Yorgun

482 43 18
                                    


Odadan çıktığımda Remus'u nerede bulabileceğimi düşünüyordum, onu daha demin gördüğüm yere geldiğimde artık burada olmadığını fark ettim.

Belki kütüphanededir diye kütüphaneye girdiğimde orada da olmadığını gördüm.

Büyük salonda ise sadece birkaç öğrenci vardı, gözlerim Remus'u veya herhangi bir çapulcuyu aramasına rağmen hiçbiriyle de karşılaşmamıştım.

Belki dışarıdalardır diye o yöne doğru ilerledim, koridorlardan geçerken olabildiğince hızlı olmaya çalışıyordum.

Büyük kapının olduğu koridora geldiğimde beklemediğim bir şekilde çapulcular ile karşılaştım.

Hepsi cam kenarındaki oturağa oturmuş bir yerlere odaklanmışlardı, ne bir şey görüyor ne de duyuyorlardı.

Artı olarak Lily de oradaydı, Remus'un yanına oturmuş onun kolunu sıvazlıyordu, Remus ise sadece yere odaklanmış bir şekilde bakıyordu.

Üzgündü, hemde çokça.

Onlara biraz daha yaklaştığımda peter beni fark etti ve o somurtan gözlerini bana dikti.

Ondan pek hoşlanmadığım için aynı şekilde ona bakarken Remus'a ne anlattığını düşünüyordum.

Ona kütüphanedeki korkmuş halimi anlatmış olacak ki Remus bu kadar üzgün duruyordu, kim bilir içinden kendine ne diyordu?

Bakışlarımı ona döndürdüğümde beni izleyenin sadece Peter olmadığını anladım, Lily Remus'un kolunu sıvazlarken aynı zamanda bana bakıyordu.

Remus'un yanına ilerlediğimde diğerleri de bana bakmaya başladı ama o asla bana bakmıyordu.

Geldiğimi anlamış olacak ki kafasını daha çok eğmiş ve gözlerini kapatmıştı, sanki azarlanmaktan korkan bir çocuğa benziyordu ve o kötü sözleri duymak istemiyormuş gibi.

Ona kötü sözler edeceğimi mi düşünüyordu? Evet, kesinlikle bunu düşünüyordu.

Ona yanıldığını göstermek istediğim için yanına geldiğimde hafif eğilip hiç beklemeden kollarımı boynuna sardım.

başını hafif kaldırdığında bunun şaşkınlıktan olduğunu anladım, bana sarılmıyor oluşunu takmak istemesem de takıyordum.

Bana karşılık vermediği için ellerimi boynundan çekiyordum ki ellerini belime sararak daha sıkı sarıldı bana.

Yavaşça istemeden de olsa ayrıldığımda herkesin çoktan gittiğini ve sadece ikimizin kaldığını fark ettim.

"Neden beni terk ettin?"

"Sana zarar vermekten korktum."

"Şimdi öğrendim de noldu? Dolunay geldiği zaman sana yardımcı olabilirdim."

"Ophelia, dönüşüm geçirdiğim zaman yanımda olamazsın ki diğerlerine oldukça zarar verdim zaten."

"Yani dönüşüm geçirdiğin zaman yanında duruyorlar?" dediğimde pot kırdığını fark edip başını geriye attı.

İç çekip Remus'un önünden ayrıldım ve biraz uzak yere oturdum, "Keşke benden bir şeyler saklamasaydın." bana döndüğünde ona bakmak dışı her şeyi yapıyordum.

"En azından beni orada terk etmeseydin, geç vakitte yasak ormanda kalmak kötüydü."

"Eğer yapmasaydım sakladığım şeyi öğrenmek için uğraşacaktın."

"Şu an ne oldu Remus? Sadece 1 saatlik düşünmem ile seni gerçekten tanıdım."

"Evet... O zaman düzgün düşünemiyormuşum özür dilerim."

"Artık o kadar da özür dilemene gerek kalmadı Remus, bir ihtiyacın olursa söylersin."

Sessiz kaldığında yaptığı şeyin ilişkimizi ne kadar da kötü etkilediğini düşünüyordum, Eğer beni orada bırakmayıp daha güzel bir şekilde terk etseydi gurursuzluk yapardım.

"Bizi mahveden sendin Remus, bunu unutma."

"Ne yapmamı bekliyordun Ophelia? Ayrıldığımızdan beri kendini her yerden soyutluyordun ve bende aptal bir şekilde mutlu gibi davranıp senin benden nefret etmeni bekliyordum!"

"Sende benden uzak durursan daha iyi olacağımı mı düşündün!?"

"Evet!"

"O zaman o aptal düşünceni düşünmeye devam et, ben gidiyorum."

"Seni bu halinle bile kabul edebiliyorken sen sadece kendini düşünüyorsun!" diye ekledim.

"Kendimi mi düşünüyorum? Seni üzmemek için senden ayrıldım!" dedi.

"Ama bu davranışın beni daha çok üzüyorsa bu tutumun kötüdür Remus!"
Ondan ayrı kalmak beni yoruyordu, onu özlüyordum.

"Senden uzak kalmak beni bitiriyor ve sense sadece bunun aksini iddia ediyorsun!" dedim.

"Beni de üzüyor ama ben bir şey demiyorum!" dediğinde kaşlarımı çattım, "Bu yüzden bu haldeyiz Remus, İkimizde birbirimize aşığız! Ama sen aptal gibi kendini birine zarar verebilirsin diye kodladın o kafana."

"Böyle düşünmenin sebebi sadece kitaplarda öyle yazması!" dedim.

"5 yaşından beri buna sahibim Ophelia! Yaptığım kötü şeyleri oldukça iyi biliyorum!" dediği şey ile duraksadığımda 5 yaşındayken ısırılması yüzüme sert bir şekilde vurdu.

"5 yaşından beri mi?"

"Evet."

İç çekerek omuzlarımı düşürdüğümde daha çok kavga etmek istemedim, sadece ona dönüp, "Sana birkaç soru soracağım ve istediğim cevapları alamazsam daha da bunun için uğraşmayacağım." dedim.

"Sor Ophelia, sor." Yorulmuş sesiyle konuştu.

"Beni hâla eskisi gibi seviyor musun?" Bir süre düşünse de kafasını eğdiği yerden kaldırdı ve, "Evet, eskisi gibi seviyorum." dedi.

"Peki tekrar birlikte olabilmemiz için uğraşır mısın?"

"Uğraşıyorum ama... hâla korkuyorum ve sana yaşattığım şey beni utandırıyor." dediğinde gülümsedim.

"Remus, eğer seni affetmemi istiyorsan biraz daha uğraş. Eskiyi unutmak ve yeniden başlamak bende istiyorum ama.. biraz kafamı toplamam lazım." dedim.

Remus enerjik bir şekilde konuştu, "Kafanı toplaman için karşına bile çıkmayacağım Ophelia." Başımı salladığımda yerimden kalktım ve odama doğru ilerledim.

Onu da oracıkta bıraktım.

                                   ~

Güzel gidiyor mu???

Picture to burn •Remus j. LupinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin