9. BÖLÜM GİTME

2.5K 236 79
                                    

Selamm Canlarımm. Ben geldimm. Bu bölümü kanaldan kısa yazacağımı söylemiştim o yüzden kısa oldu. Bir daha ki bölüm daha uzun olacak. Okumaya geçebilirsinizz...




BARLAS DEMİRGAN

Kıskanma duygusunu hiç bu kadar iliklerime kadar hissetmemiştim. Bana ilk defa bu duyguyu tattıran Nehir olmuştu. Ve bu duyguyu hiç sevmemiştim. Mert ilk karargaha geldiğinde ona gösterdiği ilgi yüzünden bir kurulmuştum çocuğa. Hala kurulmuyor da değildim ama iki de bir abim dediği için içim rahattı. 

Tim ile beraber ramazandan önce yapacağımız son kahvaltımız olduğu için güzel bir kahvaltı yapmak için bizimkiler plan yapmışlardı. Plan Nehirlere baskın kahvaltı yapmaktı. Daha doğrusu yapmakmış. Ben kapıdan çıktığımızda öğrenmiştim. Daha önceden öğrenseydim engel olurdum. Bu geçtiğimiz olaylar yüzünden epeyce yorulmuştu zaten. Bir de kahvaltı mı hazırlayacaktı?

Kapısını çaldığımızda bizi ev haliyle karşılamıştı. Nedense o hali gözümün önünden gitmiyordu. Ne vardı ki bu kadar gözümün önüne gelip gelip duruyordu? Daha bir sürü şeyi gözümün önünden gitmiyordu. Utanınca ya da heyecanlanınca “Ben şey edeyim, sende şey edersin.” deyişi, konu vatanı olunca başına asla yere eğmeyişi, gülünce kısılan gözleri...

Kendim ile ne kadar çok savaşsam da bu duygunun önüne geçemiyordum. Normalde bu duygularla dalga geçen adamken, şimdi o duyguların dalgasına kapılmıştım. Belki de kapıldığım bu okyanustan beni tek çıkarabilecek dalga olabilirdi. Her şeyin yavaş bir hızda ilerleyeceğini düşünüyordum. Ama babamın “Evleniyorsunuz.” demesini hesaba katmamıştım. İlk duyduğumda ben bile yüz ifademi saklayamamıştım. Karargaha gidip neden evlenmemiz gerektiğini öğrendiğimizde Nehiri düşünceli bir hal almıştı. Benim ise içimi intikam ateşi yanıp, kavuruyordu. Içimi yine aynı korku esir aldı. Ya annem gibi olursa? Ben bu davadan çekileceğini düşünüyordum. Ama o bırak çekilmeyi bir de üstüne rest çekmişti. “Davamdan dönmem!” diyerek benim için mevzuyu kapatmıştı bile. 

Babamın odasında ne kadar ifadesini tutmaya çalışsa da dışarıda tutamamıştı. Kapının önüne geldiğinde buraya benim arabamla beraber geldiğimizi daha yeni idrak etmişti. “Allah kahretmesin ben arabayla gelmedim ki!” dediğinde kapıya doğru geçip ona bakmaya başlamıştım. Bu sinirli haline bir de utangaç hali eklenirse çok güzel olacağını düşünerek biraz dalga geçmiştim. Ama ertesi gün onun bana iadeyi ziyaret yapacağını düşünmemiştim. Kapıda bana “Hoş bulduk Hayatım.” dediğinde gerçekten şok olmuştum. Ondan böyle bir karşılık beklemiyordum. Ve o an anlamıştım, karşımdaki kadını hafife almamalıydım.
                                ...

                                                               

NEHİR ATASOY

Eve geldir gelmez Adamı şoka soktuğum için şu an koltukta oturuyordum. Barlas kendi eşyalarını öteki odaya taşıma bahanesiyle içeriye gitmişti. Ben zaten bavullarımdan eşyaları çıkarmayacaktım. Nasıl olsa kısa sürecekti. Ya da ben kendimi öyle avutuyordum.

Ev gerçekten geniş ve güzeldi. İki erkeğin kaldığı bir evin bu kadar temiz ve güzel olmasını beklemiyordum. Ayağa kalkıp Barlasın olduğu odaya doğru yöneldim. Yere oturmuş, önündeki kutuya bakıyordu. Eski bir kutu gibiydi. Benim geldiğimi anlayınca kutuyu hızlıca dolabın içine koydu. Dolabın kapağına örterek bakışlarını bana doğru çevirdi.

“Ben eşyaları öteki odaya aldım. Sen buraya yerleş.” diyerek ayağa kalktı. Telefonunu cebine atarak, odadan çıktı. Morali bozulmuştu sanki. O kutunun içinde her ne varsa moralini baya bozmuştu. Bende eşyalarımı koydum. Birkaç şeyi yerleştirmem gerekiyordu. Hem bu odaya hem de banyoya. 

Gönül Davası Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin