"Ophelia artık uyansan mı?" Ses ile yavaşça gözlerimi açtığımda homurdanarak yorgana daha da sarıldım."5 dakika daha." Rosé'nin iç çekişi, bana izin verdiğini anlamamın habercisiydi. Geri uykuya dönerken Rosé'nin, "Sadece 5 dakika." dediğini duydum.
Hâla bu uyku düzenine alışamadığım için hayatı sorguluyordum, en sonunda 5 dakika geçince Rosé'nin bana güzelce seslenişini duydum.
"Uyuyan güzel artık uyansa mı?" yanağımdan da öptüğünde gülümseyerek kalktım, "Maalesef uyandı." Dediğime gülerken beni hazırlanmaya gönderdi.
Derslere hazırlanmak için harekete geçtiğimde bugün hangi derslerin olduğuna bakıyordum; Slytherin ile karanlık sanatlara karşı savunma, Hufflepuf ile bitki bilim, Gryffindor ile iksir.
Gryffindor ile iksir!
iksir dersine gitmesem mi diye düşünürken bina başkanının azarlamasını şimdiden hissettiğim için vazgeçtim ve banyoya ilerledim.
"Kahvaltıya geliyor musun?" Rosé'nin sorusuyla ona döndüm dişimi fırçaladığım için sadece elimle olumlu işaret yaptım.
"Beklememi ister misin?" Bu seferde negatif işaret yaptığımda bana hemen inmemi söyleyip büyük salona indi.
Bende kalan işlerimi 5 dakika da halledip üzerime Ravenclaw cüppemi giydim, ardından aşağı inerken tekrar çıkmaya yorulduğum için çantamı aldım.
Odadan çıktığımda resmen herkesin kahvaltıda olduğunu fark ettim, saat epey geç olmalıydı, muhtemelen bi' yarım saate kahvaltı saati biterdi.
Ravenclaw ortak salonundan çıktığımda büyük salona doğru adımladım, koridorlardan geçerken aceleci davranmıyor ve yavaş yürüyordum.
Çok erken gittiğim zaman Rosé bulduğu her şeyi ağzıma tıkıyordu ve ben bunu istemiyordum, o ağzıma tıktığı yiyecekler yüzünden kusmak istemiyordum...
Birkaç kişinin fısıldaşmasını duyduğumda merakla kafamı o tarafa çevirdim, büyük ihtimalle gideceğim koridorda konuşuyorlardı.
Başımı hafifçe çıkartıp kim olduklarına baktığımda Hufflepuflı okulun gazetesini yazan çocukla, Gryffindorlu bir kızın konuştuğunu gördüm.
Büyük salona geç gitmek için kullandığım uzak koridorlarda ne halt ettiklerini merak ettiğim için orada kalıp onları dinledim.
"Sessiz ol! bak şimdi sana bir şey anlatıcam ve onu yazıcaksın." Büyük ihtimalle büyük bir dedikodu söylecekti bu yüzden sessiz olmasını söylüyordu, bende meraklı bir kişiliğe sahip olduğum için tabikide dinleyecektim.
"Remus Lupin, Gryffindorlu bir kızla konuşuyor, bilirsin Remus'u eskiden Ravenclawlı biriyle birlikteydi."
"Ben ve okul sakinleri bunu ne yapsın? kimin umrunda?" Kafamı geri çekip duyduğum şeyi sindirmeye çalışırken sessiz olmaya da çalışıyordum.
"Aptal mısın? Eğer bu öğrenilirse, o Ravenclawlu kızla fena dalga geçilir, ah şansa bak bende onu hiç sevmem."
Dediği şeyle kaşımı çatıp onun kim olduğuna baktım, normal bir Gryffindorluya benzediği için kim olduğunu çıkaramadım.
"Hadi ama Dean, insanlar bu yazını merak ettiği için gazeteni satın alacak ve sen para kırıcaksın."
"Tamam... çok para kırıcaksam yapabilirim, kanıtın var mı?" Artık daha fazla duymak istemediğim için hızlı adımlarla orayı terk ettim.
Tuvalete girdim ve dolan gözlerimden yaşlar düştüğünde ağlamamak için direndim, 1 ay önce dediğini yapıyordu.
1 ay önce beni terk ederken dedikleri şeyleri doğruluyordu, bensiz nefes alıyordu, yaşayabiliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Picture to burn •Remus j. Lupin
Fanfiction1976 Bende kalan 2 fotoğrafın vardı, onları da yaktım Remus.