Hayat Bu-Bölüm 5

92 2 6
                                    

Selam gençler 5. bölümle karşınızdayım. Dediğim gibi herhangi bir hata, fikir felan olursa açığım. Medyada Ümit ve Can var. Uzatmadan başlıyayım...

"Tamam hocam merak etmeyin biz hastanedeyiz iyi bakıyorum Kübra' ya"

Tamam tahmin ettiğiniz gibi bi cevap alamadım teklifime. Kız oracıkta bayıldı ya. O kadar mı kötüydü ? Yoksa çok mu iyiydi ?

Bunları düşünürken Kübra' nın uyandığını farkettim. "Allah' ın belasıı !!" diye bağırdı bana. Demekki kötüymüş ne diyim bence çok romantikti.

"Korkuyorum Ümit anlıyor musun korkuyorum !!" diyerek ağlamaya başladı. Demekki teklifte bir kusur yok onu anladık. Heralde geçmişte biri bu kızın kalbini fena kırmış. Ah o kişi elimde olsaydı şimdi ...

Üstüne çok gitmemeye karar verdim. Sonuçta kırık kalbin tamircisi sadece zamandır.

"Sen istemiyorsan olmasın Kübra, kalbin eskiden çok kırılmış heralde. Sadece seni gerçekten sevdiğimi bil istedim."

Sonuçta bende insanım, duygularım var. Bari bi soğuk içecek içersem ferahlarım düşüncesiyle kantine inip bir içecek aldım. Masaya oturmaya giderken gözlerim bir çocuğa kaydı. Lan bu geçen bana dalıpta bacağını kestiğim çocuk !!

Hızlı bir şekilde dışarı çıktım. Ne kadar derin kesmişim ya, bacağını oynatamıyor resmen. Oh oldu sana. Mehmet' i korumak sana mı düştü ?

Gülerek ve içeceğimi içerek Kübra' nın yanına çıktım. "Kübra eğer iyiysen haydi gidelim. Doktor istediği zaman çıkabileceğini söyledi."

Kabul ettikten sonra öyle böyle çıkışa kadar gittik. Kendimi affettirmenin bi yolunu arıyordum. Arabaya binerken Kübra' yı tutarak "Kübra eğer istersen sana bir yemekte özür dileyeyim. Sadece özür dileyeceğim o kadar."

Mırın kırın etsede teklifi kabul etti. Dolmuşa bindikten sonra güzel bir restorantın önünde indik. Yanıma para almıştım, planlarım farklıydı ama olsun.

Bir masaya oturup garson çağırdım. Cümleye nasıl girsem diye düşünüyordum. O sırada garson geldi. Kız da ben de isteklerimizi söyledik. O sırada cümleye girmeye çalıştım "Imm, şeyy, Kübra ben sana geçmişteki anılarını hatırlattığım için özür dilerim. Gerçekten böyle bir şey olduğunu bilsey..."

"Teklif etmezmiydin ?" diye lafımı kesti. Bu kız hiç beklemediğim şeyler diyor abi.

"Tabikide öyle deil. Ben seni gerçekten seviyorum, fakat bunu alıştırarak deseydim belkide bu kadar kötü olmazdın." Oh be zorlada olsa lafı çevirdim diye düşünürken bir cümle daha geldi.

"O da öyle demişti bana ?!!" diyerek ağlamıştı gene. Yahu bu kızı kim aldatmış böyle.

Gerçekten ne diyeceğim hakkında en ufak bir fikrim yoktu. Tek dediğim şey lütfen ağlama idi. Gerçekten bende bi acayip olmuştum. Kızın arkadaş konusunda ciddi sorunları var sanırım.

"Ben senin ağlamana dayanamam haydi evine bırakayım seni." dedim. Kız da hiç nazlanmadan kabul etti. İyi bir dosta ihtiyacı vardı Kübra' nın. Da nasıl olacaktı bu ?

Yolda hiç konuşmadan evine kadar gittik. Biraz daha konuşup da moralini bozayım istemedim. Evine bıraktıktan sonra bende kulaklıklarımı takıp Olcayların evine doğru gitmeye başladım.

Kendi iç sesimde kayboluyordum. Müzik dinlerken hep böyle oluyor. Kendimi başka bi insan gibi hissediyorum hep. İç sesim hala bir şeylerin yolunda gitmediğini söylüyor. Tabikide ailem !!

Kaç gündür evime uğramıyordum. Olcay' lara gitmek yerine kendi evime uğramayı tercih ettim.

Eve girdiğimde annemin ve babamın konuştuklarını duydum. "Bu çocuğun hali ne olacak ? Biz geçmişte bir hata mı ettikte bu böyle oldu ? Neler oluyor bu çocuğa ? Geçen duydum bir çocuğun bacağını kesmiş!!!" diye bağırıp çağırıyordu babam. En iyisi eve hiç girmemek diye düşündüm. Tekrar kulaklıklarımı takıp Can' ların evine doğru yürümeye başladım.

Tekrar iç sesim ile boğuşuyordum. Ama gerçekten de ne kadar daha sürecekti bu kızgınlık. Ben gerçekten ailemi özledim.

Bu düşüncelere dalarken Can' ların evine varmışım. Olcay' larda çok kaldım şimdi ayıp olmasın onlara.

Öyle böyle derken günün benim için artık en iğrenç vakti geldi işte: uyumak !!

Gerçekten birşeyler eksikti ama ne işte bir bulabilsem ah..

Düşüncelerle dolu bir geceden sonra nihayet sabah oldu. Can' la evden çıktıktan sonra Olcay' ıda alıp okulun yoluna koyulduk.

En büyük düşüncelerimden biri de Kübra' ydı. Gün geçtikçe kıza bağlanıyordum. Belki de ilk defa hoşlandığım kızdı diye böyleydi ? Bilmiyorum.

Ya artık yeter ama ya !! Ben kavga etmek istemedikçe niye bunlar çoğalıyor ?? Kesin bunların da Mehmet' le ilgisi vardır ben diyim. Şu anda önümüzde 15 tane erkek var ve hepsi tip tip bakıyor. Resmen ölüme kafa atar gibi onlara doğru yürüdük.

"Bizden korkmana gerek yok" dedi en baştaki. Korkmamak mümkün mü be kardeşim bu kadar olaydan sonra.

"Niye okulun önünde bekliyorsunuz ?!!" diye bağırdım. "Senle bir işimiz var" diye bağırdı. Gelde şimdi korkma. Ne ediyim, bende hafif kaçmaya yönelik hareket yaptım. Anladığımızı sandı ki hemen peşimizden koşmaya başladılar.

Lan peşimizden ordu koşuyordu resmen. Kafama gelen tekmeyi görünce kendimi yere bıraktım. 15 kişiyede karşı gelemem sizde yani ..

Gözlerim kapalı ölümü bekliyordum resmen. "Dalın çocuklar !!" diye bir ses duyduğumda gözlerimi açtım. Oha, Yaren adam toplamış lan resmen. Bu kadar erkeği tanımanın hesabını sonra sorarız. Ne saçmalıyom lan ben hayatımızı kurtardı resmen Kral Yengee..

Bizde kendimizi topladıktan sonra kavgaya karıştık. Yumruklar havada uçuştuktan sonra bizde toz olduk. Bu büyüklerin kavgası, biz karışırsak olmaz.

Üzerimizi temizledikten sonra sınıflara dağıldık. Sınıfa girerken biri boynuma daldı. Gene dayak yedik diye üzülürken bi hasar yemediğimi farkettim. Gözlerimi açtığımda boynuma sarılanın Kübra' dan başkası deildi...

Evet gençler bölüm sonu. Yaklaşık 750 kelime. Okuduğunuz için teşekkür ederim. Takipte kalın 6. Bölüm yakında...

Hayat BuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin