5. Bölüm: Macaque

31 6 57
                                    

Bu bölüm eltime gelsin! İlk Possesed karakter! İyi okumalaaarrr..

Ertesi gün bütün gün çocuğu ve arkadaşı Mei'i izlemiştin. Savaş Şefi'de aynı görevdeydi ama çocuk ve Mei Pigsy'nin Erişte Dükkanı'ndan ayrılınca onu Pigsy'nin Erişte Dükkanı'nın önüne dikip sen çocuğu ve Mei'i izlemeye başlamıştın.

MK'in davranışlarının sert olduğunu fark ettin, normalde Mei ile çok neşeli ve nazik bir şekilde konuşurdu ama şimdi daha katı ve başından savarcasına konuşuyordu onunla.

Bunun nedeninin Macaque'la yaptığı eğitimi olduğunu biliyordun.

Mei bir süre sonra gitti ve MK dojoya doğru yürürken sende onu izlemeye devam ettin.

MK bir süre sonra aniden durdu, o durunca sende durdun.

Ne olduğunu anlamamıştın, sadece onu izliyordun. MK'in kendi kendine konuştuğunu fark edince ona biraz daha yaklaştın.

"Monkey King'in halefi olunca ne olacağımı sanıyordum ki? Sadece onun ayak işlerini yapıyorum. Macaque ise bana gerçekten savaşmayı öğretiyor." diye söyleniyordu MK.

Bu Macaque'ın planının işe yaradığını gösteriyordu. Birşey demeden onu izlemeye devam ettin ve MK dojoya girdiğinde küçük beyaz ve mavi gözlü bir kediye dönüşüp dojonun kapısının kenarına oturdun ve beklemeye başladın.

Beklerken gözlerini kapatıp planı gözden geçirdin. İskelet Anahtarı sendeydi, Macaque çocuğun güçlerini aldıktan sonra işe koyulacaktınız. Önce Demon Bull Ailesini engellemeliydin, bunun için Demon Bull King'i manipüle etmen gerekiyordu.

Manipülasyonu daha önce pek çok kişiye yapmıştın, leydinin emriyle. Ama ilk defa bu kadar güçlü birine yapacaktın.

Derin bir nefes alıp kendini sakinleştirdin ve gözlerini açtığın an dojonun kapısının açıldığını duydun.

MK ve Macaque dojodan çıkıyorlardı. MK ve sen göz göze geldiniz, MK ilk başta hafif duraksadı ama sonra tekrar önüne döndü.

Macaque sana çok kısa bir bakış attı ve neredeyse fark edilmeyecek bir şekilde başını salladı.

Onlar uzaklaşınca sende mavi bir dumana dönüştün ve onları takip ettin.

Şu an Macaque ve MK bir dağın tepesine doğru gidiyorlardı. Sende onları yukarıdan mavi bir duman şeklinde izliyordun.

Güneş batıyor ve yerini gökyüzünün karanlığına bırakıyordu. Hava fazla serin değildi ama havada hafif bir meltem esiyordu.

Dağın en tepesinde mor bir Duman Canavarı vardı. Macaque ve MK bir kayanın arkasında duruyordu. MK nefes nefese altın asasına yaslanmıştı.

Macaque ise Duman Canavarını gözetliyordu. Yüzünde ciddi bir ifade vardı. Bu planı önemsediği belliydi. Sonuçta kimse kendine bir zarar gelmesini istemezdi.

Sen ise onların seni göremeyeceği bir
yere saklandın ve onları izlemeye başladın.

Birkaç dakika sonra Macaque Duman Canavarına bakarak MK'e hitaben konuştu.

"Duman Canavarı, aslında eski bir zalim. Çok ama çok güçlü biri. Onu yok etmemiz gerekiyor. Hadi!" dedi ve ardından MK'İ omzundan kavrayıp Duman Canavarına doğru itekledi. Çocuk şaşkın ve biraz korkuyla ona döndü.

"Ne?! Ama geçen sefer ona vuramadım bile!" dedi MK.

Macaque ona gülümsedi, bu gülümseme dostça görünüyordu ama sen bunu bir maske olduğunu biliyordun.

"Evet ama seni o günden beri ben eğitiyorum. Daha güçlü hissetmiyor musun?"

MK tedirgince altın asasına baktı.

"Şey, sanırım." dedi tedirgin bir sesle.

Macaque elini çocuğun omuzlarına koydu ve ona baktı.

"Unutma, silah sensin! Sahip olduğun her şeyi ver!" dedi ve MK'İ tekrar Duman Canavarına doğru itti.

Çocuk ilk başta sendeledi ama sonra dikleşti ve asasını elinde sıkıca tutup Duman Canavarına saldırdı.

"Silah benim!"

Ama tam o anda Duman Canavarı Macaque'a dönüştü ve tam MK'in karnına vurardu. Macaque elinde altın ve parlayan bir taş tutarak havada duruyordu. MK ise dağa çarpmıştı ve altın asa onu çıkamayacağı şekilde sıkıştırmıştı.

Macaque'ın bu hamlesi seni etkilemişti. Bu kadar zeki olduğunu düşünmemiştin ama bu iyi birşeydi. Onları gizlice izlemeye devam ettin.

Macaque elinde parlayan altın taşı yumruğunu içinde sıktı ve çocuğun tüm gücünü kendine aldı.

Macaque parlayan mor gözlerini çocuğa çevirdi.

"Teşekkür ederim, Monkey King'in tüm gücünü bana verdiğin için." dedi Macaque kıkırdayarak.

MK altın asadan kurtulmaya çalışıyordu ama artık Monkey King'in güçlerine sahip olmadığı için altın asayı kaldıramıyordu.

"Oh ho ho ho! Artık asayı kaldıramıyor musun?! Demek ki artık sende özel birşey yok." dedi ve hemen ardından asayı MK'e doğru ittirerek dahada sıkıştırdı.

"Sadece ağır sopası olan bir çocuksun." dedi sırıtarak.

"Yeter!" diye bir ses duyuldu.

Macaque geriye savruldu ve sinirle sesin sahibine baktı.

Bu Sun Wukong' tu.

Monkey King'le daha önce birkaç savaşmıştın ama hep geri çekilmiştin. Ona inanılmaz bir sinirin vardı. Ama eğer yerinden ayrılırsan planını tehlikeye atacaktın. Sadece sinirle onları izlemeye devam ettin ve işi Macaque'a bıraktın.

Macaque ve Sun Wukong birbirine sinirle baktı.

"Ah, benim gölgemde yaşamaktan hiç bıkmayacak mısın?" dedi Sun Wukong.

Macaque'ın gözlerini bir gölge düştü ve sinirle ona baktı.

"Sen tam bir cevhersin. Seni kendi güçlerimle yenmek harika olacak." dedi ve ikisi dövüşmeye başladı.

Sen ise MK'e bakıyordun, çocuk bir umutla çırpınıyordu.

Bir süre sonra Macaque'ın gölge klonlarının Sun Wukong'u yere sertçe sabitleyerek tuttuğunu fark ettin. Macaque ona bakıp kıkırdadı ardından MK'e döndü ve havada uçarak Duman Canavarını oluşturdu.

"Üzgünüm evlat, bu kişisel değil." dedi ve tam MK'e Duman Canavarıyla yumruk atacakken Sun Wukong sarı bir patlamayla Duman Canavarının yumruğunu tuttu.

Macaque sinirle Sun Wukong'a bağırdı.

"Hadi! Bana gerçek Sun Wukong'u göster! Beni yenmek için tüm bu sıra dağları yerle bir edenki halini! Ama bir çocuğu incitmekten mi korkuyorsun?! Çok acınası durumdasın!" dedi Macaque.

"Evlat! Bunu daha sonra kesinlikle konuşacağız ama şimdi o kahraman şeylerin sırası!" dedi Sun Wukong, zorlandığı belli oluyordu.

MK onun zorlandığını görünce şaşkınca ona baktı ama sonra altın asayı sertçe tutup çıkardı ve büyük bir zorlukla altın asayı Duman Canavarının içindeki Macaque'a fırlattı.

Tam o anda sen Macaque'ı yanına ışınladın ve onun yerinde bir ilizyon oluşturdun. Hemen ardındansa Duman Canavarı yok oldu.

Hiçbir şey söylemeden ona baktın. Macaque sana şaşkınca bakıyordu, onu kurtarmanı beklemediği belliydi. Buz asanı elinde oluşturdun ve bir elini onun omzuna koydun.

"İyiydin." dedin ona bakarak.

Macaque'ın gözleri dahada açıldı.

Sen ise sadece bir süre ona baktın ardındansa elini onun omzundan çektin ve buz asanı elinde tutarak son kez MK ve Sun Wukong'u kontrol ettin. Uçurumun kenarında oturmuşlardı.

Derin bir nefes aldın ve Buz asanı yere vurup Macaque'la birlikte dojoya ışınlandın.

"Sadık" LeydiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin