(14)

280 11 20
                                    

Sabah ağrıyan gözlerle kafamı yataktan kaldırdım dün işe gidememiştim ve bugün okul vardı!

Okuldan sonra patronuma iyi bir mazeret bulmak zorundayım.

Hızlıca kafamı yataktan kaldırdım okulun WhatsApp grubuna girdim ve Lan! Bugün voleybol okul seçmesi var!

Ani bir hareketle yataktan kalktım ve müthiş demir eksikliğim olduğu için kafan dönmeye başladı.

Ben sarhoş adımlarla voleybol çantamın içine eşyalarımı doldururken Ecrinin "kahvaltı hazırr" sesiyle işimi yarıda bıraktım.

Hızlıca kahvaltı sofrasına oturdum kaç gündür doğru düzgün bişey yemediğim için ne görsem sofrada ağzıma atmaya başkadım en sonunda çayı dikledikten sonra "Eline sağlıkkk" diye bağırarak çantama kalan eşyaları yerleştirdim.

Lensimi takıp beyza crop altına yeşil kargo giydim saçımı sıkı bir at kuyruğu yapıp toka taktım, hızlıca kolumdaki kesiklerin belli olmaması için siyah bir hırka giydim.

Ecrinin makyaj malzemelerini bakındım biraz makyajın ardından halka küpelerimi takıp evden çıktım.

Yol boyuca stresten kafayı yedim abi ben niye bu kadar saçma bir cevap vermiştim ki?

Neyse güçlü ol Yıldız, gün dik durma günüdür.

Tamam dedim,iyice saçmaladığıma göre okula girebilirim.

Okula girdikten sonra hızlıca sınıfa çıktım tam sınıfı girdiğimde tahmin ettiğim gibi Ateş Kaan ve Yiğitin bakışları bana döndü uff doğru ya ben Ateşin yanında oturuyordum.

Bu aklıma gelen ani fikirle tüm özgüvenim kuş olup gökyüzüne uçtu.

Hızlıca hiç birinin yüzüne bakmayıp oturdum ve kulaklığımı çıkarıp müzik listemden rastgele bir şarkı açıp arkama yaslandım.

Aslında şarkının sesini kısıp konuşmalarınıda dinlemiş olabilirim ama biraz.

Sonra hocanın girmesiyle telefonumu kaldırdım ve dersi dinlemeye başladım tam o esnada içeri giydiği eşofman takımdan beden eğitimi hocasıyla bir kız girdi. Dersin öğretmenin müsadesiyle konuşmaya başladı;

-İyi dersler arkadaşlar bugün öğle teneffüsünde voleybol seçmesi olucak ilk önce her sınıftan kursa daha önce gitmiş ya da giden 3 kişi alıcaz sonra kursa gitmemiş şansını denemek isteyen arkadaşlara.

Heyecandan ölebilseydin tam şu an olurdu voleybol benim hayatımdı okul takımına girmek benim için çok önemliydi. Hoca voleybol kursuna giden arkadaşların elini kaldırmasını isteyince elimi kaldırdım.

Benle beraber toplamda 4 kişi kaldırmıştı.

Beden hocası "o zaman en uzun süre kursa gitmiş olanları alalım" dedi. Bu konuda rahattım. 

Çaprazımda oturan adının Naz olduğunu öğrendiğim kız ayağa kalktı ve "5 yıldır oynuyorum dedi"  ardından adını bilmediğim bir kızda kalkıp "bende 4 yıldır oynuyorum" dedi.

Böyle giderse okul takımına kesin girerdim. Ardından ayağa kalkan kişi yüzünden ufak bir şok geçirdim Melis ayağa kalkmıştı o bu sınıfta mıydı ya?

Kendinden emin bir şekilde kalktı ve bana bakarak hiç şansın yok diye fısıldadı, ardından "ben 8 yıldır vakıfbankta oynuyorum" diyerek cevap verdi.

Bunun üzerine adının Çiğdem olduğunu anladığım beden hocası;

-Bizim için kulüp çok önemli değil deneyim daha önemli küçük bir kulüpteki en iyi öğrenciyle, büyük bir kulüpteli ortalama öğrenci arasında çok fark var.

Bu sözlerle içim biraz daha rahatlamıştı kulübüm çok büyük olmasada yine önemliydi.

Melisin sekiz yıl demesiyle kendime güven gelmişti bende gülümseyerek ayağa kalkıp Melisin gözlerine bakarak "10 yıl dedim" sonra Çiğdem hocaya dönüp "10 yıldır oynuyorum" diyerek cevap verdim.

Sınıfta bir uğultu oldu Melis baya bozulmuştu, hafif bir gülümsemeyle oturdum o esnada Yiğitin fısıldadığını duydum;

-Yıldız 1-0 önde, bakalım Melis gururuna yediremeyip atağa geçicek mi. Yıldız kimseye acımıyor saplıyor.

Hafif bir tebessüm belirdi suratımda. O esnada Çiğdem Hoca isimlerimizi almak için yanındaki kızı yanımıza gönderdi "Yıldız" dedim "Yıldız Kuzgun" kız diğerlerinde isimlerini aldıktan sonra sınıftan çıktılar ve derse döndük ama aklımdaki sorularla.

Ya bu gün güzel oynayamazsam?

Ya diğerleri iyi kulüplere gittikleri için daha iyilerse?

Ya sakatlanırsam?

Ya iy-

Diye düşüncelerimle boğuşurken arkamda duyduğum Müslüm Gürses sesiyle durdum.

Zil çalmıştı ve Yiğit gülümseyerek bana bakıyordu müziğide o açmıştı "Bu kadar efkarlı durma dedi" ve ağzına bir tane cici bebe bisküvisinden attı.

Bana uzattığında reddedip "sanane" diyerek çok orjinel bir cevap verdim oda " Canımı sıkıyor" diyerek, kalbimin bir anda roket takıp, uçmasına sebep oldu bana ne oluyordu?

Tam ağzımı açıp cevap vericekken Kaan ortaya "saman yeeaaeee" diye bağırarak girdi o esnadada Ateş "Ben tokum sen yeeeaee" diyerek ortamın zihinsel yaş seviyesini iyice düşürdü.

Normalde bu görüntüye saatlerce anırarak gülebilirdim ama onlarla konuşmamak için kendime yüzlerce söz vermiştim ve çarpılmak istemediğim için önüme döndüm.

O esnada Kaan papatya Ateş ise şu adını bilmediğim sarı çiçeği bana uzattılar.

Noluyooooo

Ben mal mısınız bakışımı hiç bozmadan onlara bakmayı sürdürürken Kaan ilkokul çocukları gibi başını eğip konuştu;

-Özüüür  dileriizz Yıldııııızzz

Sonra Ateş konuştu

-Bir dahaa yapmıcazzzz

Dediler Bakışlarım Yiğide döndüm ben sana bişey yapmadım bakışı attı gülümseyerek tekrar önüne döndüm ve "bu çiçekleri okulun bahçesinden mi kopardınız?"diye sordum.

Ateş başını evet anlamında salladı Kaanda " Hayır ben evin bahçesinden kopardım" dedi.

Tam sorularına cevap vericekken aklıma gelen bişeyle gülümsedim;

-Tamam barışırım ama bir şartım var.

-Tamam nedir?

-Benim çalıştığım yerde işe başlıcaksınız.

Kitabı yorum yapıp oylamayı unutmayınn:)

NERDESİN?Where stories live. Discover now