Odama gittik, gördüklerime inanamadım. Evan ile ilgili bir bölüm hazırlanmış. Onun hakkında bir sürü dosya vardı ve hepsi en baştan en sona kadar dizilmişti. Açıkcası baya etkilendim. Bir kaç dosyaya göz gezdirdik. Hatta pano bile hazırladık. Fakat pano hâlâ tam değildi. Birşeyler eşleşmiyordu.
Uzun süre şirkette kaldık. Neredeyse şirket kapanacaktı, görevliler olayı araştırırken Dean'a işaret ettim. Hemen şirketten çıktık.
Arabama bindik ve Daisy'nin kafesine doğru sürmeye başladım. Bir az düşündükten sonra içimdekileri Dean'a söylemeye başladım.
'Bak Dean, bu böyle ilerlemez. Derhal bu duruma bir çare bulmalıyız. Dosya imzala yok özel harekat felan. Bu ne amk. Bu gidişle Evan'ı asla yakalayamayacağız.'
'Haklısınız peki ama ne yapacağız. Aklınız da bir fikir var mı?' Sırıtarak;
'Tâbi ki herşeyi planladım.'
Herşeyi detaylarıyla anlattım.
'Bak son kez özet geçiyorum, kendi mafya çetemizi kuracağız. Tüm olayları dosya imzalamaya gerek duymadan halledeceğiz. Bildiğin mafya araştırma ekibimiz olacak. Yani daha nasıl anlatabilirim bilmiyorum ama umarım anlamışsındır.'
'Tamamdır efendim, siz o işi bana bırakın. Ben en yetkili, becerikli, kademeli insanları araştıracağım. Siz de ona göre çetemize eklersin.'
'Tamamdır Dean, sana ne kadar teşekkür etsem azdır.'
Biraz sonra kafeye geldik. Daisy kafede çalışıyordu. Cam kenarında bir yere oturduk. Sipariş vermek için garson çağırdık. Fakat daisy gelmedi. Aklım hâlâ onda kaldı.
Siparişimiz geldi sohbet ederek güzel bir akşam yemeği yedik. Aklıma geçmişte yaşadığımız bir olay geldi. İçeceğim ile oynarken, sakin bir sesle Dean'a seslendim.
'Hey Dean.'
'Buyrun efendim.'
'Hatırlıyor musun.. Bir kaç hafta önce bir olay yaşamıştık. Aklıma geldi ve düşünmeden edemiyorum.'
'Ne peki?'
'Acaba diyorum, o olayın Evan ile bir ilgisi olabilir mi?'
'Ne yaşamıştık daha detaylı söyler misiniz?'
'Akşam Daisy'nin kafesine gelmiştik, ve kafe açıktı. Kimse yoktu sonra ışıklar kapanmıştı ve hemen uzaklaşmıştık. Hatırladın mı?'
'Evet..'
'Bu olayda Evan'ın parmağı olabilir mi?'
'Ah, bilmiyorum. Evan kafe ile ne yapsın ki?'
'Sorun kafe değil, asıl sorun içinde ki.'
'Yani, kafe çalışanları olabilir mi diyorsunuz.'
Kafamı kaldırıp sırıtarak;
'Neden olmasın?'
'Siz öyle diyince gerçekten mantıklı geliyor.'
'Bir an önce mafya çetemizi kurup kafeyi gözaltına alacağız. Şu Evan ve gizemli olaylarına bir son vereceğiz.'
'Bu harika bir fikir efendim.'
'Hadi öyleyse yavaştan kalkalım.
Tutarı ödeyip kafeden çıktık. Dean'ı evine bıraktıktan sonra hemen eve gittim. Uyumak için hazırlanıp hemen yattım. Yarını dört gözle bekliyordum. Acaba ne olacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Blue pill || Hoseok
General FictionBirbirlerinden habersiz, bir ajan ve bir kahve çalışanın platonik aşk hikayesi.. -୨୧ "Neden bir ajan gibi her gün kafeme geliyorsun?" "Kes sesini ve beni dinle!" "Sebepsiz yere kafeme girenler ile konuşmuyorum." "Belki de sebebi sensindir."