Bir süre Metropolis'i dolaştıktan sonra bir anda leydinin aurasını hissetmeye başladın, sana çok yakın bir yerde.
Hemen çatıların üstünden atlayarak o yere yaklaşmaya başladın.
Bir anda yere doğru uzanan büyük bir çukur gördün. Çukurun başında Demon Bull Ailesinin simgesi olan büyük bir levha vardı.
Gözlerini kapatıp kendini küçük mavi bir dumana dönüştürdün ve çukurdan aşağıya doğru süzülmeye başladın.
Çukurun sonuna geldiğin zaman bir kayanın arkasına saklanıp olanları izlemeye başladın.
Prenses Iron Fan, Demon Bull King ve onların oğulları Red Son'u gördün. Demon Bull King kızgınca bağırıyordu, Prenses Iron Fan ise umursamaz bir tavırla kocasına bakıyordu. Red Son ise babasıyla konuşmaya çalışıyordu.
Onları izlerken yerde biraz ötede bir yarık fark ettin. Yarıktan hafif buz mavisi ışıklar yükseliyordu ve leydinin aurası buradan geliyordu.
Eğer ortaya çıkarsan işler kötüleşebilirdi. Demon Bull Ailesinin şu anlık seni görmesini istemiyordun. Bu yüzden Savaş Şefi ve Macaque'la bir plan yapmaya karar verdin ve tekrar buz mavisi bir dumana dönüşüp çukurdan yukarı çıktın ve sokakta dojoya doğru yürümeye başladın.
Dojoya doğru yürürken o çocuğu ve yukarıdan kısa siyah saçlarını çift at kuyruğu olacak şekilde toplamış, beyaz tişörtünün üstüne su yeşili sırtında altın bir ejderha deseni olan bir ceket vardı ve beyaz bir pantolon ve beyaz ayakkabıları vardı.
Bu kızı tanıyordun, Beyaz At Ejderhası Ao Lie'nin soyundandı. Mei Whitehorse dragon.
Daha sonra köşe sokakta gizlenmiş bir şekilde çocuğu izleyen Savaş Şefi'ni fark ettin, görevi başındaydı.
Çocuğun elinde Monkey King'in altın asası vardı ve büyük bir heyecan ve neşeyle asayı çeviriyordu. Kızda onu hayranlıkla izliyordu.
Fazla takmadan yanlarından geçtin ve dojoya geldin.
Macaque orda merdivenin altındaki koltukta oturmuştu, düşünceli görünüyordu.
"Çocuğun güçlerini alma planın nasıl gidiyor?" diye sordun sakince.
Macaque hafif irkildim, derin bir uykudan aniden uyandırılmıştı sanki. Daha sonra gözlerini senden yere indirdi.
"Bir planım var, sadece burayı kullanmam gerekiyor." dedi tedirgin bir sesle.
"Anlıyorum. Burayı kullanmana izin vereceğim ama tek bir yanlışın olmasın."
Macaque zorlanarak yutkundu ve başını onaylarcasına salladı.
"Tamam." dedi tırsarak.
Sen onun korkusunu fark ettin, bunu yapmak istemiyordu. Sen ele geçirilmiş olsanda hâla merhametliydin ve onun bu korkusunu hafifletmek istedin.
Elini onun omzuna koydun ve ona baktın.
"Bak, bunu yapmazsan Lady Bone Demon'a karşı gelmiş olursun ve bunun sonununda ne olacağını biliyorsun. Kendine zarar gelmesini istemezsin değil mi?" dedin sakince.
"Elbette istemem. Ama onun emrinde olmak canımı sıkıyor. Sen onun emrindeyken yaptığın şeylerden çok mu memnunsun?" diye sordu sana bakarak.
Sen bir süre ona baktın ardından gözlerini yere indirdin. Bunu yapmaktan memnun muydun? Bunu kendine hiç sormamıştın ama pekte önemli değildi. Çünkü sen sadece leydini memnun etmeye çalışıyordun.
"Bu önemli değil. Ben leydimi memnun etmeye çalışıyorum. Sende bunu yapmalısın." dedin ve elini onun omzundan çektin.
Macaque bir süre sana baktı sonra gözlerini yere indirdi.
Birkaç dakika sonra Savaş Şefi mavi bir portaldan geçerek dojoya geldi, her zamanki gibi sırıtıyordu.
"Seni dinliyorum Buzun Savaşçısı." dedi sana bakarak.
Kenara geçtin ve tam yanında buz mavisi renginde parlayan bir hologram ekran oluşturdun. Ekranda Demon Bull Ailesinin üyelerinin resimleri vardı.
"Bunlar sırasıyla Prenses Iron Fan, Demon Bull King ve oğulları Red Son. Leydimin hapishanesi onların üs olarak kullandığı yerdeki bir çatlakta. Fakat oraya öyle elimizi kolumuzu sallayarak giremeyiz. Bu yüzden bir plana ihtiyacımız var." dedin ikisine bakarak.
Savaş Şefi bir süre hologram ekrandaki Demon Bull Ailesine baktı daha sonra bakışlarını sana çevirdi.
"Bir planın var mı?" diye sordu sırıtarak.
Savaş Şefi senin hep bir planın olduğunu biliyordu fakat her zaman bir fırsat bulmaya çalışıyordu.
Ona gözlerini kısıp korkutucu bir bakış atınca Savaş Şefi gözlerini devirdi.
"Elbette var. Ama ilk önce," dedin ve bakışlarını Macaque'a çevirdin.
Macaque ayağa kalkmıştı ve sana bakıyordu.
"senin o çocuğun, yani MK'in güçlerini alman gerekiyor. Güçsüzlüğünün riskini alamam." dedin.
Macaque başını salladı.
"Merak etme. Planım hazır." dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
"Sadık" Leydi
FantasyLady Bone Demon ailenizi öldürdükten sonra sizi manipüle ederek en sadık savaşçısı yapıyor. Yıllar sonra tüm kahramanların hepsini büyük bir zorlukla manipüle ettikten sonra tüm Metropolis'e hakim oluyor. Sen ele geçirilmiş olsanda hâla nazik bir ki...