Sır Dolu Odaların Çığlığı

53 8 10
                                    

Merhaba iyi günler umarım hepiniz iyisinizdir. Özür diliyorum bölüm atamadım Antebe gitmiştim ve şimdi yeni bölümle karşınızdayım. Bölümde aksiyon iyi olacaakk
Hadi iyi okumalar🕯🍷

Barlas'ın cansız bedenine baktım. Artık bitirmesi gerekiyordu. Deniz havalandırmayı kapatıp cebinden bir anahtar çıkardı ve kilitleyip Barlas'ın yanına gitti.

"Hadi lan kalk artık, anladık en güzel rol yapan sensin ama rolün burada bitiyor."
Barlas dilini dışarıya çıkardı ve garip garip sesler çıkarmaya başladı. Gece'ye baktığımda bir Barlas'a, bir de bana baktığını gördüm. Bana bakınca konuşmaya başladım.

"Dönüşüyor o, sen aldırma. Bu onun normal hali. Gel biz bunların yanından gidelim." Gece bir kahkaha patlattı ve başıyla ileriyi gösterdi. Bir kapı vardı. Nereye çıkıyordu acaba?

Kapıya doğru sürüklenip önüne geldiğimde ayağa kalktım. Kahretsin, havalandırma çok daraltıcıydı!

Gece'de geldiğinde öne atılıp kapıyı açtı ve yürümeye başladı. İçeriye girdiğimde güzel bir yere benzediğini gördüm. Tam oturup ağlanacak bir odaydı.

Koltuğa gidip oturdum ve etrafı iyice bir inceledim. Arkaya bakarken balkondan birinin çıktığını gördüm. Bu Aleda'ydı. Onun ne işi vardı? Neden buradaydı?

Aklımdan geçen soruları birinin acilen şu an cevaplaması gerekiyordu.

"Eee, ne habersiniz gençler?" Deyip sigarasından bir duman çekti Aleda.
"Anladığım kadarıyla biraz gerginsiniz, ah tamam oldu bitti daha ne uzatıyorsunuz ki?" Sigarasını yarısına kadar bitirip bana baktı. Ardından saçıma baktı. "Bir dahakine daha dikkatli koy saçındaki bıçağı. Belli oluyor kabarıklıktan." Dediğinde kaşımı çattım ve elimi saçıma atıp bıçağı çıkarmaya çalıştım.

Kahretsin! Çıkmıyordu. Toplu olan saçımı açıp saçıma takılı olan bıçağı çıkarmaya çalışıyordum. Sikeyim, çıkmıyor!

Sinirle saçımı yolmaya başladım ve nasıl başardığımı bilmiyorum ama o kadar çırpınmıştım ki, bıçağı yanlışlıkla açtığımı elimi kesince anladım.

Hah, bir bu eksikti zaten. Elimi sinirle saçıma daldırmaya çalışırken hızlı yapmaya çalıştığım için olmuştu.

Biraz derinden kesmiştim galiba. Barlas'a döndüğümde gülmemek için kıpkırmızı kesildiğini gördüm. Onun yanına yaklaştım ve dibine kadar girdim. Aramızdaki mesafe yok denecek kadar az kalmıştı. Bir karış mesafe ile boyu benden uzun olduğu için yukardan bakıyordum ona.

Bu yakınlığımdan dolayı gülüşü kesilmişti, onun yerine yüzünde anlamadığım bir ifade vardı. Daha çok... etkileyici bakıyordu. Ona şu an kim baksa etkilenirdi bu bakışına. Ama şimdi o kadar sinirliydim ki bu benim umrumda değildi.

Bir adım geriye çıkıp yanağına sert bir tokadı basmam bir oldu. Bana yanağını tutarak şaşkınca döndü.

"Neye gülüyorsun?" Dedim sinirli bir sesle burnumdan soluyarak. "Komik mi?" Son söylediğim şeylerde ses tonum yükselmişti.

"Komik bir şey varsa gel bana da anlat gülünecek bir şeyse bende gülerim. Ama eğer değilse..." Deyip gözümü sıktım ve iyice dibine girdim. "Seni elimden kimse alamaz."

İzlenen Suların Altında | Yarı textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin