Kalbimin normalden çok daha hızlı attığını hissedebiliyordum. Kesik kesik nefesler alıyor ve tekrar tekrar o cümleyi okuyordum.
"Sonunda seni buldum, Çiçeğim."
Telefon parmaklarımın arasından kayıp kucağıma düştü. Bu da neydi? Kimdi bu? Bana mesaj atan bu numara kime aitti;
"Çicek..." diye fısıldadım. Telefonu kucağımdan alıp tekrar mesaja baktım. En son kelime "Çiçeğim"di.
"Tabii ya," dedim rahat bir soluk vererek. Bana çiçek diyecek tek bir kişi vardı; Bulut... Gökyüzünde ki, asla ulaşamayacağım Bulut'um.
Ondan başkası bana çiçek demezdi. Ona göre ben eşsiz ve benzersiz biriymişim. Bu yüzden bana "Çiçek" diyordu. Çiçekler onun için dünyadaki en güzel şeylerden biriydi. Ona göre; tüm çiçekler birbirinden farklıymış. Eşsiz ve benzersiz...
"Sendin, Bulutum." dedim şefkat dolu bir sesle.
Benim ona "Bulut" dememin sebebi ise ona asla ulaşamayacak olmamdı. Ben yerde, o ise gökteydi. Kavuşmamız imkânsızdı. İşte bu yüzünden o benim sevgili Bulutum'du. Hep tepemdeydi ama hiçbir zaman yanımda değildi. Her zaman da böyle olacaktı.
"Buna emin olmanın tek bir yolu var." diye mırıldandım kendi kendime.
Öğretmenler adlı whatsapp grubuna girdim. Sırayla grupta ki kişilere göz gezdirdim.
Selim
Sertap hoca (Matematikçi)
Osman hoca (Dinci)
Ayşe hoca (Diğer dinci)
Güney hoca (İngilizceci)
Berk hoca (Bedenci)
Mustafa hoca (Diğer matematikçi)
Semra Hoca (Sınıf hocası)
Ayşegül hoca( Sınıf hocası)
Selami hoca (Sınıf hocası)
Ahmet hoca (Sınıf hocası)
İrem hoca (Fenci)
"Lan! Bu ne amına koyim!" diye bağırdım isyankâr bir sesle. "Neden bu kadar çok kişi var?"
Grup üyelerine bakmaya devam ettim.
Uzun bir süre dahaSinem hoca (Türkçeci)
Tarık hoca (Diğer ingilizceci)
Hayri hoca (Diğer türkçeci)
+054********
"Hele şükür yarabbi." dedim bıkkın bir nefes vererek.
Bu Faruk olmalıydı!
Bana mesaj atan gizemli numaranın bu numarayla aynı olmadığını görünce gözlerim irice açıldı.
Bu Faruk değilse kimdi?
Şaşkınlığım hâlâ üzerimdeyken kapım hafifçe tıklandı.
"G-Gir." dedim titrek bir sesle.
"Abim," diyerek girdi içeri abim. "Neden hâlâ yatmadın?"
Koltuğun yanına doğru birkaç adım attı. Yanıma yaklaşınca yüzünü daha net gördüm. Çok yorgun görünüyordu.
Usulca yanıma oturduğunda kollarımı boynuna doladım. Belimi sıkıca sardı. Saçlarımı hafifçe okşadı ve öptü. "Ne oldu, güzelim? Sorun ne?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bazı Anlar Unutulmaz
General FictionManolya çiçeklerini sever misiniz? Küçük Açelya onlara bayılırdı. Ne zaman babaannesine gelse manolya çiçekleriyle donatılmış bir ormana giderdi. Ama bu çiçekleri onun için diken ve her geldiğinde sayılarını arttıran birinin olduğundan habersizdi.