💔
Mutsuz geçen günlerimde
İnan her gün ağladım
Suç kimde diye bile sormadım
Kaderime bağladım
Sensiz geçen yıllar için
Hergün çentik attım duvara
Saymakla hiç geçmiyor
Kapanmıyor bu yara
Dayanamadım artık
Bak seninle yaşadığım
Kenti terkettim...Locada yerime geçmiş maçın başlamasını bekliyordum.
Bizimkiler sahaya çıkarken ben de Laptopdaki son ayarlamaları yaptım.
Bileğimdeki akıllı saatten saati ayarladım ve masadan kalkıp camekana ikerlerken sayacı başlattım.
54.59
Uzun zaman olmuştu yuvama gelmeyeli ne kadar özlemişim bir bilseniz...Gözlerim önce taraftara kaydı.
O kadar coşkuluyduki taraftar yeri göğü deliyordu sesleri.O kadar isterdim ki şuan aralarında olmayı onlarla birlikte hoplayıp zıplamayı marşlar söylemeyi ama şimdi olmazdı zira süpeligde yine şikeli maçlar boy göstermeye başlamış hakemler yine Beşiktaş'ı kıtır kıtır doğrar olmuştu ama bu düzen bugün sona erecekti öyle bir yer yerinden oynayacaktı ki Tff koltuğundan inatla kalkmayan o başkan kaldığı her güne lanet edecekti.Öyle bir çomak sokacaktımki bu düzene herkes adalet terazisinin ayarını bozmaya kalkarken elli kere daha düşünecekti.
İstiklal marşımız için saygı duruşuna geçilirken içimi yine bir duygu kaplamıştı armasında şanlı Türk bayrağımızı kullanabilen tek kulüp olmamızın gururu elbette.
Santrayı Pendik yapacaktı hakemin düdüğü çalmasıyla birlikte İbrahim Akdağ topu Midstjö'ye yuvarladı ve maç başladı.
Benimse dikkatim anında dağılmıştı zira Beşiktaşın santroforu Semihti.
İster istemez ondan başkasına odaklanamıyordum.
O zaten hep yetenekliydi lakin son beş yılda kendini taktiksel açıdan da çok geliştirmişti.Topsuz alanda yaptığı koşular,attığı sahte koşularla Beşiktaşın pek çok atağa çıkmasını sağlamıştı.
Çok iyi bir oyun kurucu haline gelmişti.
O bir yere koşarken top isteyip istemediğini anında anlıyordu takımdakiler ve topu ayağına her aldığında çok fazla fırsat yakalıyordu.
Üstelik Kenanla da çok iyi bir ikili olmuşlardı. Birbirlerini çok iyi anlıyor ve birbirlerinin bir sonraki hamlelerini tahmin edip ona göre davranıyor gibiydiler. Velhasıl kelimenin tam manasıyla bir sanat icra ediyorlar ve bunu yaparkende sataddaki herkesi büyülüyolardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zümrüt Yeşili / SEMİH KILIÇSOY
Action"Belli ki sen de taraftarı çok seviyorsun" "Öyle tabi.Zatem sevgi karşılıklı bir şey değil midir?" "Bunu söylemek plotoniklere haksızlık olmaz mı?" Güldü hafifçe "Sen de şair gibi düşünüyorsun yani 'Sen elmayı seviyorsun diye elmanında seni sevmesi...