Akşam saati çoktan gelmişti, yemek yemeye inmiş şu anda biraz kendime çeki düzen veriyordum.Rosé'yi Mary'nin odasına erkenden gönderip biraz hazırlanmak için yukarı çıkmıştım, Remuslar herkes odasına çekildikten 15 dakika sonra odaya gidiceklerdi.
Üzerime güzel ve rahat bir pijama geçirdikten sonra herkesin yatmasını bekledim.
Kızlarla önceden kızlar gecesi yapacağımızı düşündüğümüz için pijama giymeye karar vermiştik, Rosé pijamayı Maryden almayı planlıyordu -Kesinlikle simsiyah giyinmiş olucak-
Saçlarımı iki yandan örmeye karar verdiğimde güzelce ikiye ayırdım ve örmeye başladım..
En sonunda aynaya baktığımda görünüşümün güzel ve tatlı olduğunu gördüm, hava biraz sıcak olduğu için hırka almak istemedim.
En sonunda bi 5 dakika geçti ve gizli geçide gitmek için gizlice odadan çıkıp ilerledim, zaten pek kontrol olmadığı için azcık olsa da rahattım.
Gizli geçide geldiğimde hızlıca girdim ve ilerlemeye başladım, birkaç kez bunu tekrarladığımız için sorun yaşamadım.
Geçidin sonlarına doğru geldiğimde yavaşça çıktım ve geçidi gizledim, kızlar yatakhanesinde ilerlerken Mary'nin odasının neden bu kadar uzakta olduğunu düşünüyordum.
Karanlık koridorda asamın ucundaki hafif ışıkla ilerliyordum, ikiye ayırdığım saçımın biri havaya kalktığında şaşkınlıkla duraksadım.
Resmen biri vurmuş gibi havaya kalkmıştı, bunu umursamak istemediğim için daha hızlı bir tempo ile ilerledim.
İlerlerken birazcık tırsmış olsam da bunu göstermeden ilerliyordum, bu sefer diğer saç tutamın havaya atıldığında kaşlarımı çattım ve etrafıma bakındım.
"Pişt!" Arkamdan ses geldiğinde hızlıca oraya dönmem ve çekilmem bir oldu, kendimi bir yerde sıkışmış gibi hissediyordum ve bu iğrençti.
Kafamın üzerinden geçen örtüye bakındığımda kaşlarımı çattım, düşünmem bir gülüş ile bölündüğünde sıkışık olduğum yerden gülen kişiye baktım.
"Sirius?" Önümde bana bakmış pişkin pişkin gülümsüyordu ve beni sıkıştırıyordu!
"Lia?" James'i de yanımda gördüğümde bunların çapulculardan başka birileri olmadığını anladım.
Hâla sıkışık hissederken Sirius'u biraz ittim, "Ezildim Sirius ya!" Siriusta beni ittiğinde arkamdaki bedene çarptım.
"Piç kurusu!" Ona küfür ederken arkama bakındım ve düşmemem için beni tutan Remusla karşılaştım.
"Dikkat et Patiayak." Sirius'a sesleniş biçimini bir yerden hatırlıyordum sanki? ama düşünmem gereken şu an bu değil Remus'un tam arkamda olmasıydı!
Uzun bir zamandan sonra ilk kez bu kadar yakındık ve nefes alış verişlerim hızlanmıştı.
Sirius bize bakıp abartılı bir şekilde göz devirdiğinde bana doğru bir el hareketi yapmak üzere elini kaldırdı, Remus ise bunu fark etmiş olacak ki James'i hafif öne itip beni tam yanına aldı.
"Tamam, şimdi daha güvenlisin." Beni kontrol edermiş gibi üzerime bakındığında pijamamı görmesiyle gülümsemeye başladı.
Böyle tatlı tatlı giyinmemi çok seviyordu... En azından biz sevgiliyken.
Kaşlarımı çatıp dördümüzünde içinde olduğu örtünün ne olduğunu düşünüyordum, James sanki bunu anlamış gibi konuştu, "Pelerinime hoşgeldin Cadı." Dediği şeye bir kaşımı kaldırırken anlamaya çalışıyordum..
Remus bana dönüp, "3 kardeşin hikayesini bilir misin?" dedi. Bahsettiği şeyi direkt anladığımda gözlerimi açarak şaşırdım ve susarak önüme döndüm.
Ufak bi sessizlikten sonra bun bana hiç bahsetmediğimi fark ettim ve belki de bunları anlatmak istemediği için veya beni hayatına dahil etmek istemediği için terk ettiğini düşündüm.
Hafif Remus'a dönerek konuştum, "Bundan hiç bahsetmemiştin." Remus biraz duraksadıktan sonra, "Aslınd-" diyecekken onun sözünü kesip örtünün altından çıktım ve gireceğimiz odaya varmanın sevinciyle hızlıca kapıyı açtım.
~
Aradan 1-2 saat geçmişti, ilk başta biraz komik bir durum gibi soğuk soğuk konuşsak da şu an daha çok sıcaktık ve eğleniyorduk.
Biraz kötü hissettiğim için sohbete azıcık katılıyor ama yine de aktif kalıyordum.
"Hayır bir kere! Bahane olsun diye Ophelia hasta dedim!" Mary, Sirius'a şapşalca konuştuğunda sohbete katıldım, "Pekte yalan değildi! Yanıma geldiğinde hem Merline hem bana dua ediyordu! *Hafifçe ayağa kalkarak taklit yapmaya başladım* 'Oh, Ophelia, iyi ki hastasın!' Sonra 1 saat başımda hasta olduğum için ağladı!" dedim, herkes kahkahalara boğulurken Sirius Mary'e doğru ilerleyip yakınlaştı, gözümden kaçmamıştı.
Etraf biraz serinlediğinde yerdeyken bacaklarımı kendime doğru çektim ve kollarımı sardım.
"Eeee Ophelia, Dia'nı aldın mı?" Sirius göz kırparak konuştuğunda yerde olan bakışlarımı ona doğru çevirdim ve "Hm?" dedim.
Kızlar da bu soruya kaşlarını çattığında Sirius, "Diyorum ki Peluş kurdunu aldın mııı?" Kaşlarımı kaldırıp indirdiğimde arkama yaslandım, "Remus'un nasıl burda olduğunu zannediyorsun?" dedim.
Lily'e bu kısımları anlatmadığım için boşver dermiş gibi hareket yaptım, Sirius ise sırıtarak, "Yani adının Dia olduğunu kabul ediyorsun?" dedi.
James Ooo'lamaya başladığında Sirius'ta katıldı, ikisine de göz devirdiğimde Remus arkadaşlarını susturdu.
Kızlar bana gözlerini kısıp baktığında gözlerimle sonra anlatırım dedim ama Sirius aksini düşünüyormuş gibi, "Remus çok güzel bir peluş oyuncak hediye etti onaaa, hemde adının 'dia' olmasını da rica ettiii, demek ki bu ricasını kabul etmiş Liaaa." dedi.
Sözlerini yayarak konuşmasına gülerken kafamı iki yana salladım, kızlar da sırıtıp gülmeye başladığımda hafifçe utandığım için yanaklarımın kızardığını hissediyordum.
Odanın daha da soğuması ile bu kızarıklığım tabiki de son buldu...
Remus hırkasını çıkardığında yapacağını düşündüğüm şeyi yapmamasını umdum.Sirius, "Aaa, olmadı böyle! Remus çabuk hırkanı ver!" dedi ve ona kızıyormuş gibi yaptı. Zaten çoktan bana hırkayı uzatan Remus Sirius'un dediğine göz deviriyordu.
Hafifçe yanıma kayıp hırkayı omuzlarıma attığımda odadaki herkes birbirine imalı bakışlar atıyordu, uzun zamandan sonra ciğerlerime dolan kokusu ile derin bir nefes almamaya çalıştım..
"Üzerime uzun bir şeyler giymeye gideceğim." Hırkayı tam giyerek kalktığımda Remusta kalktı, "Tek gitme." dedi.
Galiba bugün bu tatlı çocuktan kurtalamayacaktım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Picture to burn •Remus j. Lupin
Fanfic1976 Bende kalan 2 fotoğrafın vardı, onları da yaktım Remus.