Her zaman ki gibi aynı rahatsız edici alarmım ile uyandım. Aslında bugün biraz neşeliydim, tâ ki alarmım bunu bozasaya kadar. Bugün Bay Park ve Kim ile buluşacaktım. Kafamı kaldırmaya o kadar imrendim ki, kolumdaki saatte baktığımda biraz geç kalmış olabileceğimi fark ettim. Saat 10'u gösteriyordu, ek olarak bugün iş çıkışı buluşacaktık. Neredeyse 4-5 saat çalışıyorum. Bu da demek oluyor ki, sanırım randevu akşama kalacak.
Daha fazla vakit kaybetmeden sabah rütinlerimi yaptım, üstümü değiştim ve iş için yola koyuldum.Şirkete vardığımda, Dean'ı kapıdan girerken gördüm. Hemen arkasından hızlı bir şekilde peşinden gittim. Odamın kapısında hemen yanına gidip sarıldım.
'Nerelerdeydin?'
'Efendim başıma gelmeyen kalmadı. Merak etmeyin ben iyiyim herşeyi size anlatacağım.'
'Senin için çok endişelendim. Ya sana bir şey olsaydı ne yapacaktım?'
'Sapa sağlam karşınızdayım efendim, endişelenmeyin.'
'Beni çok korkuttun lan! Ee neler oldu anlat bakayım yoksa seni birazdan boğazlayacağım.'
'Ne..?'
'Şaka yapıyorum be, ama böyle devam edersen yakana yapışcam ona göre. Hadi otur da anlat hele.'
Dean bana herşeyi baştan aşağı anlattı. Olayı kısaca özet geçeceğim fakat şuan değil. Herşeyden önce yapmamız gereken bir çok iş var..
—⋆ ˚。⋆୨୧˚
Şirketten çıkar çıkmaz evlerimize dağıldık ve hazırlandık. Akşam olunca herşeyin daha kolay olacağını düşündük. Umarım hislerimiz bizi yanıltmaz. Hemen Dean'ı aradım.
'Ben hazırım Dean.'
'Geliyorum efendim, bir iki dakikaya oradayım.'
'Tamamdır kapıda bekliyorum.'
Dean bir iki dakika sonra geldi. Arabaya bindim ve dışarıyı izlemeye başaldım. İlk on dakika sessizlik oldu. Dean daha fazla dayanamayıp konuşmaya başladı.
'Umarım herşey planladığımız gibi olur efendim.'
'Umarım Dean, umarım.'
'Şimdiden Daisy'nin yüz ifadesini çok merak ettim.' dedi gülerek.
'İkimiz de hem fikiriz desene.' İkimiz de güldük ve kafeye vardığımız da hemen ciddi bir şekilde indik.
Kafe müşteri ile doluydu, her zaman ki gibi Daisy görünür de yoktu. Kasa da çalışan görevlinin yanına gittim.
'Kolay gelsin, acaba bir şey sorabilir miyim?'
'Teşekkürler, tabi ki efendim sorabilirsiniz.'
'Daisy nerede?'
'O mu, şey.. İçeride çalışıyor isterseniz çağırabilirim.'
'Çok iyi olur kafenin arka tarafında bekliyor olacağım.'
'Tamamdır efendim.'
Dean ile birlikte kafenin arkasına gittik. Daisy'nin gelmesini bekledik. Neredeyse 15 dakika geçti fakat hâlâ gelmedi. Sinirlenmeye başlamıştım. İçeriye tekrar girdim. Çalışanı es geçerek, içeride ki odaya girdim. Bir de ne göreyim. Daisy bir erkek ile birlikte sarılıyorlardı. Hemen yanına gittim ve kolundan tutarak.
'Hemen geliyorsun seninle işimiz var.' dedim ve dışarıya doğru ilerledim.
'Neden bir ajan gibi her gün kafeme geliyorsun?'
'Kes sesini ve beni dinle!'
'Sebepsiz yere kafeme girenler ile konuşmuyorum.'
'Belki de sebebi sensindir.'
Bunu duyar duymaz erkek arkadaşı, bana engel olmaya kalktı fakat bir yumruta yere düştü. Daisy'i öyle görmek beni derinden sarsmıştı.
Dean hemen arka kapıyı açtı ve Daisy'i yanıma oturttum. Yalvarmaya başladı, neredeyse ağlayacak duruma geldi. Ben ise tüm ciddiyetim ile onu koltuğa yasladım ve biraz yaklaştım. Sinirli ve üzgün bir ifade ile;
'Çalışan sana gelip haber vermedi mi? Neredeyse yarım saattir seni bekliyorum, fakat hanım efendi o biricik sevgili erkek arkadaşı ile sevişmek ile meşguldü. Bende kerizim ya, öylece bekliyorum. Bir bildiğim var ki seni çağırdım. Yoksa ne işim var seninle.'
'Hoseok bey, gerçekten bildiğiniz gibi değil. Başka bir şey ol-'
'Kes sesini be! Ben gördüm göreceğimi. Sana mı yoksa gözlerime mi inanacağım. He!'
'Ama bir konuşmama izin ver-'
'KES YOKSA SUSTURURUM.'
'Ne yaptım ki şimdi.?'
'Seni öyle bi' sustururum ki, bir daha konuşamazsın!'
Şuan belki de hepinizin aklına "kesin öperek susturacak" gelmiş olabilir ve neden olmasın ama şuan değil..
İçimden söylenip duruyordum o ise kedi bakışı ile bana bakıp duruyordu.
En sonunda eve geldik. Dean da benim evde kalacaktı. O, Daisy ile ilgilenirken bende uyumak için hazırlanıyordum. Gerçekten çok yorulmuştum, onca şeyden sonra daha fazlasını kalbim kaldıramıyordu.
Tüm gece olanları düşündüm, tabi Dean ve Daisy'nin sesinden uyumak zordu. Asıl sorun biraz da olsa ilk defa hoşlanmaya başladığım birinin, başkasıyla olması cidden feci bir durum.Bu bölümü geç attım özür dilerim hiç vakit bulamıyorum. Ama elimden geldiğince atmaya çalışacağım. Bu arada Instagram hesabım Joonswx isteyen takip edebilir hikayeyi beğendiğinize çok sevindim sevgi yorumlarınızı bekliyorum. (Bu kısmı bir süre sonra sileceğim.)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Blue pill || Hoseok
General FictionBirbirlerinden habersiz, bir ajan ve bir kahve çalışanın platonik aşk hikayesi.. -୨୧ "Neden bir ajan gibi her gün kafeme geliyorsun?" "Kes sesini ve beni dinle!" "Sebepsiz yere kafeme girenler ile konuşmuyorum." "Belki de sebebi sensindir."