O kadar yorgundum ki dün ki yorgunluk hâlâ üzerimdeydi. Bende şirketin yanında ki kafeye gitmeye karar verdim
Belki Daisy ile de konuşuruz. Biraz uyuyup öyle gidecektim. Elimi yüzümü yıkadım, mutfakta güzel birşeyler hazırladım bir kaç atıştıemalık. Televizyon'un karşısında ki kanepeyi açtım ve bir kaç yastık ve battaniye getirdim. En sevdiğim filmi açtım.-⋆ ˚。⋆୨୧˚
İki saat film izledim ve atıştırdım.
Daha sonra da uyuya kalmışım. Yarım saat sonra uyandım ve saate baktım.
Saat 18.00'di, hemen etrafı topladım ve rahat birşeyler giydim. Biraz spor ve yürüyüş yapmak için hazırlanmaya başladım.Hemen spor salonuna gittim. Uzun süre çalıştıktan sonra yürüyüş için dışarıya çıktım. Ağaçlık ve ormanlık bir alanda bir saat yürüdüm. Daha sonra evime gittim. Sıcak bir duş aldım ve akşam için hazırlanmaya başladım.
Hemen arabama atladım ve yola çıktım. Bir kaç dakika içinde kafeye vardım. Arabayı kafenin yakınına park ettim. İçeri girdiğimde bir sürü çalışan vardı. Her biri müşteriler ile ilgileniyordu. Fakat birşey eksikti, Daisy yoktu. Hemen yanıma bir çalışan geldi.
'Buyrun efendim. Hoşgeldiniz.'
'Hoşbuldum.'
'Buyrun efendim, böyle gelin'
'Ah teşekkürler, bir şey soracaktım da.'
'Buyrun efendim.'
'Daisy nerede?'
'Onun işi çıktı ve gitti. Geç geleceğim dedi.'
'Ah teşekkürler, sizde telefon numarası varsa alabilir miyim?'
'Tabi ki efendim, buyrun.'
Telefonunu çıkardı ve numarayı gösterdi hemen kaydettim. Çalışan gittikten sonra ona yazıp yazmamam gerektiğini düşünmeye başladım.
Acaba yazmalı mıyım? Ya müsait değilse ya engellerse? Nasıl olsa o beni tanımıyor. Belki de numaram vardır, şirket çalışanından almıştır. Yok ya, neden alsın ki. Değil mi?Bir içecek sipariş ettim ve yaklaşık bir saat öylece oturdum. Telefonu elime aldım, artık daha fazla dayanamadım ve yazmaya başladım.
Daisy Son görülme bugün 17.00Hoesok: Selam Daisy, ben Hoseok.
Kafeye geldim de seni göremedim,
merak ettim.
Gönderildi 19.39Belki de işi vardır. Acaba gelecek mi?
Yaklaşık yarım saat onu bekledim. Mesaj attı mı diye kontrol etmekten sıkılmıştım.
Bir kaç dakika sonra mesaj geldi. Ama mesaj Daisy'den değildi. Dean yazmıştı.
Dean Şuan aktifDean: Efendim, nasılsınız?
Hoseok: İyiyim Dean. Sen nasılsın?
Dean: Bende iyiyim, öyle sorayım dedim. Şuan neredesiniz efendim.
Hoseok: Kafedeyim biraz kafa dinlemeye geldim, belki Daisy ile konuşuruz diye. Fakat kendisi yok, bir işi çıkmış ve geç geleceğini söylemiş. Bende belki gelir diye bekliyorum.
Dean: İsterseniz yanınıza gelebilirim efendim.
Hoseok: Olur ama şuan değil, eğer gelemezse seni almaya gelirim ve biraz arabayla turlarız.
Dean: Tamamdır efendim, siz bana haber verirsiniz. İyi günler dilerim, sonra görüşürüz.
(Mesajınıza "🤍" ifadesini bıraktı)Tam telefonu kapatacakken Daisy'den bir mesaj geldi.
Daisy Şuan aktifDaisy: Kusura bakmayın Hoseok bey. Çok meşguldüm, mesajınızı yeni görüyorum.
Hoseok: Sorun değil, kafeye gelecek misin? Belki sohbet ederiz diye düşünüyordum.
Daisy: Ah bu güzel teklif için teşekkürler. Geleceğim ama çok uzun sürmez, işlerimi halledip gideceğim.
Hoseok: Olsun hiç sorun değil. Az da olsa konuşmak istiyorum.
Daisy: Tamamdır, daha sonra görüşürüz.
(Mesajınıza "🤍" ifadesini bıraktı)-⋆ ˚。⋆୨୧˚
Bir saat sonra:
Kafeye biri girdi. Arkamı döndüm ve gelen Daisy'di. Hemen yanıma geldi.
'Selam.'
'Selam.'
'Şey kusura bakmayın ama acil işlerim var o yüzden daha sonra buluşalım. Daha güzel bir kafede oturur konuşuruz. Ama şuan kalacak vaktim yok.'
'Sorun değil. İşin daha önemli. Peki öyleyse randevuyu dört gözle bekleyeceğim.' Gülümseyerek.
'Tamamdır öyleyse, tekrardan özür dilerim. İyi akşamlar Hoseok bey.'
'Size de iyi akşamlar Daisy.'
Daisy gittikten sonra. Sinir ve üzüntü ile arabama atladım ve eve gittim. Üstümü değiştim ve evi kitledim. Camları örttüm ve odama gidip uyudum. Tabi uyumak zordu. Ama yine de denedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Blue pill || Hoseok
General FictionBirbirlerinden habersiz, bir ajan ve bir kahve çalışanın platonik aşk hikayesi.. -୨୧ "Neden bir ajan gibi her gün kafeme geliyorsun?" "Kes sesini ve beni dinle!" "Sebepsiz yere kafeme girenler ile konuşmuyorum." "Belki de sebebi sensindir."