Beklenmedik sonlar.| 5.

28 7 6
                                    

2 gündür okula gitmiyordum. Şiddetli ağrılarım son günlerde hiç olmadığı kadar artmıştı. Nefes alırken bile içime çektiğim havanın ağırlığını hissediyordum sanki.

Aynı şeyler tekrar yaşanmaya başlamıştı. Aynı korku,aynı lanet acılar,aynı tükenmişlik geri gelmişti.

İçimde garip bir his vardı.

Aynada kendime bakmaya katlanamıyordum. Aynayı yumruklamak,bağırıp çağırmak istiyordum.

Kabul etmek ne kadar zor olsa da, kendime eziyet ediyordum.

Saatlerce duvarı izliyor,sanki duvarların benimle konuşmasını bekliyordum.

Umutlarımın geri gelmesini,eski günlerin yeniden yaşanmasını,gülüşlerin gerçekçi olduğu zamanların uzak geçmişte değil de,bu günüm de olmasını istiyordum.

Daralmıştım. Sıkılmıştım bu evden. Her şeyden. Kendimden.

Güçlü hazıfam vardı ve bu hayatta sahip olduğum en ağır işkenceydi. Tüm renkleri hatırlıyordum.

Anıların renkleri vardır. Mesela,en güzel anılar mavi olanlardır,en kötüler ise renksizdir. Bu yüzden asla onları unutamazsın.

Çünkü ne renk olduğunu hatırlayamazsın.

Hatırlayamadığın bir şeyi unutaman imkansızdır.

Fakat onlar seni rengi olan anılarının hepsinden  daha çok yaralar.

Bilinmezlik üzer,yaralar.

Kanlar sıçrar zihnine.

Sonu bilinmez bir yolda yürürsün,nereye gittiğini bile bilmezsin, ama gidersin, sonunun güzel olduğunu umarak.

Sona yaklaştığını sandıkça başa döndüğünü fark edersin. Nefesin kesilir.

"Bu için miydi hepsi?" Dersin kendine.

Kanlar. Her yerdeler.

Kaçmak fayda etmez. Onları silemezsin. Zihnindeki kuruyan kan damlaları , fırçayla özenle yapılmış bir resim havası katar yaralarına.

Tabii ki,anlayana. Görene,duyana.

Fakat insanlar gördüklerini bile reddederlerdi. Bir birlerine karşı kör olmayı seçerlerdi.

İşte onlar bu kadar acımasızlardı.

Yaralı olduğunu öldüğünde,kötü hissettiğini yolun sonuna yaklaştığını anladıklarında,değerini seni kaybettiklerinde,üzüldüğünü kanlı ruhunu gördüklerinde anlarlardı.

Keşke geçte olsa anlasalar.

Lakin anlayamazlar,onlar acı içindeki bir ruhu anlayamaz.

Onlar sahte gülüşleri severler,kanlı bir tebessümü değil.

Bu yüzden pesetmeme az kalmıştı, biliyordum. İnsanların saçmalıklarıyla hayatımı mavedeli çok olmuştu. Belki onlara anlamsız geliyordu,onları suçlamam.

Fakat unutuyorlardı,onların bana,kendime eziyet etmemi öğrettikleri gün,beni kendi zihnimle yalnız bıraktıkları gündü.

————

"Kızım,gel bir doktora gidelim. İnat etme böyle,anlıyorum bak-" sözünü kestim.

"Anne yeter,istemiyorum doktor falan. Anlamıyor musun,ben sıkıldım artık. Lütfen odamdan çıkar mısın?" Bıkkınlıkla konuştum.

"Neden böyle yapıyorsun,kızım? Beni çok üzüyorsun. Elimden bir şey gelmiyor,ne yapayım söyle. Her şey üstüme geliyor,bir de sen yapma."

Acıyla gülümsedim.

Kanlı Düş Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin