Acımasızlığın Büyük Darbeleri

32 6 29
                                    

Merhabalar:)))

Artık oy moy dinlemiyorum direkt yazıyorum atıyorum ya vallaha bıktım.

Uzun süre ara da vermiştim zaten iyide psikolojim gitti://

NEYSECİĞİMEEEE

HEPİNİZE İYİ OKUMALAR DİLER YAZAR BEEEEEEEYYYY

LÜTFEN YORUM YA YAPAR MISINIZ YORUM SAYISI ÇOK AZ:((

Şu an bu metni kim okuyorsa iyi okumalar, güzelim:))

🕯

Hayat karanlıktan, korkulardan ve gizemlerden ibaretti. Herkes birbirine acıyordu ve bu çok sinir bozucu bir durum oluyordu. Ama yapacak bir şey yoktu. İnsan zaten zamanla alışıyordu.

Yapacak bir şey yoktu ve sadece insanın yarasını deşmekten farksızdı. O yarayı biraz daha açmaktı ve başarıyorlardı.

Barlas'ı ilk defa bu kadar çaresiz görüyordum. Geçmişi hatırlamadığım için mi üzülüyordu, onu hatırlamadığım için mi, yoksa denek olayını hatırlamadığım için mi?

Barlas'a inanmak istiyordum ama başaramıyordum. O bana inanmıştı ve ona ihanet etmiştim.

Yaptıklarımdan pişman mıydım? Bilmiyorum, ama şunu biliyordum ki ben her zaman kendimi haklı çıkarmayı seven, her zaman asi bir kız olduğuma inanırdım.

Barlas hareketlenince beni yavaşça ittirdiğini hissettim. Benden uzaklaşıp ayağa kalkınca ona yine yukarıdan bakmak zorunda kaldım.

Barlas sanki hiç ağlamamış gibi görünüyordu. Ama ben öyle değildim işte. Ağlayınca direkt kıpkırmızı olur, sonra burnum kızarır ve gözüm kanlanırdı.

Karşımdaki uzun adamın bir anda bana acımasızca, ardından intikam almak istermiş gibi baktı. Elini yavaşça onun göğsüne sıktığım yere gitti ve üstündeki tişörtü çıkardı.

Arkama dönmemiştim çünkü yarasını görmek istiyordum. Yarasına bakmak yerine gözlerim karın kasına gitti. Tişörtü olmasa bile kaslı olduğu belli oluyordu. Kol kasını anlatmıyordum bile. Onun yanında kızı gibi kalıyordum.
Ayrıca boyumun 1.71 olmasına rağmen kısa kalıyordum.

Acaba boyu kaçtı? Her neyse ne, beni ilgilendirmiyordu. Karşımdaki koca adamın kaslarına hâlâ baktığımın farkında değildim.

Bana küçük adımlarla yavaşça yaklaşmaya başladı. Sanki o bir aslandı ve bende yavru geyik gibi geriye doğru kaçmaya çalışıyordum. Ama ikimizinde hareketleri o kadar yavaştı ki kaplumbağa gibiydik desem yeriydi.

O her adımında ben geriye gidiyordum ve yeniden geriye adım atacağım sırada arkamdaki büyük sertlik dengemi bozdu ve oraya tutunmak zorunda kaldım.

Duvar soğuktu ve bu benim daha da ürpermemi sağlamıştı. Korkmamı gerektirecek bir durum yoktu diye kendimi teselli etmeyi çok isterdim ama maalesef bunu yapamıyordum, çünkü şu anda korkmamı gerektiren çok fazla durum vardı.

Hangisine korkmalıydım? Barlas'tan ve Barlas'ın bana yapabilecek şeylerinden mi? İstese şu anda beni öldürebilecek olmasına mı? Denek olup bizi aradıklarına mı? Yoksa yeniden bizi denek olarak kullanabilecek olma ihtimallerine mi korkmalıydım?

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 13 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

İzlenen Suların Altında | Yarı textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin