2. Bölüm: Soğuğun Başlangıcı

52 9 42
                                    

Macaque ve senin geldiğiniz yer bir dojoydu. Savaş Şefi bir duvara yaslanmış ve size o uğursuz buz mavisi parlayan gözleriyle sırıtıyordu.

"Sonunda gelebildiniz, Buzun Savaşçısı." dedi sırıtarak.

Bu adamın sırıtmasından nefret ediyordun ama leydin için ona katlanmak zorundaydın.

Sabır dilercesine derin bir nefes aldın ve Macaque'a baktın.

"Leydiyi kurtarmamız için tüm gücümüzü kullanmak zorundayız. Fakat senin gücün bizimki kadar değil. Bu yüzden birinin güçlerini almak zorundasın."

Macaque bu kişinin Lady Bone Demon olduğunu düşündüğü için korkmuş ve tereddüt etmişti.

Sen bunu anladığın zaman elinde kahverengi saçlı başında kırmızı bir bamdana olan sarı ceketli beyaz tişörtlü bir çocuğun hologramını oluşturdun.

"Bu çocuğun adı MK, Monkie Kid. Kendisi Sun Wukong'un, yani Monkey King'in halefi. Yani onun güçlerini barındırıyor. Sen çocuğun güçlerini alacaksın, Savaş Şefi ve ben ise o zamana kadar leydinin yerini tam olarak tespit etmeye çalışacağız. Anlaşıldı mı?" dedin soğuk ve duygusuz bir tavırla.

Macaque sana hafif sinirli ve tedirgin bir ifadeyle baktıktan sonra bakışlarını aşağı indirdi. Birkaç dakika sonra önce Savaş Şefi'ne sonra sana baktı.

"Anlaşıldı." dedi sadece.

Macaque belli ki çocuğa zarar vermek istemiyordu ama bunu yapmazsa ne olacağını çok net biliyordu.

Sen memnun olmuş bir ifadeyle başını salladın, ardından Macaque gölge portalını kullanıp ışınlandı.

Savaş Şefi Macaque'ın gittiğinden emin olunca sana baktı, yüzünde sinirli bir sırıtış vardı.

"Leydimin ona gerçekten nasıl güvendiğini anlamıyorum. O tam bir salak." dedi.

Sen sinirle ona baktın. Bu adam oldun olalısı leydisinin köpeğiydi. Sen sadece leydinin emirlerini uyguluyordun ama bu adam Lady Bone Demon'a bağımlıydı sanki.

"Senden sonra gelmeme rağmen senden bile şu an üstünüm. Çeneni kapatıp görevine odaklan yoksa o çeneni ben kapatmasını iyi bilirim." dedin ve tehditkâr bir şekilde asanı sertçe yere vurdun.

Savaş Şefi'nin sırıtışı hafif soldu ve sadece arkasında bir portal açıp gitti.
Seni dojoda yanlız bıraktı.

Bir anda başındaki buz mavisi taç parlamaya başladı ve sen acıyla başını tuttun. Başına tüm bedenini uyuşturan bir acı girmişti. Ardından her taraf karardı ve tam karşında o bembeyaz saçları ve teniyle kan kırmızısı gözleriyle sana bakan Lady Bone Demon belirdi ve acın hafiflediği an onun önünde eğildin.

Lady Bone Demon sana gülümsedi ve parmaklarını saçlarında gezdirdi.

"Kalkabilirsin savaşçım." dedi soğuk ve insanın omurgasından aşağı bir ürperti inmesine neden olan sesiyle.

Sen yavaşça doğruldun ama başını aşağı doğru eğilmiş bir şekilde onun karşısında durdun.

"Altı Kulaklı Macaque'ı buldun mu?" diye sordu sakince.

"Evet leydim, emrettiğiniz gibi onu o çocuğun güçlerini almaya gönderdim. Anahtar şu an benim elimde. Savaş Şefi ise çocuğu ve bağlantısı olan kişileri izliyor." dedin.

Lady Bone Demon gülümsedi ve ürpertici bir şekilde kıkırdadı.

"Harika savaşçım. Böyle devam edin. Peki benim yerimi tespit edebildiniz mi?"

"Henüz değil leydim, ona birazdan başlayacağım." dedin sadece.

"Anladım. Sakın bir hata yapma savaşçım. Ve Macaque'ı gözünün önünde tut, o maymunun sağı solu belli olmaz her an taraf değiştirebilir." dedi Lady Bone Demon uğursuz bir sesle.

Sen buna biraz ürpermiştin ama derin bir nefes alıp tekrar leydinin önünde eğildin.

"Anlaşıldı leydim. Onu izleyeceğim" dedin.

"Harika. Sana bunun acı verdiğini biliyorum ama bu dünyada sadece seninle bağlantı kurabilirim." dedi.

Seni test ettiğini fark ettin, bir bağlılık testi. Bu yüzden ağzından çıkacak her kelimeyi dikkatle seçtin.

"Sizin için acı çekmek bir onurdur leydim. Size sadığım." dedin.

Lady Bone Demon sırıttı ve tekrar parmaklarını saçlarında gezdirdi.

"Çok güzel savaşçım. Şimdilik görüşürüz." dedi ve tacın yine aynı şekilde parlayıp acı verirken Lady Bone Demon ortadan kayboldu.

Bir elinle başını tutarken diğer elinle duvara tutundun ve derin nefesler almaya başladın.

Lady Bone Demon'la her iltibata geçtiğinde bu oluyordu, leydin nedenini biliyordu fakat sana hiç söylememişti.

Birkaç dakika sonra doğruldun ve buz asanı yere vurup onun aurasını hissettiğin yere yakınlaşmak için Metropolis'i dolaşmaya başladın.

"Sadık" LeydiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin