11.Geçmişin Korkusu.

85 32 46
                                    

Selamlarrr canım okuyucularım. Nasılsınız? Yeni bölüm geldi ışıklarım. Bu kadar beklettim sizi özür dilerim. Tatil bitti kitaba devam. Yanlış bir yazım yapmış olabilir beni uyarın olur mu? Teşekkür ettim.

Sizi çok seviyorum bölüm sonu görüşürüz. İyi okumalarrrr.

🎃

Derin bir nefes çektim içime, meğer ben yıllarca nefesiz duruyormuş ayakta. Bunca zaman Atlas olmadan nasıl yaşamışım ben, onun yuva gibi sıcak kolları olmadan, başımı yasladığım yerde atan sıcak kalbi olmadan nasıl yaşamıştım ben? Aslında önceden de yaşadığım pek denilemezdi. Uzun zamandan sonra ilk defa nefes alıyormuşum gibi. Rüya gibi. Hiç uyanmak istemediğim bir rüya.

Bir dakika ya gerçekten rüyasa ya şu an bir rüyadan ibaretse? Kapalı olan gözlerimi hızlıca açtım ve geri çekildim hışımla. Atlas'ın belimi tutan elleri boşluğa düşünce şaşkınlıkla bana baktı. Yüzünde anlamaz bir ifade yer edindi. Uzaklaşıp bunun rüya olup olmadığını kontrol etmek için kendime zaman verdim. Şayet bu rüya ise gerçek hayatta kafayı yerdim düşünmekten.Bence kesinlikle rüya olmalı. Hatta ben Poyraz'ın saçmaladığı şeyler yüzünden düşüp bayılmıştım ve şu an rüya görüyor olmalıydım. Poyraz'ın dedikleri... gerçek olamaz değil mi?

"Babasını bıçaklayan ve kardeşini öldüren."
"Ondan her şey beklenir. "
"Ona yaklaşma."

"Aylin?"dedi tedigrinle. Bir kaç adım bana yaklaşttı. "İyi misin?"deyip kollarımı tuttu. Kendime geldiğimde düşüncelerimi susturup bozguna uğratmadan baktım yüzüne, korkuyla ona baktığımdan onunda gözlerine korku işledi.

"Atlas."dedim. "Az önce rüyaydı değil mi? Sen az önce beni öpmedin?"diye çıkan şaşkın sesimden nefret ettim. "Ne olur az önce seni öptüm de."dedim ve bu ne arsız bir konuşmaydı Aylin. Kendine gel salak kız, utanmasan şimdi ağlayacaksın rüya olma ihtimali için.

Atlas'ın gözlerinde ki korku kendini şaşkınlığa bırakınca bir kaç dakika öylece yüzüme baktı. Birden gür bir kahkaha attığında dediğim şeyler için daha çok kızdım kendime. Atlas ellerini benden uzaklaşmak yerine kollarımdan belime doğru götürüp sıkıca tuttu. Gür kahkahası devam ediyordu benim bu saçma sorularıma. Eğer rüya değilse de rüya olsun lütfen, asıl şimdi rüya olsun. Ben bu kadar arsız biri değildim ki.

"Az öncekinde anlayamadıysan yeniden deneyelim, bakalım rüya mı gerçek mi ?"dediğinde yüzümü inceledikten sonra yüzü yüzüme yaklaştırdı. Geriye doğru çektim yüzümü. Çünkü ikinci bir kalp krizini kaldıramazdım. Ayrıca birazcık utanıyor olabilirdim.

"Tamam tamam bence çok gerçekti."dedim utançtan yerin dibine girerek.

"Bence bunu yine deneyelim daha emin olmak için."dediğinde gülüyordu fakat üstündeki hüznün kırıntıları vardı ama yinede yüzüme yaklaşmaya da devam ediyordu.

"Atlas bırak beni."dedim utanç ve huzurlu tebessümümle. İyice geriye doğru eğildimde Atlas'ta üzerime doğru eğildi. Saçlarım omuzlarımdan sarkmış ıslak zemine değiyordu. Hüzün yerini mutluluğa veriyordu. Yüzüme doğru gelen yağmur damlaları bana iyice yaklaşan Atlas'ın başından aşağıya doğru akıyordu.

"Hayır yeniden seni öpeceğim."dediğinde bu sefer yüzünde koca bir gülümseme oldu. Onun gülüşüne bakarken iyice eğilmiştim ve o beni bıraksa yere düşerdim.

"Şaka yaptım ki ben. Rüya değildi zaten kii. Rüya olduğunu söyleyen kim? Ayrıca lütfen bırakma yoksa düşerim."

"Az önce bırak diyordun ama."dedi haylaz bir şekilde.

"O da şakaydı ki."deyip tatlı tatlı gülümsedim. Yüzüme ciddi bir ifadeyle bakınca korkuyla sordum."Bırakmayacaksın değil mi?"dedim çünkü yüzünde ki haylaz ifade bırakacağım diyordu resmen.

Ay Işığı (ARA VERİLDİ) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin