Selam gençler ilk bölüme başladım umarım beğenirsiniz. Medyada Ümit ve Can var. Neyse uzatmadan başlıyayım...
"Ümit, haydi uyan oğlum" Birazcık kafamı kaldırdım. Uyku sersemiydim. Anneme bağırdım."Tamam anne bir kaç dakka daha lütfeen !"
Ya varya okulu sırf uykumu bölüyor diye sevmiyorum.Bir de insanlar bana inek dediği zaman. Ne yani çalışamazmıyız bizde. Planlarımız gelecek yönde olamaz mı ?? Neyse artık geleceğe yönelik adımları ben atıyorum onlarla gelecekte görüşecez.
Ah bu düşüncem de olmasa hiç çalışmazdım. Neyse kalkmanın vakti geldi sanırım.
"Günaydın anne!" diyerekten masaya oturdum."Hele şükür kalktın ha!"
Abi bir kerede günaydın deyip devam etsek olmaz mı? Ama çok seviyorum annemi. Laf diyesim bile yok ona. Belki kalbi kırılır felan dayanamam.
"Pardon anne dün sözünü dinleyip erken yatsaydım uyanırdım." dedim.
Tamam gerçeği söyliyim okula başlamadan en azından biraz kitap okuyayım dedim uzun sürdü yani benim suçum mu ?
Annem hiç beklemediğim bi cümle kurdu "Bu kadar kitap okursan olacağı bu."
Oha annemin dediğine bak. Annem ya benim annem! Harbiden bana böyle mi dedi ? Vay anasını. Neyse hadi hayırlısı.
"Ya anne birazcık kitap okuyayım dedim de uzun sür..." neyseki annem lafı kesti "Neyse hadi yemeğini ye de git ilk günden geç kalma."
Sıkılmıştım zaten yemeğimi yiyip evden dışarı çıktım. Zaten tek olan arkadaşımla okula doğru yola çıktım. Doğru tek arkadaşım vardı. İsmi de Can. Bir onu kendime arkadaş gibi görüyordum.
Öyle böyle derken konuşa konuşa okula geldik. Herkes okulun önünde toplanmış bekliyordu. Müdür gene sıkıcı bir konuşma yapacaktı heralde.
Etrafa biraz baktığımda yeni 9 ları gördüm. Birbirlerini tanıyanlar yanyana geliyor, olmayanlarda tanışıyordu. Neyse ne.
Müdürün sıkıcı konuşmasından sonra sınıflarımıza doğru yol aldık. Sınıfımızı en üst kata almışlar. Yok çok ses çıkarıyomuşuzda falan filan.
Sınıfa girdim ve en arkadaki sırada oturup bekledim. Bir kaç tane çocuk geldi ve birisi bana "Kalk oradan orası benim yerim" diye bağırdı. "Tapusun mu var ? " dedim. Bu laf benim için fazlasıyla iyiydi. Bana "Çocuk bak kalk şuradan vurmayayım sana" diye tekrar bağırdı.
Ben kalkmamaya direnirken şansa hoca geldi. "Git başka yere otur oğlum yer mi kalmadı ?" diye söylendi çocuğa. Çocukta bana "Sen çıkışta bekle oğlum öyle vuracam sana ki !" diyerek çıkıştı.
İsmi Mehmet imiş. Çocuklar derken duydum. Pek önemsemeyerek derse devam ettim. Derse çok katılıyordum, daha ilk dersten çalışan biri olduğum anlaşılmıştı.
Aslında bu hoşuma gidiyor fakat 'inek' lakabını takana kadar. Aslında hiç kimseyle kavga etmedim ama genede çok sinir oluyorum.
Hocanın iyi tenefüsler demesinin ardından sıramdan kalktım. Kantine ineceğim sırada bu Mehmet denen çocuk kolumdan tuttu. Şekil yapıp lider olacağını sanıyordu heralde.
Konuşmaya başladı "Bana bak sen kim oluyorsunda yerimden kalkmıyorsun ha dayak mı yemek istiyor canın !" Ona sakin bir sesle cevap verdim "Canımın istediği tek şey tost ve içecek. Ve bırakırsan onları alacağım." diyerek kolumu çektim.
Kantine indiğimde ilk günün açlığı herkese vurmuş gibiydi. Sıraya girip beklemeye çalıştığımda birkaç tane büyük abi gelip kantini gözetlemeye başladı.
Umursamayarak tostumu ve içeceğimi söyledim. Dediklerimi hazırlayıp bana verdi. Tam alıp bir masaya geçeceğim sırada bir abi kolumdan tutup "50 kuruş atsana" diye hafif ciddi konuştu. Bende korkup 50 kuruşlarını onlara verdim. Birde baktım bana "Eğer bir sıkıntın olursa beni bul" dedi. En azından Mehmet malından korkmama gerek kalmamıştır diye düşündüm. Gene neyse diyerekten sınıfa çıktım.
Sınıfa girdiğimde herkesin bana tip tip baktığını gördüm. Bu Mehmet denilen çocuğun ortamı iyiydi heralde. Genede umursamamak en iyisi.
Zilin çalmasına bir iki dakka var diye sırama oturdum. Mehmet denilen o çocuk gene geldi. Artık sıkmıştı ya. Kim sanıyor kendini de böyle hep gelip rahatsız ediyor. Biraz tanıdığım olsa gene şekil yapardım da yok işte.
"Bana bak çıkışta kaçma görüşecez senle" diye dedi Mehmet. İçimi korku almadı deil yani. Sonuçta kimle karşı gelecem ona. Hemen bir plan yapmam lazım diyerekten düşünmeye daldım.
"İşte bu" diyerek atıldım. Bi anda herkesin bana baktığını farkettim. Dersin ortasındaymışız. Biraz azar işitsemde dayak yemekten iyidir. Neyse.
Bi dersten fazla uyumuşum. Hiç kimsede kaldırmamış. Bak işe.
*************************
Çıkışa yaklaştı zaman. Plan yaptım ama genede korkmuyorum deil. Bir aksilik çıkarsa dayağı yedik.
İşte çaldı zil. Operasyon başladı. Anlaştığımız gibi kaçacağım yere bıraktığı adamları arkadaşım lafa soktu. Acaba ne konuştu diye merak etmiyorum deil.
Onlar sohbet ettiği sırada sessiz bir şekilde duvardan atlayıp servise koştum. Ardından arkadaşımda geldi. Neyse bu günü dayak yemeden atlattık. Normalde böyle şeyler olmaması lazımdı ama neyse bakarsın düzelir.
Servis evin önüne gelip durdu. Arabadan indiğimde günün verdiği yorgunlukla kısacık yolu yürümekte zorlanıyordum. Eve ulaşacağım sırada kasasında koltuk türü ev eşyaları taşıyan arabayı gördüm. Kim taşındı acaba ?
İlk bölümün sonu...
-Gelen çocuk sizce kim ?
-Mehmet ne tür zorluklar çıkaracak ?
Birdahaki bölümde görüşmek üzere...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayat Bu
Teen Fiction"Dost, kara günde belli olur." demişler. Arkadaş dediğiniz mutlu günlerinizde hep yanınızdadır. Peki ya kara gün dediğimiz günlerde yanı başınızda olan insanlar var mı ? Kardeşlik herşeyden önemlidir. Gerçekten bir kardeşiniz olduğunu düşünüyorsanız...