nakakapagpabagabag

cp: twenty

Megumi hâla içindeki korku ve şokla odasındaki tekli koltuğa oturmuş boş boş karşı duvarı izliyordu. Kalbi tekliyordu, elleri titriyordu ve sakinleşmek için birkaç kez nefes egzersizlerinden yaptı.
Sukuna, şeytanın yeryüzündeki temsilcisiydi.
Buna hiç şüphe yoktu.

Gerçi hata bu sefer Megumi'deydi, her seferinde bu şeytana kandığı için aptaldı, Sukuna 'sana bir sürprizim var' dediğinde sorgulamamıştı. Ancak Sukuna ne zaman bir sürpriz yapacak olsa bu ihtimal hiç iyi bitmezdi, Megumi'nin bunu en başta reddetmesi gerekiyordu. Aklına sadece birini öldürebileceği seçeneği geldi ama Sukuna ona daha farklı bir sürpriz yaptı.

Birlikte geçtikleri yolları tanıyordu; hatta o kadar iyi tanıyordu ki istemsizce ürpermişti.
Yolculuk beklediğinden daha uzun sürdü ve Japonya'nın neredeyse en büyük yapılarından birinin önünde durduklarında Megumi'nin tüm kanı dondu.
Meclis binasının önüydü.

Megumi'nin zihni o andan itibaren çalışmayı bırakmıştı zaten. Meclis'e her şey için gelmiş olabilirlerdi, gerçekten birini öldürmek dahil olmak üzere; toplamda üç sebebi vardı. İkinci olarak, Sukuna'nın kontrol-infaz- karışıklık veya daha fazlasını yapmak için geliyor oluşu.
Sonuncusu ise Megumi'nin kendisinin ve soyunun sahip olduğu bir şeye bizzat elde etmek isteyişiydi.

Ünlü Zenin ailesinin Japonya'ya kattığı değerler, oluşumundaki katkıların sonucu elde ettikleri bir avantaj; kesin bir hükümle sözlerinin kanuna dönüşmesi.
Megumi'nin de soyadını değiştirilmiş olsa bile babasının kim olduğunu biliyorsanız, kendisinin mutlak yetkisinin olduğu bir varsayım yanlış değildir. ABD, Singapur, Tayvan, Güney Kore'nin de içinde buldunduğu büyük ülkelerin geliştirdiği Ceza Kanunu'da buna dahilken Sukuna'nın direkt bir söz hakkının olması bir felaket olurdu.
Ve şimdi Sukuna'nın sevgilisi rolünü oynarken Megumi en kötü senaryoyu düşündü, eğer Sukuna ondan kendisinin avantajı için bir kanun değerinde söz söylemesini isterse bu anayasaya dahil olan tüm ülkeleri kapsar ve kendine dokunulmazlık hakkının verilmesi kabul edilirse Akademi'nin şimdiye kadar yaptığı her şey boşa giderdi; tabii yine de Sukuna haricinde Suguru, Uraume ve yaşıyorsa Mahito kesinlikle idama mahkum olurdu yine de bu kıyameti yeterince engelleyemezdi.

Ancak tüm bunların gerçekleşmesi için Sukuna'nın en azından Megumi'nin kim olduğunu bilmesi gerekiyordu ve Megumi cv'sindeki kendisi hakkında olabilecek tüm şeyleri mantıklı bir çerçevede toparlamıştı. Sukuna'nın yüzündeki karanlık bakışlar ve sinsi sırıtış o kadar güven vermiyordu ki Megumi korkusunu yeterince perdelemeyi başaramadı.

"Neden korkmuş görünüyorsun?" Megumi hâla Sukuna'nın sorusundaki alaycı tınıyı duyabiliyordu. Sukuna kedinin bir fareyle oynaması gibi Megumi'yle oynuyordu. Yani en azından öyle hissettiriyordu. Bu yüzden Megumi o yırtıcı pençelerin altında korkusunu akıllıca başka bir şeye yöneltti.
"Bu- teslim mi oluyorsun?"

Sukuna neredeyse kendini hiç tutmadı ve bir kahkaha attı. "Hayır, hâla dışarıda gezecek çok zamanım var." Tek elini Megumi'nin çenesinin altına yerleştirdi ve yüzündeki şeytani sırıtışa rağmen nazik bir şekilde başını hareket ettirmesini sağladı. "Dikkatli bak Megumi buraya onun için gelmedik."

Megumi denildiği gibi etrafı inceledi, burası daha önce gelmemiş olduğu bir yer değildi, hatta akademideyken sık sık uğradığı noktaydı. Gözüne ablasının kişilik bölünmesinden dolayı yatırıldığı akıl hastanesi takıldı ve her iki noktada kendisi için hiç iyi değilken bunu düşünmemeye çalıştı ama sonuç korkunçtu.

Yasal düzenlemeler sonrası kendisi hakkında olan tüm bilgilerde her şeyden önce Zenin'lerle bir alakası olmadığı açıkça evlatlık alındığı ve -zenin soyuna ait- üvey bir kız kardeşinin olduğunu ancak akıl hastanesinin verdiği rapora göre de Zenin'lerin sahip olduğu kendi iradesiyle hiçbir haktan yararlanamayacağını belirtilmişti. Megumi daha öncelerinde herkese hayatındaki hiçbir şeyin değeri olmadığı için Sukuna'nın altında çalışma cesareti gösterdiğine inadırmıştı ve oldukçada iyiydi.
Ve Sukuna gerçek kimliğini öğrenmişte olamazdı, bu çok imkansız bir tepki olurdu. Sukuna ablasını ya da kendisini kullanmak istiyorsa bu işte gerçek bir sürpriz olurdu.