ʙᴏ̈ʟᴜ̈ᴍ: ᴏɴ ᴀʟᴛɪ

51 6 1
                                    

Dibimde pis pis sırıtarak eliyle belimi kavradığı gibi, yasladığı kapıdan çekip göğsüne yaslanmama sebep oldu.
Kaslarını çok rahat hissediyordum.

Kabinden içeri girip kapıyı kilitledi.
Beni tekrar yasladığında bedenlerimizi neredeyse birleştirmişti.

"Hiç olmadığım kadar. "

Daha fazla beklemeden dudaklarımızı birleştirdi.
Pekâlâ, ilk öpüşümüzün bok kokulu yerde olmasını istemezdim ama şartlar ortadaydı.
Neyse ki onu öperken hiç bir şey düşünemiyordum.

Hiç bir şey düşünmemek kelimenin tam anlamıyla buydu.
Aklımdan herhangi bir şey geçmiyordu.
Beynim bomboştu. Nerede olduğumuzu bırak ne olduğumu bile unutmuştum.

Neden bu kadar etkilendiğimin tek sebebi, oydu. Onun varlığı bile benim tepetaklak olmama yetiyordu. Umrumda olan tek şey alt dudağımı dudaklarının arasına almasından başka bir şey değildi.

Çok mu kısaydı? Ondan çok mu hızlı hoşlanmıştım? Belki de bu hisler için erkendi.

Peki, bilin bakalım umrumda mıydı?
Tek isteğim O iken, hiç bir şey değildi umrumda.

18 yıllık hayatı istemiyorum. Yalnızca Chan'ı.

Atmosfere karşın kendimizi kaptırmamız sürerken aniden kapı çaldı.

Kapının çalmasıyla hızla ayrıldık.
Açıkçası, ders saatinde kabinler bomboşken bula bula burayı bulan kişiyi oldukça merak ediyordum.

Chan'dan ses gelmeyince bir şey demem gerektiğini düşündüm. Ve konuşmak için ağzımı araladım.

Beklendiği gibi ben "dolu" dediğim gibi, aynı anda Chan da "dolu" demişti. Ona döndüğümde bir sıçtık bakışı attım. Çünkü gerçekten de göz göre göre deşifre olmuştuk.

Dışarıdan yalandan öğürme sesleri geldi ve dışardaki kişi bunun iğrenç olduğu hakkında bir şeyler zırvalıyordu.
En son Chan dayanamadı ve kapıyı açtı.

Ona bir şey söylemek üzereyken çocuk konuştu.

"Aa abi kolay gelsin amk"

"Rahatsız mı oldun? "

"Yok abi, tövbe haşa. Arkadaşlarım da her gün gözümün önünde yiyişiyorlar ama hâlâ alışamadım. "

"İyi. Adın ne? "

"Ha, ben Hoseok. Tanıştığıma memnun oldum. "

"Tanışmak için değil öylesine sordum. Siktirgit şimdi. "

Olduğum yerde ufalmış, konuşulanları dinlerken Chan içeri girdi ve kapıyı tekrar kapattı.

"Seungmin."

Mırıldanarak adımı söylediğinde cevap verme ihtiyacı duymadım. Yalnızca gözlerine bakıyordum.

Ardından yanağıma dudaklarını yaklaştırıp öptü.
Eliyle, gözlerime düşen sarı tutamlarımı geriye iteledi ve derin bir nefes aldı.

"Öyle biri değilim.
Tamam belki biraz öyleyim. "

Son cümlesinde istemsiz kıkırdadım.
"Nasıl biri? " diye yanıtlamıştım.

Is she your sister? | Chanmin ✓ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin