Yeni bir bölüm ile merhaba. Oy vermeyi unutmayın. İyi okumalarrrr.♡♡♡♡
Ne oluyor bilmiyorum ve bu bir şey bilmeme duygusu içimi kemirip tüketmeye başlıyordu artık. Aklımda ki olanakları sıralıyorum ama hiç çıkış noktası yok. Çıkmaza gidiyordu her düşüncem. Ölesiye birbirinden nefret eden iki kişinin arasında durmak çok zor. Atlas ve Poyraz 'ı yeni tanıdığıma rağmen ikisine de alışmış ve onları sevmeye başlamıştım. İkisi de normal bir arkadaşımdı. Açıkçası benim için böyleydi. Onlar için sıradan saf bir kız mı yoksa bir arkadaş mı bilemem. Atlas neden sürekli ondan uzak durmamı istediğini bir türlü anlamadım. Şimdi de ortaya çıkan bir soyad "Dağhan". Onun soyadının bu uyarılarıyla alakası neydi bilmiyorum. Ama Atlas hep uyardı beni ve kalbimden gelen ses onun bu uyarılarına dinlemek ve uymak istiyor. Ah kalbim neden ona bu kadar güveniyorsun? Yorulmadık mı güvenip yüzüstü düşmekte? Biz hep güvendiğimiz için kaybetmedik mi ? Sorgusuz sualsiz bu güven niye.
Atlas karşımda öfkeden dişlerini sıkarak duruyordu. Son söylediği şeyle anlık durmak zorunda kaldım. Siyaha dönen gözlerini gözlerimden ayırmadı bir saniye.
"Dağhan ? Anlamadım. Bunun şu anki konuyla alakası ne ?"dedim affalaşmış kısık sesile.
Atlas gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı. Saniyeler içerisinde gözlerini açtığında tekrar gözlerimin içine baktı.
"Bunu seninle tartışmayacağım Aylin."dedi ve arkasını döndü.Gitmesine izin vermeden kolunu tuttum.
"Atlas bana doğruyu söyler misin ?"diye sordum çekingen bir sesle.
O kadar öfkeliydi ki ne yapacağını kestiremiyordum. Yüzünü bana döndü. Kısılmış gözleri kolunu tuttuğum elime bakıp gözlerime çıktı. Tuttuğum kolunu hemen bırakıp bir adım geriledim. Aramızda bu kadar az bir mesafenin olduğunu yeni fark etmiştim.
"Bu sana son uyarım. Bir daha seni uyarmıyacağım . Zaten seninde isteğin bu değil mi ? Seni bir daha uyarmamam. Çünkü ona daha da yakın olmak istiyorsun. Değil mi Aylin ? " dediğinde ne diyeceğimi bilemedim. Sesinin tonunu kontrol edemiyordu.
"Ne saçmalıyorsun sen ? Saçma sapan konuşma Atlas."dedim.
Şimdi bende en az onun kadar öfkeliydim. Ama onunla konuşmaktan çekiniyordum çünkü onu ilk defa bu kadar sinirli görüyordum. Gerçi ne kadar oldu ki tanıyalı.
"Ben saçma konuşuyorum. Aynen Aylin. Asıl sen bana doğruyu söylesene. Seviyorum o çocuğu de bir daha seni uyarmayayım."dedi. Kendinde mi bu çocuk ? Benim Poyraz'ı sevdiğimi söylememi istiyor.
"Atlas lütfen kes şu saçmalığı. O sadece ve sadece benim arkadaşım ve bunun ötesi olamaz. "dedim daha fazla durmayarak. Çatık kaşlarıyla ve kıstığı gözleri ile bir müddet beni izledi. Bir şeyden emin olmak gibi izledi yüzümü.
"Güzel!"dedi sinirle.
"Anlamadığım şey. Sana ne Atlas ? Neden Poyraz ile arkadaş olmam senin zoruna gidiyor. Sen değil miydin Işıl 'a iki günde tanıştığın insanla neden bu kadar yakınsın diyen? Ne oldu şimdi iki günlük tanıdığın bir insana yardım edip uyarılar veriyorsun?" dedim ve bu sefer sesimi kısık tutmaya özen gösterdim. Çünkü bana öfkeyle bakmaya devam ederken konuşmak benim için zor oluyordu.
Derin bir nefes alıp. Kafasını yüzüme eğip gözlerimin içine baktı. Derin derin bakıyordu gözlerime. Gözlerindeki öfke duygusu yumuşama başladığını gördüm. Öfkeden koyulaşan gözleri eski tonuna geri dönüyordu. Ses etmeyip onun cevabını bekledim. Ve bıraktım kendimi .Onun içine hapseden gözlerine bıraktım kendimi. Aramızda ki mesafe sanki hiç yokmuşçasına biraz daha yaklaştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ay Işığı (ARA VERİLDİ)
RomanceBir kurşun sesi ve bir nefesin kesilişi... O vuruldu ve her şey sustu. Bağırışım, ağlayışım, yağmur... Her şey sustu. Kalbim sustu, kalbim Atlas' la sustu. Onunla atan kalbim şimdi onunla birlikte durdu. &&& ...