Mavi

193 15 45
                                    

***

𝗕𝗮𝗿𝗹𝗮𝘀 𝗗𝗜̇𝗟𝗗𝗔𝗥

Yaklaşık bir saattir önümdeki sedyede uyuyan
kadına bakıyordum.Onca geçen zamanda aklımda tek bir cümle dönüp dolaştı.

𝐍𝐞 𝐲𝐚𝐩ı𝐲𝐨𝐫𝐮𝐦 𝐥𝐚𝐧 𝐛𝐞𝐧?

Bu cümle beynimin her odasında dolaştı.Onu bulana kadar dolaştı.Beynimin en ucra köşesinde bir hazine gibi sakladığımı,onu.Cevabı bana net bir şekilde vermişti.

𝐎 𝐡𝐚𝐫𝐢𝐤𝐚.

Tamam.Pekala.Bunu kabul ediyorum o harika.

Peki onu bir saattir nerdeyse hiç hareket etmeden onu izliyorum.Bunun cevabı çok netti.

Ama hazır değildim işte.

Ne ona söylemeye hazırdım.

𝐍𝐞 𝐝𝐞 𝐤𝐞𝐧𝐝𝐢𝐦𝐞.

***

𝗜̇𝗹𝗮𝘆 𝗔𝗞𝗖̧𝗔

Banyodan geldiğini düşündüğüm su sesiyle gözlerimi aralamaya başladığımda yatakta dikelmeye başlamıştım bile.Etrafıma göz gezdirdikçe jeton yavaş yavaş düşmeye başladı.

𝐁𝐮𝐫𝐚𝐬ı 𝐚𝐬𝐤𝐞𝐫𝐢𝐲𝐞𝐝𝐞𝐤𝐢 𝐫𝐞𝐯𝐢𝐫 𝐝𝐞𝐠̆𝐢𝐥𝐝𝐢

Gözlerim sonuna kadar açıldığında önce üstümdeki kıyafetlere ardıdan odaya baktım.

Üstümdeki kıyafetlerim aynı değildi.

Oda tanıdık değildi.

Banyodan gelen su sesinin kesildiğini duyunca hızlıca etrafa bir göz attım.Ve baş ucumdaki komodinde duran vazoyu elime aldım.

Banyoya açılan kapının sağ tarafında hemen bir dolap vardı.Dolaptan sonrada oda kapısı.

Oda kapısı ile dolabın olduğu bölüme sakladım bedenimi.Elimdeki vazoyu daha sıkı kavradığımda bir kaç adım sesi geldi.Dolaptan kafamı hafif uzattığımda odanın içinde birini gördüm.Yatağın önünde durmuş telefonuyla ilgilenirken bir yandan da az önce yattığım yere bakıyordu.Üstünde eşorfman ve kapşonlu olduğu için ne fiziği belli oluyordu,ne de yüzünü görebiliyordum.Daha fazla vakit kaybetmek istemediğim için kim olduğunu umursamadan vazoyu kafasında parçaladım.

Kim olduğunu umursamadan demiştim değilmi.

Çünkü karşımdaki beden yatağa devrilmişti.

Ve bu kişi Barlas'tı.

***

Karşımdaki adam kafasına buz torbası tutarken oturduğum koltukta daha çok küçülmeye çalıştım.Bende olan bakışlarını çekmeden konuşmaya başladı.

"Sen komutanının başında vazo mu kırdın?" diye sordu.

Giydiğim kapşonlunun bana büyük gelmesini fırsat bilerek kapşonunu kapatıp içine daha fazla gömüldüm.Ve gözlerimi kapattım.

"Barlas,vallaha kaçırıldım falan zannettim.Özür dilerim."Hafif bir inleme sesi geldiğinde gözlerimi açıp yerimde doğruldum.

Hala kafasına buz tutuyordu,ve canının acıdığını ispatlayabilecek bir şekilde yüzünü buruşturmuştu.

"Çok acıyor mu?"Diye sordum.Elindeki buz torbasına baktığında konuşmaya başladı.

"Biraz da sen tutar mısın?"Hemen yerimden kalkıp ona doğru ilerledim ve elindeki buz torbasını alıp kafasına tuttum.Elini bıraktığında koltukta biraz daha yayıldı.Yayıldığından dolayı öne eğilmek zorunda kalmıştım.

Bir süre sonra belim ağrımıştı,bu yüzden hafifçe dikelip belimi esnettim.Tam geri eğilecektim ki beni belimden iki koluyla sarıp kucağına çekti.Bacaklarım iki yanında kalırken ona doğru bir şekilde kucağına oturtmuştu beni.

Bu sefer gözlerini kapayıp başını arkaya yasladığında yine tutmaya devam ettim.Bir süre sonra kalkacaktım ki bu sefer beni göğsüne çekip sarıldı.

Onun kafasında vazo kırmama rağmen neden böyle davranıyordu.

Vazo önemli değil neden böyle davranıyordu.

Sarılışına karşılık verdiğimde bir süre o pozisyonda kaldık.Bir zaman sonra benden ayrıldığında tam konuşacaktım ki beni böldü.

Lanet olsun.Benim konuşmamı engelleyen onun el hareketleri veya davranışları değildi.

𝐃𝐮𝐝𝐚𝐤𝐥𝐚𝐫ı𝐲𝐝ı

***

Evet kitabımı okuyanları kanser etmek için bölümü hemen yazmamayı düsünüyorum :)

MokitaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin