Aradan 1 hafta geçmişti, eskisi gibi hissediyordum çünkü Remus'un bana karşı olan hislerini biliyordum.2 ay önceki gibi eski davranışlarıma geri dönmüştüm, yani kısacası kendimi o kadar da soyutlamıyor ve diken üstünde yaşamıyordum.
şu an ise iksir hocasının verdiği ödevi, dersleri dinlemem gerektiği halde yapmadığım bilgilerle yapmam gerekiyordu.
Dersi dinlememenin acısıyla verilen testlere bakıyordum, birinin beni çok pis bu derse çalıştırması gerekiyordu.
Lily'den istemiştim ama şu an yapamayacağını başka birşne söz verdiğini söylemişti.
Sorular mı zordu yoksa ben mi maldım? Pes ederek kafamı masaya bıraktım ve dua etmeye başladım.
'Merlin! Lütfen sessiz çığlıklarımı duy ve bana bunu çalıştıracak birini gönder!'
Yanımdaki sandalye geri çekildiğinde Merlinin duamı kabul ettiğini ve Lily'nin geldiğini anladım.
Lily olduğunu düşündüğüm kişiye görüş açıma oturmadığı için başımı kaldırıp baktım.
Masadaki kağıtlara bakan Remus'u gördüğümde gülümsedim, onu görmek bazen iyi geliyordu.... Bana aşık olan Remus, banaaa.
"Lia??"
"Ha? Efendim?" Yüzüne odaklandığımı fark edip masaya doğru baktım, "Seslendim ama duymadın sanırım.." dediğinde utançla ona baktım.
"Bir şey mi oldu?" Konuyu değiştirerek neden geldiğini sordum, "Ödevlerimi yapmak için kaynak bakmaya gelmiştim, seni de bir şey anlamıyormuş gibi gördüğüm için yardım etmek istedim." dedi.
Yardımını kabul etmek istememe rağmen düşünüyormuş gibi gözlerimle yan tarafa baktım, "Olur aslında.." dedim.
Kabul etmem ile önümdeki ders kağıtlarını aldı ve baktı, sonra da testi eline alıp inceledi.
"Dersi dinlemediğini ve sadece uyuduğunu bildiğim için bu konuları sana anlatacağım, sonra da bu testi çözmeni isteyeceğim tamam mı?" Sözlerini tane tane ve başını sallayarak söyledi, ardından dediği her şeyi kabul ettim.
"Şimdi buradan başlayalım sonra da-" Masadaki kağıtlara bakarken bir anda durup sandalyeme baktı, elini sandalyenin altına götürerek beni kendine çekti.
Ondan uzak olduğumu düşünüp beni yanına çekmesine gülümserken Remus ciddi bir şekilde ders anlatmaya başladı.
~
"Anladın değil mi?" Bütün anlamadığım konuyu anlattığında her şey yerine oturmuştu, ona bakıp kafamı salladığımda gülümsedi.
"İyice anladım, şimdi testi çözelim mi?" Tatlı tatlı konuştuğumda beni gülerek onayladı ve masanın köşesindeki testi aldı.
İlk soruya baktığımda aslında en kolay sorulardan biri olduğunu fark ettim, bunu nasıl yapamadığımı düşünürken doğru cevabı işaretledim.
"Pışt!" Bana seslenen Remusa bakmak için başımı ona döndürdüm, bana bir çikolata parçası uzattığını görünce gülümsedim.
Elini ağzıma yaklaştırarak çikolatayı bana verdi, "Her doğru cevapta bir ödül." dedi. Evet, verdiği çikolatayı o vermeyince o kadar da çok beğenmiyordum.
"Çikolata komasına giricem desene!" Dediğimi gülümserken, "Giricez." dedi.
Diğer soruları doğru çözdüğümde bir çikolata parçası daha veriyordu.Çikolata artık midemi birazda olsa bulandırdığında daha yememeye karar verdim, "Doğru yaptın! yine.." dedi.
"Bunun için teşekkür ederim Rem." Ona güzel bir şekilde hitap ettiğim için bana gülümseyerek baktı ve çikolata uzattı.
"Çok yedim yaaa."
"Tamam pekii, o zaman şu son soruları çözelim." Onu onayladıktan sonra son soruları çözdüm ve ondan büyük bir aferin aldım.
"Tamam, şimdi bunları öğrendiğine göre başka bir şeye ihtiyacın var mı?" Diğer dersleri kolayca yaptığım için başımı iki yana salladım.
"Senin daha işin var mı? Saat yeterince geç oldu, istersen çıkalım."
"Odaya çıkmak istemiyorum şu an belki biraz daha çalışırım ben."
"beni çalıştırırken senin zamanını almadım umarım..."
"Yok, yok. Seninle beraber bende tekrar etmiş oldum Lia." Gülümsediğimde o da gülümsediii.
"Aslında istersen benim odama gidebiliriz, sana vermek istediğim bir şey var."
"Olur." Sorgulamadan tamam demesine kaşlarımı çatıp güldüm ama umursamadım.
"Hadi gel."
~
Odama geldiğimizde o yatağıma otururken bende dolabımın olduğu yere gittim, "Akşam yemeğine ne kadar var?" diye sordum.
"Yarım saate yakın." Akşam yemeğine inmek istemediğim için dolaptan pijamalarımı aldım ve banyoya doğru ilerledim.
"Nereye?"
"Üzerime değiştireceğim." başını olumsuz bir şekilde salladı ve "Akşam yemeğine ineceksin, inmemek diye bir şey yok." dedi.
"Çok çikolata yedim, o kadar aç değilim..."
"Hayır, lia." sert bir sesle konuştu.
"Evet, Lia." yumuşak bir sesle isyan ettim.
"Gel buraya..." Gelmemi istediğinde pijamalarımı bir kenara attım ve yanına ilerledim.
Yatağa oturduğumda beni kendine çekti ve kolunu omzuma koydu, "Seni seviyorum biliyorsun değil mi?" dedi.
"Hmm, bilmem." kafamı yana atarak konuştuğumda gülümseyerek beni izledi.
Eskisi gibi hissediyordum şu an, bu anı unutmamak için beynime kazıyordum....
"Bekle sana bir şey vereceğim." Dolabıma doğru ilerleyip çekmeceyi açtım, o ise bana heyecanla bakıp ne vereceğimi merak ediyordu.
"Aslında daha önce vericektim tabi beni terk etmeseydin." Ona laf attığımda başımı geriye attı ve, "Şunu hatırlatmaz mısın? Utanıyorum." dediğine gülerken elime kutuyu aldım.
Yanına sallanarak ilerlerken eski yerime oturdum ve kutuyu kucağıma koydum, "Bak şimdi, biri senin biri benim." dedim.
Kutudan iki gözlük çıkardığımda Remus biraz şaşırdı, garibimin hiç güzel gözlüğü yoktu.
"Beraber havalı bir çift olucaktık ama artık tek tek olucaz." dedim ve gözlüğü ona taktım, "İstersen hâla olabiliriz." Gözlüğü bana taktı.
Ben ise şarkı söylermiş gibi, "Tek başıma parlıyorum!" dediğimde kafasını iki yana salladı.
"Artık çok havalıyız ve aşağıya inebiliriz!" dedim ve o "Ama aşağısı kapalı alan gözlüğe ger-" dediğinde sözünü kesip ayağa kalktım.
"Sirius'a verseydim benden önce inerdi! Hadi kalk!" kalktığında homurdanarak aşağıya inmek için kapıyı açtı.
~
Biz çok slayiz.
Bichi naneun solo!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Picture to burn •Remus j. Lupin
Fanfic1976 Bende kalan 2 fotoğrafın vardı, onları da yaktım Remus.