Tansu
İMDATT YETİŞİN KOMŞULARR!!!
Prens Cengiz bana sarmaş dolaş uyuyordu.İlk başta sinirlenmiştim ama şu an annesine sarılmış masum yavru bir koala gibi duruyordu.Bu yüzden onu kaldırmaya kıyamadım.
Kolları ve bedeninin yarısı üstümdeyken onu incelemeye başladım.Beyaz saçları odayı aydınlatmaya yetmeyen mum ışıklarına rağmen parıl parıl parıldıyolardı.Kirpikleri neredeyse benimkilerden bile daha uzundu.Dudakları çok tatlı bir pembe kırmızı arası renkti.
Bu masum duruşuna bakılırsa onun da minicik tatlış bir kalbi vardı.Çünkü insanların en kendi oldukları vakit uyudukları zamandır.Hiçbir insan uyurken rol yapamaz.Uyurken kötülerin kötü olduğu,iyilerin iyi olduğu suratlarından anlaşılır.Ve ben şu an Prens'ten hiçbir kötülük sezemiyordum.Belki de yaşadığı bu hayatı o da sevmiyordu.Amann ne diyorum ben beni yerimden yurdumdan edip buraya hapsetti.Ayrıca sabah beni manipüle bile etmiş olabilir çünkü hiçbir şey hatırlamıyorum.
Derken Prens kıpırdanmaya başladı.Onu gizlice gözetlemek için uyuyormuş numarası yapmaya ve kirpik altından onu izlemeye başladım.Önce hafif gözünü araladı daha sonra kollarını görünce o şapşik şaşırma ifadesini yaptı.Ardından o pespembe dolgun dudaklarıyla bir bebeğe bakarkenki masumiyet kadar masumca gülümseyerek bakmaya başladı.Kıkırdamamak için zor duruyordum.Bakışı bittikten sonra biraz burnunu boynuma doğru getirdi ve hafif hafif koklamaya başladı.Yüksek ihtimal kokum onu çekiyordu çünkü Doğa Ana'lı olduğum için en doğal ve güzel kokular bizde oluyordu.Gözünü kapatıp yüzünü boynuma gömdü ve uzun süre kokumu içine çekti.
Artık sıkılmaya başlamıştım ama anı da bozmak istemiyordum.Birden kalkınmaya başladı ve içimden ohh çektim.Yataktan kalktı ve duvar kenarındaki dolaba doğru gitti.Allahh.
Ben ne yapacağı belli olmaz diye bir süreliğine gözümü kapattım ama birden Prens'in sayıklama sesleri geldi.
Kara sevda,kara sevda dedikleri daha ne olabilir ki?
Kara sevda,kara sevda seni benden kim ayırabilir ki?
Çocukça bir aşk diyip de geçme sakın gülme halime
Nasıl olduğunu anlayamadım ama seviyorum seni delicesine
Kara Sevda'mCidden Kara Sevda mı söylüyordu?Benim gibi bir Barış Manço fanı mı yoksa.Ayaklanıp ona sormamak için zor duruyordum.Biraz daha bekledikten sonra başka şeyler söylemeye başladı.
"Benim Kara Sevda'm bulutlar kadar beyaz,Kara Sevda'm." Son cümlesini bana bakarak söyledi.
Olamaz, cidden sevdası mıydım?Ben haremlere düşecek kız mıydım?Harem demişken nee HAYIRRR!?Hayatta onunla olamam.Tamam yakışıklı,tatlı,masum,saf,uzun ve kaslı görünebilir ama öyle bir şeyi nikahsız asla yapamazdım.Doğa Ana ne derdi yoksa?Ayrıca onun yüzünden abimi,kardeşimi, bütün ailemi,halkımı kaybetmişken ona aldanıp onunla hayat yaşayamazdım.Aramızda hiçbir şey olmamalıydı.Belki de benim ülkemi fethetmek için bir plan yapıyordu.Beni kendisine bağlayıp içeriye ajanlarını sokacaktı.
Daha fazla dayanamadım ve ayağa fırladım.Benim sesimi duyunca arkasını döndi ancak gördüğüm manzara ile şok oldum.Gömleğini ilikliyordu ama daha önü açıktı.Ve karın kasları..Sixpack.Tansu ne diyorsun ülken için sus Allah Aşkına!
Cengiz gene o şapşik ifadeyi yaptı.Offf yicemmm ama ciddiyet zamanı.
Alaycı bir sesle "Birileri kış uykusundan uyanmış." dedi ve güldü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aquaoksit
Teen FictionDoğanın tek varisi Tansu ve Aqua Krallığı'nın tek varisi Prens Cengiz'in kader üzerine karşılaşması..