Gazete

560 49 40
                                    


Önümdeki yemeği eksiksiz yerken herkes eline bir gazete alıyor ve yazan yazıları okuyordu.

Şok, şok, şok! Remus lupin ve James Potter hakkındaki gerçekler!

Zaten okulda popüler oldukları için herhangi bir köşe yazılarında adları geçse de herkes o gazeteyi aldığı için her haber ünleniyordu.

Beni şaşırtan bir şekilde Remus dışında James'in de dedikodusu çıkmıştı, Lily buna sinir olsa da belli etmiyordu.

Hogwarts için bugün 2 büyük dedikodu ortaya çıkmıştı, kim mutlu olmazdı değil mi?

Geçen duyduğum şeyi onaylayan biçimde çıkan gazete ile açıklanan gerçek Remus bir Gryffindorlu ile konuşuyordu, geçen gün bana karşı davranışlarından azcık olsa da umutlanmıştım.

Buna daha fazla kapılmamak için eskisi gibi kendimi hayattan soyutlamıyordum, daha da kötü bir biçimde daha çok soyutluyordum.

Birkaç derse Madam sayesinde girmiyordum, girdiğim zamanda herkesten önce giriyor ve oturmayacakları yerlere oturuyordum.

James hakkında ise Lily'e aşık olmasına rağmen başkalarıyla flörtleştiği yönünde bir dedikodu çıkmıştı.

James'in hakkındaki dedikodu kesinlikle yanlıştı çünkü o Lily-çiçeğine bunu yapmazdı -Lily kesinlikle bu dedikoduya çok üzüldü-

Remus'un dedikodusu hakkında bir şey dahisi duymak istemiyordum ama bizim kızlar bunu konuşmak dışında bir şey yapmıyordu! Üstüne Gryffindor masasında oturuyordum.

Çapulcular henüz Büyük salona akın etmemişti ve yapacaklarını izlemek istemiyordum.

Hastane kanadından çıkmam üzerine 1 hafta geçmişti, kendimi toparlamıştım.
Eskisi gibi yiyor ve mutlu hissediyordum, o olmadığı zaman daha iyi hissediyordum..

"Kızlar gerçekten Remus hakkında bir şey duymak istemiyorum." Mary bana gözlerini devirdiğinde dediklerime gülüyordu, "En son çikolatanı vermiştin 🙃." dediği şey üzerine ona şeker paketi attığımda havada tuttu ve paketten şekeri çıkartıp yedi.

"Neyse, odama çıkıyorum, birazdan gelirler bağırışırlar filan uğraşamam." Diğerleri başını salladığında kalkıp sallana sallana kapıya doğru ilerledim.

"Vay, Vay, Vay" Arkama döndüğümde Lucius'la karşılaştım, bana üstten bakıp diğer eliyle de gazeteye göz gezdiriyordu..

"Ne tür bir eziksin?" Benimle dalga geçerek konuşurken arkasındakilerde bana kötü bakıyordu.

"Ne?" Ravenclawlu olmama rağmen bana böyle davranması sinir bozucuydu, diğerleriyle çok iyi anlaşırlardı.

"O ezik Gryffindorlu bile seni başka biri uğrana bıraktıysa demek ki çok kötü olmalısın, ah, yoksa yatak-" Lucius yediği yumrukla geri sendelediğinde yumruk atan kişinin Remus olduğunu fark ettim.

"Remus!" Öne doğru onun yanına ilerledim, Lucius ona vurucakken Remus'u kenara çektim.

"Lucius, git!" Malfoy beni dinlemeden Remus'a ilerlediğinde Remus beni arkasına aldı ve Lucius'a tekrar bi yumruk geçirdi.

"Hey, çocuklar!" McGonnagal sinirle bize ilerlediğinde Lucius akıllanmayıp Remus'a ilerledi, Remus bunu lehine çevirmek istemiş olmalı ki Lucius'un attığı yumruğu tutabilirken tutmadı ve yediği yumruk ile sendeledi.

McGonnagal yumruğu atanın Lucius olduğunu görünce Lucius'u Dumbledore'a gönderirken Remus'u uyardı.

Remus zekasını kullanarak bu işten sıyrıldığında bana baktı, Malfoy'un o iğrenç ithamı yüzünden kendimi kötü hissediyordum ve bunun herkesin önünde olması ise sinirimi bozuyordu.

"Remmy, iyi misin? Duyduğum gibi geldim." Bir Gryffindorlu kız Remus'un yanına geldiğinde Remus ona bakmaya tenezzül bile etmedi çünkü bana bakıyordu.

Kızın ona Remmy diye seslenmesine kaşlarımı çatarken kızlar kolumu tuttu, "Remusun sürtüğü de geldi, gidelim buradan." Mary beni kapıya sürüklerken Rosé de Remus'a bakıyordu aynı benim gibi.

Onun başka biriyle olduğunu gazeteden okuduğumda yalan olabileceği ihtimalini de düşünüyordum ama resmi bir şekilde kızı gördüğüm için onaylanmıştı bu.

Ve bu beni boktan hissettiriyordu, öyle hissettirmemesi gerektiği halde.

Kapıdan çıktığımızda bir tepki bile vermedim, umursamadım. Eğer umursasaydım bu halimden daha da bok gibi olacaktım ama kısasa kısas.

Eğer o beni bu kadar kolay bir şekilde bırakıyorsa bende onu kolay bir şekilde bırakabilirdim.

"Ophelia!" Arkama bile bakmadım çünkü bu sesin ona ait olduğunu zaten biliyordum.

"duymak istemiyorum, gidelim." Kızlara doğru konuştuğumda daha da hızlı ilerledik, "Kızlar, durun." En sonunda beni kolumdan tutup kendine çevirdiğinde bıkkınlıkla nefes verdim.

"Kızlar, bizim odada çocuklara az önce yaşanan olaydan bahseder misiniz? O sırada bizde Ophelia ile konuşalım."

Kızlar gitmek istemese de Mary, Rosé'yi çekerek götürdü ve gözleriyle de olsa benden özür diledi.

Kızlar yanımızdan gittiğinde Remus'a bakmıyordum çünkü şu an çok değişik bir durumdaydık, resmen beni terk eden birinin kendini açıklamasını dinleyecektim.

"Ophelia bak içeride olanları yanlış anlam-" Dediği şey ile hayretle ona baktım.

"Yanlış anlamayayım mı? Pardon da, burada yanlış anlanacak bir şey mi var?" alayla konuştuğumda iç çekti.

"Sadece üzülmeni istemiyorum!"

"Üzülmem merak etme! 1 ay önce beni yasak ormanda terk ettiğinde yeteri kadar üzdün." Sözlerimle o anı hatırladığında gözlerini kaçırdı, utanıyordu, utanmalıydı.

Beni o saatte yasak ormanda tek başıma bırakmış ve gerçek anlamda terk etmişti, o akşam ormanda full ağlamıştım. En sonunda korkunç sesler geldiğinde koşarak çıkışa kaçmıştım ve o ise beni resmen orada bırakmıştı.

"Ben o gün için özür dil-" Remus'un konuşmasına izin vermeden, "Sen benden değil o bir ay önce beni bıraktığın yerde kaybolan kişiden özür dile!" Ona benliğimin kaybolduğundan bahsettiğimde yüzü soldu, sanki bir şey söylemek istiyor ama söyleyemiyor gibiydi.

"Beni hâla seviyorsun ve bende s-"

"Bende kalan son 2 fotoğrafın vardı, onları da yaktım Remus."

Gözünde beliren umut ışıklarının sönüşünü izledim, Omuzlarını indirdi ve en sonunda konuşacağı zaman ise, "Lia, sorun mu var?" Severus yanıma geldi, koluma temas etti.

Ah, bilmiyorsunuz değil mi? Beni o gün bulup Hastane kanadına götüren Severusmuş. Şansa o da o yolu kullanıyormuş ve kötü olduğumu görünce yanıma gelmiş.

Tabi beni öyle görünce de hemen hastane kanadına götürmüş, bunu öğrendikten sonra yakın olmaya başladık.

"Severus, git şu an olmaz." Remus ona iğreniyormuş gibi bakarken aynı zamanda beni kendine çekmeye çalışıyordu.

Kolumu tutan elini sertçe çekip attığımda bana şaşkınca baktı, "Konuşma burada bitti Remus, daha da karşıma çıkma, unutma beni terk eden sendin."

"Ama-"

"Bak Sevgilinde orada seni bekliyor, koş git!" Elimle köşede bizi dinliyen sevgilisini işaret ettiğimde ona doğru döndü.

O ona bakarken Severus'ta beni ters yöne doğru çekerek ilerlememi sağladı, en son gördüğüm şey Remus'un kızgın ve üzgün suratıydı.

                                  ~

Bu bölüm pek içime sinmedi...

Picture to burn •Remus j. LupinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin