Tansu
Hizmetçinin dediği elbiseyi giymiştim.Üstüme tam oturmuştu.Cildim güzel olduğu ve geldiğim yeri unutmadığım için pek makyaj yapmadım.
Hizmetçi,Prens'in gelip beni alacağını söylediği için yatakta oturup beklemeye başladım.
Saat akşam 8'e doğru kapı açıldı.Önceki gün yaşananlardan dolayı Cengiz'e sinirli ve tripliydim.Pek konuşmayacaktım.Bunları düşünürken gözüm yaşlandı.Doğuştan böyleydim,sevdiğim insanlarla aram kötü olduğu anda ağlamaya başlardım.Neyse ki maskara sürmemiştim ama Cengiz bunu görecekti ve onun görmesini istemiyordum.Yelkenleri hemen suya indirdiğimi düşünebilirdi bu yüzden hemen bir mendil alıp o gelene kadar göz yaşlarımı sildim.
Kısa sürede yanıma geldi ama şu an dünkü halinden eser yoktu.Eskisi gibi samimi masum gülümseyen Cengiz'di.Üstünde her zamanki gibi bebek mavisi olan(ona enn çok yakışan renk bu) ama daha özenle hazırlanmış ve işlenmiş bir takım vardı.Üstünde "Bu kraliyetin sahibi benim." der gibi duruyordu.
Ben onu görmemiş gibi yapıp arkam dönük camdan dışarıya bakıyordum.Her zamanki gibi arkamdan sarıldı ve boynuma öpücük kondurdu.Beni ona çevirdi ancak ben ona değil yere doğru bakıyordum.Yüzü düştü ve gözlerini kısıp kaşlarını çattı.Çenemden tutup başımı kendisine döndürdü ve gözlerimi ona kilitledi.Hayırr ağlamamalıyım.
"Dağlardaki zambakları ağlatacak kadar güzel olmuşsun ama onlar değil sen ağlamışsın." dedi.Cevap vermedim.
"Benim yüzümden mi?" gene sustum.
"Özür dilerim." Gerçekten içten bir ses kullanmıştı bunu söylerken.O sırada onun da buz mavisi gözlerinin kanlandığını gördüm.Gözü sulanmıştı.Benim gibi.Ben şaşkınlıkla ağzımı hafif aralamışken aniden dudağımk öptü ve ardından bana sımsıkı sarıldı,bir çocuğun annesine sarıldığı gibi.Omzumda sessiz ağlamaya başladı.Bunu çıplak sırtıma düşen gözyaşlarından hissediyordum.Daha fazla dayanamadım ve ondan ayrılıp "Ağlama." dedim.
"Senin için duygularımı da kontrol edebilirim.Ancak bir daha sen de ağlama.Ağlarsan ben de ağlarım." dedi kısık seslerle.
"Ne zaman gidiyoruz?" dedim sesimi neşelendirip bu kadar duygusallık yeterdi ayrıca onun yüzünden triplerim yarım kalmıştı onları da atmam lazımdı.
"Sen ne zaman istersen Prenses'im."
"Hadi gidelim o zaman ne zamandır sıkıldım burada olmaktan."
"Önce şunu vermem lazım." dedi ve cebinden bir kutu çıkardı.Kutuyu açtı ve diz çöktü.Allah'ım neee!!
"Merak etme hemen evlilik teklif etmeyeceğim." dedi gülerek.Aha ben şimdi sana tüm geceyi zindan etmezsen bana da Tansu demesinler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aquaoksit
JugendliteraturDoğanın tek varisi Tansu ve Aqua Krallığı'nın tek varisi Prens Cengiz'in kader üzerine karşılaşması..