10. Bölüm: Kazanan Taraf

25 6 39
                                    

Bu bölüm eltime gelsin! Ayrıca bölüm atamadığım için tekrardan çok özür dilerim. Umarım güzel bir bölüm olur. İyi okumalaaarrr..

Macaque ve senin olduğu jet uçak fırtınada düşmüştü ve siz ikiniz şu an çölde yürüyordunuz.

Macaque elini rüzgardan korunmak için yüzüne siper etmişti. Senin hemen arkanda yürüyordu.

Sen ise elinde gümüş bir pusulayla onun önünde yürüyordun. Gümüş pusula Sun Wukong ve halefinin olduğu yönü işaret ediyordu.

Pusulaya bakarken pusulanın camında oluşan yansımanla aklına Macaque'ı bulma görevini aldığın zaman gelmişti.

Flashback

Ormandaydın, yürüyordun. Leydinin aurasını hissetmeye çalışıyordun ama biraz bile onun o insanın içini ürperten aurasını hissedemiyordun. Yıllar olmasına rağmen hâla onu arıyordun.

Yıllar önce, Monkey King, Lady Bone Demon'u yenmeyi başarmıştı, keşiş Tang Sanzang ise ona "merhamet" gösterip yaptıklarından pişman olana kadar Lady Bone Demon'u özel bir hapishaneye hapsetmişti.

Bir anda etraf karardı ve başındaki taç buz mavisi renginde parlarken başına dehşet bir acı girdi. Acıyla başını tutup dizlerinin üstüne çöktün.

Gözlerini araladığında karşında bembeyaz elbisesi ve havada dalgalanan siyah saçlarıyla karşında Lady Bone Demon'un durduğunu ve sana gülümsediğini gördün.

Sen şaşkınca ve tedirgince ona bakıyordun, başındaki acı hafiflesede hâla canını yakıyordu.

Lady Bone Demon sana yaklaştı ve elini başındaki taca koydu. Anında başındaki acı kesildi ve sen derin nefesler almaya başladın.

"Merhaba Buzun Savaşçısı." dedi Lady Bone Demon uğursuz bir sesle.

Sen, omurgandan aşağıya doğru bir soğukluk indi. Onun sadece sesi bile senin tüylerini diken diken ediyordu.

"M-merhaba leydim." dedin korkunu gizlemeye çalışırken sesinin titremesine neden olarak.

Lady Bone Demon, uğursuzca sırıttı. Elimi senin başındaki buz mavisi taçtan çekti ve elini senin çenene koyup başını yukarı kaldırdı ve onunla yüzyüze gelmeni sağladı.

Lady Bone Demon'un yüzü gayet ciddiydi. O uğursuz sırıtışı yüzünde yoktu. Zorlukla yutkundun ve onun kan kırmızısı gözlerine baktın.

"Sana bir görev vereceğim ve bunu yerine getirmeni istiyorum. Anladın mı?" dedi o uğursuz sesiyle Lady Bone Demon.

Sen konuşamadın, sadece yutkundun ve onaylarcasına başını salladın. Bunun üstüne Lady Bone Demon tekrar sırıttı ve senin çeneni bırakıp elinde gümüş renginde bir pusula yarattı ve pusula havada süzülerek diz çökmüş meraklı gözlerle pusulaya bakan senin önünde havada durdu.

"Bunu al. Tek canlılar dünyasına birini göndereceğim, beni hapishanemden kurtaracak olan anahtar onda olacak. Bu onu bulmana yardım edecek." dedi Lady Bone Demon.

Sen yavaşça pusulayı alıp ayağa kalktın.

"Leydim, birşey sorabilir miyim?" diye sordun sakin ama tedirgin bir sesle.

"Sadık" LeydiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin