Hakan ve Eda

118 2 0
                                    

Bir günü birlikte geçirmişlerdi. Sevişmekle ilgili tek gecelik sınır koymuş olsalar da başaramamış gün boyunca yataktan çıkmamışlardı. Bir birlerine karşı koyamıyorlardı. Eda Hakan'ın bilmediği daha detaylı hayat hikayesini anlatmıştı. Hakan'da kendisiyle ilgili sadece sıkıcı çalışma hayatından bahsetmiş özellikle nişanlı olduğunu söylememişti. Nasıl olsa aralarında şimdilik fiziksel çekimden öte bir şey olmadığı için bundan bahsetme gereği duymamıştı. Aslında söyleye bilirdi ama Cansu'yla aralarındaki karmaşık ilişkiden söz etmek kendini anlatmak istememişti. Eda'nın gülüşü çok hoşuna gitmiş sürekli gülsün diye espiriler bile yapmıştı. Eda da ona gülüşünün çok baştan çıkarıcı olduğunu söylemişti. Hakan daha önce tek geceden sonra hiç bir kadını yanına yaklaştırmamıştı ama Eda için öyle yapmamış yanından ayrılmasını hiç istememişti o derin bakan Çimen yeşili gözleri ve gülüşü içten samimi konuşmasıyla bu kızdan farklı bir elektrik aldığının farkındaydı. Kim bilir belkide aşık olmuştu bu aralarında ki çekimin ne anlama geldiğini şimdilik kavrayamıyordu ancak zaman gösterecekti. Eda bir kez aşkı tatmıştı lise aşkı can. Çok seviyorlardı birbirlerini her şeyi birlikte yapar her hareketlerini birbirlerine haber verirlerdi hep bi aradaydılar geceleri bile uzun telefon konuşmaları yapar bir saniye bile ayrı kalamazlardı aşk böyle bir şeydi. İçinde hayranlık, kıskançlık, arzu,sevinç,üzüntü ve sayamadığım bir sürü başka duyguları besleyen büyük bi duygu yığını. Bu bazıları için ağır gelir ve çok kısa sürer biterdi ama bazı güçlü insanlar için bir ömür boyu. Bu güçlü insanları diğerlerinden ayıran şey tabi ki aile bağlarıydı çünkü aile yapınız ne kadar güçlüyse ve sevgi içinde büyütülmüşseniz aşk hayatınızda o kadar derin ve uzun soluklu oluyordu. Güçlü bireyler yetiştirip büyütmek ileri yaşamlarında onlara ayna oluyordu. Eda da Can da böyle bi ailede büyümüştü Can üniversite okumak için İstanbul'a gitmeseydi muhtemelen ilişkileri evliliğe kadar sürerdi ama uzun mesafe ilişkisi zordu ve konuşup dost kalmaya karar vermişlerdi. Hakan hayatını nispeten hep yalnız geçirmişti annesi o çok küçükken kayserden ölünce halası hakan'ın bakımıyla ilgilenmişti. İlk okulu bitirdikten sonra yatılı okula başlamış üniversite bitene kadar da hep aileden uzakta yalnız bi hayat geçirmişti. Belki içindeki boşluğu Eda'yala doldururdu. Hakan Eda'ya bakıp çok şanslı olduğunu düşündü onunki gibi bir aile yapısına sahip olmayı diledi. Belki çocukluğunda bu gerçekleşmemişti ama kendisine böyle bi aile yapısı inşa edebilirdi. Ama bunun Cansu'yla olması imkansızdı çünkü ona vermeyecek sevgiyi çocuklarına da veremeyebilirdi. Sevgisiz bi ailede büyüyen çocuklar yetiştirmeyecekti. Belki evleneceği kadın Eda olurdu onunla evliliğini düşündü ne ara bu düşüncelere kapıldı ki daha onu 2 gündür tanıyordu. Eda kendini anlatırken bunları düşündü. Edayla evlilik nasıl olurdu aynı yatakta uyumak, aynı evi paylaşmak, ondan çocuklar yapmak, onun ailesini ailesi yapmak bunları düşündü ve içini tuhaf bir huzur kapladı. Eda mutlu görünüyordu. Hakan onun hep mutlu olmasını istedi, hep yanında kalmasını istedi, her gün sevişmek ve içindeyken çıkardığı iniltileri duymak istedi. O yanındayken bile bunları düşünüyordu ama günün sonunda gidecekti ve bu samimiyet bitecekti öyle anlaşmışlardı çünkü. Hakan gelen önemli bir konuşmayı yapmak için telefonunu açtı ve balkona gidip bi sigara yaktı. Eda onu izliyordu. Gözlerini hiç ayırmadan her hareketini dikkatlice içine kazıdı çok etkilenmişti onu Hakan çok karizmatik ve seksiydi yanından ayrılmak istemiyordu. Neden patronu olmak zorundaydı ki keşke sıradan biri olsaydı onunla dünyalarının farklı olduğunu o dünyanın içinde çok para olsa bile mutlu olabileceğini sanmıyordu. Hakan kendi yaşamından bahsederken ne kadar yalnız bir hayat geçirdiğinden bahsetmişti Eda bunu duyunca belli ettirmese de Hakan'a içi acımış üzülmüştü. Ona dünyanın en büyük sevgisini ve şefkatini vermek onu pamuklara sarmak istemişti. İçindeki derin yalnızlığı görebiliyordu. Çünkü zenginlik böyle bir şeydi içinde dostluğa ve aşka hiç yer yoktu. Özgürce istediklerinizi bile yapamazdınız hataya bile yer yoktu hiç acımaz sizi tahtınızdan ederlerdi. Bin bir emekle kurduğunuz imparatorluk birden başınıza yıkılabilirdi. Eda Hakan'ı izlerken bunları düşünüyordu. Eda eğlenmeyi gezmeyi seven samimi dostlukları seven kimsenin gölgesi ve baskısı altında kalmadan dilediğini yapmayı seven biriydi parayla hiç işi olmamıştı zenginlik umurunda bile değildi. Evi de vardı arabasıda kendine yetecek kadar kazanıyordu da hiç bir zaman fazlasını dilememiş hayalini bile kurmamıştı. Bunları düşünürken içi acıdı ağlayacak gibi hissetti masada duran sudan bir yudum aldı. Çok zor olacaktı ama Hakan'dan uzak duracak bu yaşadıklarını unutmaya çalışacaktı. Önüne baktı bunun düşüncesi bile kalbini paramparça etmişti. Gitmek istiyordu bu duygular hoşuna gitmemişti. Ayaklandı kapıya doğru ilerledi. Hakan balkondan Eda'nın gittiğini görünce hızlıca sigarasını söndürüp Eda ya doğru koştu. Eda'nın yanına varınca telefonun öbür ucundakinden özür dileyip kapattı. "Ne oldu nereye gidiyorsun" dedi üzüntülü bir şekilde. "Telefon konuşmam uzun mu sürdü sıkıldın mı? Tamam kapattım hatta tamamen kapatayım da kimse bizi rahatsız etmesin" dedi ve Eda atıldı. Hakan'a bakmıyordu başı önündeydi. " şimdi düşündüm de personel öğle arasındadır yemek yiyorlardır yani ben kimseye görünmeden gizlice çıkıp gidebilirim olurda gören olursa dolabımdan bir şey almak için geldiğimi söylerim artık gitsem iyi olacak" dedi. Hakan Eda'nın başını kaldırıp " biraz daha kalamaz mısın?" Diye sordu Eda'nın yüzüne bakarken. Eda yutkundu ağlayacak gibi hissetti ve başıyla hayır diye cevap verdi. Hakan dudaklarına yönelip öpmek istedi. Eda zorda olsa kendini geri çekmeyi başardı. Eda bir an önce gitmek Hakan'ın çekim alanından çıkmak istedi ve bir adım geriye attı. " iyi misin? Seni üzecek bir şey mi yaptım?" Dedi. Eda " hayır sen çok naziktin ama bitirsek iyi olur gitmem gerek" diyip kapıya doğru ilerledi. Hakan bir şey yapamadı onun kapıdan çıkmasını izledi. İçini hüzün kapladı. Evet otelde kaldığı sürece Eda'yı görecekti ama sadece görmekle yetinmek istemedi. Eda'ya verdiği sözü tutamayacağını hissetti sanırım bu kıza hisleri derindi ve onu göreceği her gün dahada derinleşecekti. Selim kapıda bekliyordu Eda onu görünce başıyla selam verdi ve koşarak asansöre gitti. Selim Eda'nın ardından içeri girdi. Hakan koltukta oturmuş geriye doğru yaslanmış elleriyle kafasını tutuyor düşünceli görünüyordu. Hakan Selim'i görünce kendini toparladı ve ondan kendisi için bi içki doldurmasını istedi. Selim Hakan'ın bu durumunu görünce şaşırdı ilk defa Hakan'ı böyle yıkılmış görüyordu. " geceniz iyi geçmedi mi?" Diye sordu içki kadehini Hakan'a uzatırken. "Yo çok güzel geçti ama bu kız beni etkiledi. Diğerleri gibi değil farklı şeyler hissediyorum"dedi. Selim "evet bu belli oluyor sen hiç bir kadını bu kadar yanında tutmazsın ama neden üzgünsün bu hissettiklerin sana yabancı olduğu için mi bu haldesin" dedi Hakan'ın yanına otururken. Selim Hakan'ı çok iyi tanıyordu 15 yıldan dazla süredir onun hem koruması hem asistanı hemde arkadaşı olmuştu. Hakan'ın onun ve ailesi için yaptıklarını minnetle karşılık veriyordu. Hakan iyi bir insandı onun için canını bile verebilirdi. " evet hemde çok yabancı ondan ayrılmak istemedim bu ne anlama geliyor biliyor musun? Bu benim için çok büyük bi his. Onu seviyorum galiba ve bu sevginin karşılığı da var sanırım çünkü oda benden ayrılırken ağlayacaktı neredeyse güçlü durmaya çalışıyordu ama anladım ve aramızdaki bu patron çalışan ilişkisinden dolayı benden uzak durmaya çalışacak ama ben buna izin veremem ilk defa böyle hissediyorum ve bu his bitsin istemiyorum bildiğim tek bir şey var ona verdiğim sözü tutamayacağım ne pahasına olursa olsun onu yanımda istiyorum" dedi ve iç çekerek içkisinden bi yudum aldı.

Yakamoz Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin