düzenliyordu.

Yanına gittim "insan bir yardıma gelir, neredeyse yere yapışıyordum." Dedim omzuna vurarak." Ah
iyi misin. "

"İyiyim Onur son anda tuttu."

"Bu Onur sana son zamanlarda fazla yakın. Bu çocuğu gözüm hiç tutmuyor bak"

"Ne yakın ya saçmalama arkadaş sadece"

Hoca geldi ve" Evet gençler tasarımlarınız hazır mı? Aslında size ondan önce birşey söylemem lazım. Bu yıl Erasmus mimarlık ve hukuk okuyan öğrencilerinden en iyi 5 kişi alacak ve onlarla birlikte Kore'ye gidecek oradaki mimarlık ve hukuk okuyan arkadaşlarınızı 1 ay geçireceksiniz dedi.

Bir anda herkes heyecanla konuşmaya başladı. Tanımadığım bir çok kişi soru sormaya başladı.

"Kimler gidecek şimdi, ay bende var mıyım ki , ıy Işılda vardır şimdi ." Son duyduğum cümle ile gözümü devirdim. Dünyanın en gereksiz insan olan Melike ile muhatap olmak istemiyordum.

"Evet çocuklar sakin olun şimdi gidecek 5 kişiyi söylüyorum ,beşincisi gidecek olan Kaan. "
Kaan sevinçle bana baktı .

"4. gidecek olan Mine ."

"Ay inanmıyorum kızlarr." dedi sevinçle.

"3. gidecek olan Mert, 2. gidecek Burak ve 1. gidecek kişi Işıl hayırlı olsun gençler." dedi . Gidecekler çok sevinçliydi tabi gidemeyenler de bir o kadar mutsuzdu .

Kaana döndüm "Kaan resmen birlikte Kore'ye gideceğiz inanamıyorum."

" Bende hâlâ şok içindeyim."

Hoca tekrar araya girdi "Yedekte olan 1 kişi var o da Melike . Gideceklere hayırlı olsun. Şimdilik bilgi bu kadar. Bize bir bilgi gelirse söylerim. " Dedi ve çıktı.
Hemen gidip babama söylemek istiyordum . Tam projeleri teslim ettik çıkarken biri koluma feci bir şekilde çarpıp geçti çarpan kişiye baktım ve tabii ya tahmin etmek zor olmamalıydı. Melike saçını savurup ilerledi.
Kaan da sinir olmuş olacak ki" Resmen kıskançlıktan patladı ." Dedi.

" Ya neden böyle davranıyor anlamıyorum ,bunu sinir edecek hiçbir şey yapmadım, genel olarak hiçbir şey yapmadım ."dedim sinirle.

"Onun sorunu seninle değil kendisiyle."

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Üniversiteden çıktım ve eve geldim. "Baba ben geldim ."

"Hoş geldin bir tanem."dedi ve kapıya geldi.

"Sana öyle güzel haberim var ki. "Dedim heyecanla.

"Anlat bakalım . Neden bu kadar heyecanlısın?"

"Bu sene Erasmus mimarlık ve hukuk öğrencilerinden en iyi 5 kişiyi Kore'ye götürecekmiş." Cümlemi bitirir bitirmez babamın yüzü düştü ama devam ettim.

"Ve 1 gidecek kişi ben seçildim inanabiliyor musun oradaki mimar okuyanlarla 1 ay geçirecekmişiz ve..."

"1 ay mı?"babam şok olmuştu.

"Evet ama..."

"Olmaz imkanı yok .Senden bu kadar ayrı kalamam. Benden bunu isteyemezsin."

"Ama sen de iş için gidip 3 gün gelmediğin olmuştu "

"O ayrı, hem 3 gün ile 30 gün bir mi?"

"Babacım benim çocukluktan beri başka ülkelerde gezmek istediğimi biliyorsun."duygu sömürüsü yaparak bu işi halledeceğimi biliyordum, başarabilirdim.

"Hem Kaan da gelecek."

"Kaan mı ?Bak o zaman İşler değişir."

Yüzümde öyle bir gülümseme olmuştu ki babam hemen "Bu kadar heveslenme hanımefendi daha izin vermedim düşünmem lazım."dedi.

Babamı kocaman kucakladım ve odama girdim kendim yatağa bıraktım. O kadar yorgundum ki rüya kaldıracak halim yoktu."

Hadi ama rüya kaldıracak halim yok derken kendimi yine aynı rüyada buldum.

Evet o beyaz tenli, çekik gözlü, genç bir erkek karşımda duruyordu.

Tam olmayan Türkçesi ile"Seni buldum."dedi.

Sesi o kadar etkiliydi ki size şöyle anlatayım Straykids' deki Felix'in sesine o kadar çok benziyordu ki muhteşemdi.

Anlamaz gözlerle ona baktım.

"Neden beni arıyordun ve sen kimsin?"

"Kim olduğumu ben de bilmiyorum. Benim kim olduğum önemli değil sonunda seninle konuşuyorum."

"Ne... Nasıl...Ne oluyor!"

"Fazla vaktimiz yok hemen bana nerde yaşadığını söyle. Hemen!"

"Neden istiyorsun."

"Anlatmaya vakit yok, lütfen söyle."dedi ve yalvarır gözlerle bana baktı.

Tam söyleyecektim ki onun tarafındaki kapı açıldı. Karşıdaki çocuk endişeyle;

Artık çok geç. Lütfen bir yere kaybolma seni bulacağım."

-Ayyy bu bölümde bu kadardı . Umarım beğenmişsinizdir. İstekleri yazmayı unutmayın haftaya cumartesi görüşürüz

RÜYA TAŞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin