9. bölüm: kırgın

133 70 38
                                    


Lafı çok uzatmadan iyi okumlar dilerim. Oy ve yorumlarınızı bekliyorum.😃

Aşk kabullenmek midir? Sevdiği kişinin tüm hatalarını görmezden gelmek, onu yanlışlarıyla kabul etmek. Yoksa aşk kör mü olmaktır? Gözünde, aklında, kalbinde tek bir kişiyi görmek. Abime sormuştum bir keresinde ne olduğunu çünkü onun Çiçek'e olan aşkını görebiliyordum. Aşk uzaktan sevmektir, içinde ve karşılıksız sevmektir. Her şeye rağmen, reddedilmeye rağmen sevmektir kardeşim, demişti bana. Ne çok konuşmuştuk abimin sevgisiyle ilgili. Bana göre aşk sadece hayal kırıklığı ve güvensizlik. Bu hep böyleydi benim için. Ama artık buna inanmak istemiyorum ve yeni anlamlarını görmek istiyorum. Atlas'la yeni anlamlar öğreneceğiz. Belki alışkanlık, belki takıntılık, belki acı ya da sonsuz güven. Bilemiyorum. Her zaman tuhaf bir duyguydu.

Gökyüzünde yıldızlar ay ışığında dans ediyordu adeta ve daha güzel göründü gözlerime onun dediğinden sonra. Ay kadar güzelsin Ay ışığı, dedi gözlerimin içine bakarken. İkimiz ıslak çimenlerde uzanmış gökyüzünün güzelliğini izliyorduk. Gökyüzünde duygularımı bulurum hep. Mutluyken, üzgünken, aşıkken...

"İçeri geçelim artık hasta olacağız."dedi Atlas bana yüzünü dönerek. Haklıydı hava serindi ve biz de buz gibi suyla ıslanmıştık.

"Tamam."deyip sırtımı soğuk çimden kaldırıp doğruldum. Atlas'ta doğruludu ve ayağa kalktı.

"Hadi."dedi ve elini bana uzattı. Gülümseyerek elini tuttum.

Tam kalkacağım sırada Atlas'ın arkasında bahçede gördüğüm karatıyla yerimde hareketsizce durup oraya baktım. Yüzümde ki gülümseme silindi. Biri oradaydı ve bizi izliyordu. Demir ya da Deniz olabilir mi diye düşünüyordum ama onların sesi içerden çok net bir şekilde geliyordu. Dona kalıp o tarafı izlemeye başladım. Beni gördü mü bilmiyorum ama onu gördüğümü görse kaçardı öyle değil mi?

"Ne oldu Aylin?" dedi Atlas çöküp. "Nereye bakıyorsun? "dediğinde benim baktığım yöne baktı.

Atlas benim gördüğümü görecek olmalı ki ayağa kalkıp o yöne doğru bir adım attı. Orda ki her kimse el kaldırıp anlamadığım bir şekilde işaret verdi. Atlas bu işareti gördüğü an bir adım dahi atamadı hatta irkilerek geriye doğru adımladı. Yüzü görünmüyordu. Bize baktıktan sonra kısa olan duvarın üstünden hiç zorlanmadan atlayıp gözden kayboldu. Ayağa kalkıp Atlas'ın yanına gittim. Yüzünde şaşkınlık vardı ama bu ifadenin yanında başka bir duygu gördüm adını tam koyamadığım. Öfke miydi? Özlem mi?

"Atlas kim o , tanıyor musun onu?"diye sordum ama Atlas kaşlarını çatıp bir çok düşüncenin içinde kaybolmuş gibiydi.

"Atlas."dedim ve kendime çevirdim. "İyi misin? Onu tanıyor musun?"dedim sorumu yine sorarak.

Çenesi öfkeden seğriyordu. Ama gözlerimin içine baktıktan sonra çatık kaşlarını ve düşüncelerine boğulmayı bırakıp derin bir soluk verdi. Yüzüme bakınca anlamadığım o duygu yok olup gitti.

"İyiyim Aylin."deyip ağız ucuyla gülümsemeye çalıştı. "Korkma onu tanıyorum."deyip ellerimi tuttu. "Hadi içeri geçelim."dedi. Beni geçiştiriyordu. Onun tanıyıp tanımadığına da şüpheliyim aslında.

"Ne oluyor Atlas? İyi değilsin sen baksana."diye direttim.

"Aylin, bir şey yok tamam? Hadi içeri girelim."dedi elimi sıkıca tutup çekti beni peşinden. "Hadi."dedi sadece. Bende daha da sorgulamadım çünkü kötü görünüyordu.

Elimi hala tutarken kapıya doğru yürüdük yanyana. Atlas elimi tutarken sanki destek alıyormuş gibiydi. Elini sıkıp baş parmağımla elinin üstünü okşadım. Bana baktığında ben burdayım der gibi gülümsedim. O karşılık vermedi ama kendini iyi hissettiğine eminim. Bizi izleyen ve işaret veren her kimse Atlas'ı çok etkilediği ortadaydı. İçeri geçtik. Atlas elimi bırakıp kapıyı kapattı ve bir kaç defa da kilitledi. Oturduğumuz odaya gidecekken durdurdu beni.

Ay Işığı (ARA VERİLDİ) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin