6. Bölüm: Leydinin Başlangıcı

19 5 56
                                    

Dojoya ışınlandığınızda Savaş Şefi'de ordaydı, duvara yaslanmış size sinsice sırıtıyordu.

"Sonunda başarabildin mi bari?" dedi bu durumdan keyif alan bir sesle.

Macaque Savaş Şefi'ne nefretle bakıyordu. Tam ağzını açıp cevap verecekken sen Savaş Şefi'ne cevap verdin.

"Evet, başardı Savaş Şefi. Peki ya sen? İskelet Anahtarını çocuğa verdin mi?" diye sordun sakince.

Savaş Şefi'nin biraz gülümsemesi soldu ama sonra tekrar sırıttı.

"Şu an değil. Onunla yarın ilgileneceğim." dedi.

"Anlıyorum. Ama umarım leydimde anlar." dedin ona bakarak.

Savaş Şefi düşünceli bakışlarını yere indirdi. Macaque sana baktı.

"Çocuğun güçlerini aldım. Ya sırada ne var?" diye sordu sana hitap ederek.

Her zamanki soğuk ve ifadesiz bakışlarını Macaque'a çevirdin.

"Savaş Şefi, İskelet Anahtarını çocuğa verecek. Ben ise Demon Bull King'in zihnine giriieceğim. Demon Bull King'i ikinizde zaten tanıyorsunuz, güce aç biridir. Bu yüzden ona güç vaat ederek leydimizi bizzat kendisi o  çukurdan ve eline geçmesini sağlayacağımız İskelet Anahtarıyla leydimizin ruhunu serbest bırakmasını sağlayacağız."

"Kolay."dedi Savaş Şefi ve yaslandığı duvarda buz mavisi bir portal açıp gitti.

Sen önce Savaş Şefi'nin az önce durduğu yere bir süre baktın, ardından bakışlarını Macaque'a çevirdin.

"Şu anlık senin bir görevin yok. Dojodan ayrılma, kendini geliştirmeye devam et." dedin.

Yarın

Buz asanı yere vurup Demon Bull Ailesinin olduğu çukurun başına ışınlandın.

Kendini buz mavisi bir dumana dönüşüp çukurdan aşağıya doğru süzüldün ve yerde buz mavisi ışıkların yükseldiği çatlağa yakın durdun.

Gizlendiğin yerde saklanarak elini Demon Bull King'in başına uzattın ve onun zihninde leydinin sesiyle konuştun.

"Beni serbest bırak.. Sana güç vereceğim.. Beni serbest bırak.."

Demon Bull King'in gözleri bir an için buz mavisi renginde parladı ve sonra normale döndü.

Demon Bull King Bull Klonlarına leydinin hapishanesinin bulunduğu çatlağı kazmalarını emretti.

Bull Klonları hemen onun emrine uyup çatlağı kazlamaya başladılar. Bakışlarını Prenses Iron Fan'e çevirdin, bu emrin nedenini düşünüyor gibi görünüyordu. Red Son ise hayranlıkla babasını izliyordu.

Tekrar buz mavisi bir dumana dönüşüp çukurdan yukarı çıktın ve Savaş Şefi'nin olduğu Pigsy'nin Erişte Dükkanı'nın havalandırma borularından Savaş Şefi'ni izlemeye başladın.

"Ben bu şehrin valisi olarak şehrin anahtarını Monkie Kid'e veriyorum." dedi ve elindeki İskelet Anahtarını çocuğa verdi.

Çocuk heyecanlı bir şekilde anahtara baktı ardından Savaş Şefi'ne baktı.

"Bu anahtar tam olarak ne işe yarıyor?" diye sordu MK.

"Ah buna bayılacaksın. Bu anahtarın her türlü kapıyı açma gücü var. Bir bankanın kapısını veya sihirli ve mistik bir iblisin hapishanesinin kilidinin bulunduğu kapıyı. Ah! Her türlü kapıyı işte!" dedi ve sonra mavi bir dumanla yok oldu.

İçinden bu adamın ne kadar dengesiz olduğunu düşündün. Eğer o çocuklar fazla şapşal olmasalardı şu an bile birşeyler anlayabilirlerdi.

Çocuğun arkadaşı Mei ile heyecanlı bir şekilde konuşup kapıdan fırlayarak çıktığını gördün ve mavi duman formunda havalandırmadan çıkıp bir arasokağa indin.

Birkaç saat sonra çocuk ve Mei Pigsy'nin Erişte Dükkanı'nın kapılarını kitlemiş ve çocuğun evinin balkonundan dükkanına girmeye çalışma çabasını izleyerek gülüyorlardı.

Sen ise çocuğun evinin yanındaki binanın çatısında onları izliyordun.

"Ah keşke bu anahtar daha önce bizde olsaydı! Hayatımda bu kadar eğlendiğimi hatırlamıyorum!" dedi çocuk.

O anda çocuğun evinde bir patlama oldu ve çocukla Mei balkondan düştüler.

İçindeki bir hisse hakim olamayıp onların düşüşünü birazda olsa hafiflettin. İkiside daha az yara aldılar.

Red Son az önce Mei ve MK'in durduğu balkonda duruyordu.

"Ah siz şapşalları ne kadar uzun zamandır burda beklediğimden haberi var mı?! Evin tam bir kutu gibi Erişteci Çocuk. Nerdeyse sana acıyorum." dedi Red Son küçümseyen bir ses tonuyla. Daha sonra elini İskelet Anahtarına doğrulttu ve anahtar Red Son'un eline doğru geldi.

Red Son anahtarı alınca hızlıca arasokaktaki aracına atladı ve gülerek ordan uzaklaştı.

Mei ve MK hızlıca kalkıp onun peşine düştüler. Mei beyaz ve su yeşili renginde ki motoruna MK ise erişte teslimatı için kullandığı teslimat aracına bindi.

MK altın asasını kullanarak teslimat aracını zıplatıp çatıların üstünden gidiyordu, Mei ise Red Son'u hemen arkasından takip ediyordu. Red Son başını aracının camından çıkarıp nefretle Mei'e bakmıştı.

"Siz köylüler bir kez olsun huzur içinde komplo kurmama izin veremez misiniz?!" diye bağırdı, saçları gerçek anlamda alev almıştı.

Mei kaskını başından çıkardı ve Red Son'a gülümsedi.

"Oh ho ho ho! Kırmızı alevler güzelmiş! Birazda yeşil olanları görmek ister misin?" dedi.

Sen onları yukarıdan mavi bir duman olarak izliyordun, aslında normal bir şekilde uçabilirdin ama bunun riskini almak istemiyordun.

Bir süre kovalamacadan sonra Red Son'un büyük aracından bir motor çıkar ve diğer parçalar geride Mei'e doğru savrulur. Red Son gülerek Mei'e bakar.

"Sana bir tavsiye Ejderha At Kız. Bir dahaki sefere tek bir hayvan seç ve-" derken bir anda MK teslimat aracıyla onun önüne indi ve bir kazaya sebep oldu.

Sen bir anda çocuk için endişe ettin ama bunun nedenini bilmiyordun.

Red Son ve MK yere çakıldılar ve Mei onların yanına gelip kaskını kolunun altına aldı. MK doğrulup anahtarı aldı.

"Görünüşe göre yolun sonuna ulaştın Red Son. Zaten sen bu anahtarla ne yapacaktın ki?" dedi.

Bir anda Prenses Iron Fan bir hortumun içinden çıktı ve MK ile Mei'e baktı.

"Sürprizi bozma. Sadece anahtarı ver ve zamanımı boşa harcama." dedi Prenses Iron Fan.

Mei ve MK birbirlerine bakıp gülümsediler ve MK anahtarı cebine koyup Prenses Iron Fan'e saldırıya geçtiler.

Sen şu an onları bir sokağın kenarında izliyordun.

Prenses Iron Fan, onları asasıyla geri savruldu. MK duvara çarpınca anahtar cebinden düştü ve Red Son bunu fark edince hemen anahtarı alıp onlara sırıttı.

"Anahtar için teşekkürler ezikler!" dedi ve Prenses Iron Fan'le birlikte bir hortumun içinde kayboldu.

Sen görevini tamamlamıştın. Bu yüzden orda fazla durmadın ve son kez çocuğa bakıp dojoya ışınlandın.

"Sadık" LeydiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin