Dünün yorgunluğu ile sabah gözümü zar zor açmıştım. Hava baya kapalıydı. Yağmur yağacaktı galiba. Abim bugün beni okula bırakamasını söyleyecektim. Telefonunu elime aldım ve gelen bildirimlere baktım. Yeni bir takip isteği vardı. Üstüne tıkladım. Poyraz Dağhan adına istek vardı. Bu Poyraz kütüphanede karşılaştığım Poyraz 'dı. Poyraz iyi bir insandı ama yinede isteği kabul etmedim . Daha fazla geç kalmamak için telefonu kapatıp yatağımdan kalktım ve banyoya gitmek için odamdan çıktım. Abim salondaydı. O da yeni uyanmıştı galiba . Bana arkası dönüktü ve ben bu fırsatı kaçıramazdım. Derin bir nefes alıp koştum. Abim bunu yapacağımı anladığında buna fırsat vermeden zıplayıp sırtına çıktım. Öne doğru yalpaladı. Sonra koltuktan destek alarak doğruldu.
"Aylin in hemen aşağı. " dedi sesini hafif yükseltirken.
"Biraz sesiz ol annem uyuyor. Uyanmasın, dinlensin biraz ha abiciğim. Demek daha gitmedin işe. Biliyor musun ? Seni çok seviyorum." dememle derin bir nefes aldı ve başını salladı.
"Ben şimdi anladım seni abiciğim. Söyle ne istiyorsun?". Abiciğim derken beni taklit etmişti.
"Beni bu gün okula bırakır mısın?"
"Bunum için miydi kemiklerimi kırman? Sen kilo mu aldın ne ? Çok ağırsın. "
"Hiçte ağır değilim bir kere sen güçten düşmüşsün. Çok yiyen sensin zaten ,kasların gittiğinde zaman göreceğim ben seni. "
Abim uzun boylu iri yapılı bir bedene sahipti."Allah korusun. Ağzını hayır aç. Hadi git hazırlan da çıkalım. "
" Teşekkür ederim canım abim."dedim ve yanağına sulu bir öpücük bıraktım. Bundan nefret ederdi.
"Öpeceksen salyanı akıtmadan öp." dediğinde gülerek bir tane omzuna geçirdim ve sırtından indim.
Onu daha fazla tutmadan hazırlanmak için ayrıldım yanından ve lavaboya gittim. İşim bittiğinde odama dönüp kıyafetlerimi giydim. Kot pantolun ve üstüne beyaz bir üst giydim. Hava bugün kötüydü üşümemek için bir ceket aldım yanıma. Saçımı da gelişine bir topuz yaptım ve daha fazla oyalanmadan telefonu ile sırt çantamı alıp çıktım.Abim salona çıkmış beni bekliyordu. Salondan çıkıp koridora yöneldik. Beyaz spor ayakkabımı giyerek dışarı çıktım. Abimde çıktığında asansöre bindik. Evimiz dördüncü kattaydı. Abim telefonundan bir şeyler kontrol ediyordu. Büyük ihtimalle bu gün toplantı vardı. Toplantı günleri hep böyle olurdu. Telefondan başını kaldırmaz ve gergin gergin dolaşırdı etrafta.
Asansörden inip binadan çıktık. Arabaya doğru yürüdüğümüzde yağmur hafif bir şeklide yağıyordu. Arabaya bindim yermi aldım ve klasik piyano açtım."Kurban olduğum kapat şunu Aylin. Uykum geliyor , araba kullanıyorum."
Ben piyano dinlemeyi çok severim çünkü babam küçüklüğümden beri hep çalardı bana. Bana öğretmek istemişti küçükken ben yapamıyorum diye küsüp bırakmıştım. Babam da üstüme gelmemişti. Sonra hep babam bana çaldı. Ama ben öğrenecektim. Bunu aklıma koymuştum .
"Hatırlıyor musun abi? Babam bize hep piyano çalardı . " dedim abime dönüp. Bana kısa bir bakış attı.
" Hatırlıyorum. " dedi kısık bir sesle. Sesi o kadar kötü çıktı ki daha fazla konuşmadım. Elimi uzatıp tam kapatacakken beni durdurdu.
"Bırak açık kalsın."
Ona dolu gözlerle bakıp gülümsedim. Yol boyunca ikimizin çıtı çıkmadı. Artık okula gelmiştik. İnmeden abime döndüm.
"Kafe de iş kaldı mı ? Çıkışta gideyim"
"Yok abiciğim. Zaten Elif teyzenin evine gideceğiz. Çıkışta seni de alacam."dedi
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ay Işığı (ARA VERİLDİ)
RomansaBir kurşun sesi ve bir nefesin kesilişi... O vuruldu ve her şey sustu. Bağırışım, ağlayışım, yağmur... Her şey sustu. Kalbim sustu, kalbim Atlas' la sustu. Onunla atan kalbim şimdi onunla birlikte durdu. &&& ...