Suç vakası.

10 2 0
                                    

Sabah yarı uyur yarı uyanır bir şekilde kalktım. Güneş sanki daha yeni doğuyor gibiydi. Kolumda ki saate baktım ve saati görünce gözlerim faltaşı gibi açıldı. Şaka olduğunu düşündüm ve geri yattım. Fakat bu bir rüya değildi. Saat sabahın 05.00'ydi. Sadece ama sadece 5 saat uyumuşum. En şaşırtıcı kısım buydu. Hâlâ o anın şoku üzerimdeydi. Gece neler olduğunu hatırlamaya çalıştım, biraz diklendim. Arkama yaslanıp düşünmeye başladım. Herşeyi hatırlayamasam da beni üzen birşey olduğunu biliyordum.

Bu saatten sonra uyuyabilir miydim bilemiyorum. İçeriye oyun oynamaya gittim. O kadar çok susamışım ki, kana kana şu içtim. İki saat boyunca oyun oynadım. Yeri geldi yemek sipariş ettim. Yavaştan yorulduğumu hissettiğimde yatmak için hazırlanıp yattım. Saat umrumda bile değildi. İyi olmadığım için şirkete gitmeyecektim.

-⋆ ˚。⋆୨୧˚

6 saat sonra

Saat 13.00 Hava 23°

Uyanır uyanmaz kolumda ki saate baktım. Saat her ne kadar geç olsa bile uyanmak istemedim. Mtfaktan uyku ilaçı almak için kalktım. Tüm dolaplara baktım. Fakat yoktu, mecbur gidip eczaneden almam gerekti.
Hazırlanıp çıktım, çok geçmeden eczaneye vardım. İçeriye girdim ve herhangi bir görevliden ilaç istedim. Fakat gerekmedikçe ve aşırı kötü birşey olmadan, doktor ilaç yazmadıkça alamayacağımı söyledi. Bende umursamadan evime doğru gitmeye başladım. Tam o sırada biri arıyordu, telefonum arka koltukta kaldığı için açamadım. Neyse ki telefon arabaya bağlıydı, hemen açtım. Arayan Dean'dı.

'Alo, efendim müsaitseniz eğer sizinle önemli birşey hakkında görüşmek istiyorum.'

'Tâbi ki, buluşalım mı, yoksa telefondan mı? Aklında herhangi birşey var mı?'

'Ben bir rezervasyon ayarladım efendim. Şimdi atacağım konuma gelin. Sizi orada bekliyor olacağım.'

'Tamamdır, çok geç olmadan oraya vararım.'

Dean bir yeni mesaj.
Konum***

Çok geç kalmak istemiyordum o yüzden şık bir dıor kıyafeti giydim ve hemen yola çıktım.

Hemen attığı konuma gittim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Hemen attığı konuma gittim. Kapıda beni bekliyordu. Yanılmıyorsam elinde bir kaç dosya vardı. Hemen yanına gittim içeriye girdik. İlk başta birşeyler yedik ve sohbet ettik.

'Evet efendim sizi buraya çağırmamın sebebi tam olarak bu.' dedi ve elinde ki dosyaları masaya koydu. Meraklı gözler ile dosyaları incelerken.

'Evet dinliyorum, konu ne? Tüm olan biteni anlat.'

'Efendim, Evan kayıp hakkında yeni gelişmeler var, kötü yanı ise. Bunun sonu gelmiyor. Onun hakkında o kadar çok şey var ki, nasıl başlasam bilemiyorum.

'Olayı kısaca özet geç daha sonra detaylara in.'

'Evan'ın dışında birçok kaçak var. Hatta bir çoğunun Evan ile ortak olduğuna dair söylentiler var. Tahmine göre hepsi bir çete, her daim birbirlerine bağlı çalışıyorlar. Fakat Evan uzun süredir sessiz diye diğer suçlulardan da haber alamıyoruz. Büyük bir plan düzenliyor olabilirler. Onlar etrafta kargaşa çıkarmadan bir an önce onları yakalamalıyız.'

'Vay be, bu Evan neymiş böyle. Etkilendim doğrusu. Fakat merak etme hepsinin üstünden geleceğiz.'

'Bu nasıl olacak ve ilk olarak ne yapacağız?'

'İlk olarak etrafı gözetleyeceğiz, olayların akışına doğru gideceğiz.'

'Harika fikir efendim.'

Bir süre ikimiz de dışarıyı izledik. Dean sanki birşey soracak gibiydi.

'Efendim size özel birşey sorabilir miyim?'

'Tabi ki.'

'Kafeye gittiğiniz gün, Daisy geldi mi? Onu beklediğinizi söylemiştiniz fakat o günden sonra şirkete de gelmediniz. Aranızda birşey mi oldu merak ediyorum da.

'Dün öylesine gitmiştim. Belki onunla da birşeyler konuşuruz diye düşündüm. Saatlerce bekledim. Hatta bir çalışandan numarasını aldım ve ona mesaj attım. Bir süre sonra kafeye geldi ama uzun sürmedi. İşinin çıktığını ve erkenden gitmesi gerektiğini söyledi. İşin tuhaf tarafı da orada ki hiçbir kimse bunun hakkında birşey bilmiyor.'

'Hmm, anlıyorum efendim. Üzülmeyin, belki gerçekten önemli bir işi vardır. Yoksa o, böyle davranacak biri değil.'

'Haklısın.. Neyse bir dahakine görüşürüz artık. Artık kalkalım, ne dersin ha?'

'Olur efendim. Bende şu suç vakası ile ilgili gelişmeleri araştıracağım.'

'Tamamdır, gel ben seni şirkete bırakayım.'

Beraber arabama bindik ve şirkete doğru sürmeye başladım. Tam o sırada güneş neredeyse batıyordu. Telefonu arabaya bağladım ve şu sıralar favorim olan şarkıyı açtım.Yüksek sesle müzik dinlerken bir yandan da eğleniyorduk.

Metroboomin, Future and Travis Type Shit.

Metroboomin, Future and Travis Type Shit

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yaklaşık bir saat sonra şirkete vardık. Dean'ı şirkete bıraktım ve o giderken biraz düşündüm. Çok geçmeden arabadan indim ve anahtarı orada ki görevliye verdim. Arkasından hemen koşarak yanına gittim. Kolumu omzuna attım. Gülümseyerek;

'Uzun zaman sonra dosyalara göz atmaya karar verdim.'  Kafasını okşadım ve gülerek odama gittik.

Blue pill  || HoseokHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin