Neden?

3 2 0
                                    

"Bana yalan söylüyor,
Bunu onun gözlerinde görebiliyordum"

Ertesi gün.

Sabah saat yaklaşık 9:00.Yerimden kalktım, banyoya girip güzel bir duş aldım.Dolabımdan beyaz dizden aşağı bir elbise siyah bir ayakkabı, siyah bir çanta aldım.

Aynanın önüne geçtim. Kahverengi saçlarım darmadağın, koyu kahverengi gözlerim çok uyumaktan şişmişti. Elbiseyi üzerime geçirdim. 1.71 boyum elbiseyi çok iyi taşıyordu.

Saçlarıma fön çekmek için aynanın önüne geldim. Bü gün saçlarımı dalgalı yapacaktım. Dalgalı saç bana çok yakışıyordu. Bu gün beni mutku eden şeyleri yapacaktım. Çünki, mutlu olmaya çok ihtiyacım var.

Kardeşim olduğunu söyleyen o adamla görüşseydim belkide daha mutlu olurdum. Belki gerçekle yüzleşirdim. Belkide kardeşim değildi. En azındam DNA testiyle bunu kanıtlayıp, rahatlaya bilirdim.

Kafam çok karışıktı. Dikenin beni uyarması, onun adını duyduğunda endişelenmesi..

Her şey kafamı altüst etmişdi.

Her şeyi bir kenara bırakarak kendime geldim. Odamdan çıktım. Merdivenleri inip, mutfağa gitdim.

Bu gün aç değildim. Sadece bir poğaça beni idare ederdi.

Yardımcımızdan poğaça isdedim. Ayaküstü yedim ve acele bir şekilde mutfaktan çıktım.

Annemin odası üst katdaydı. Üst kata çıkmak için adımladığımda..Kapının açılmasıyla beraber duraksadım.

İçeriye giren annemdi. Kolunda çanta, kırmızı uzun sade bir elbise giymişti.

Sabah sabah nerde olduğunu merak etmişdim. Kaşlarımı kaldırıp kollarımı göğsümde birleştirerek, "Neredeydin annecim?" dedim ve yanına gitdim.

Omzuma dokunarak gözlerini kırptı. "Biraz işim vardı" gözlerindeki o bakış yalan söylediğini açıklıyordu. Ben bana yalan söylendiğinde, anında anlardım. Heleki bu benim annemse.

Gözlerimde istemsiz bir şekilde gülümseme oluşarak, "Hadi ama anneciğim. Bana anlata bilirsin." dedim. Hayatında birisinin olduğunu biliyordum, ama bunu bana anlatmaması hiç hoşuma gitmiyordu. Sonuçta bu benimde hayatımı etkiliyordu.

"Anlatırım. Ama bu ayaküstü konuşulacak birşey değil Mira. Biraz sabret ve akşamı bekle. Hem belki sende bana aşk hayatından bahsedersin." dedi ve yüzünde büyük bir gülümseme oluştu.

Bu beni utandırmışdı ama mutlu etmemişdi.

Kaan dünden beri beni hiç aramamış, hiç merak etmemişdi. İnsan sevdiğini merak etmez mi? Öldümü kaldımı demez mi?

Moral bozukluğumun içine bir sorun daha eklemeyi başarmışdım. Bu konuda çok yetenekliydim. Moralimi anında bozacak şeyler bulabiliyordum.

Derinden bir nefes aldım ve yüzümü asıtarak, "Aşk diye bir şey yoktur anneciğim. Aşk hayatı nasıl olsun? Olsada beni bulmaz zaten" dedim.

Omzuma dokunarak, "Bu gün biraz dışarıya çıkmanı istiyorum. Devran ve diğer arkadaşlarınıda ala bilirsin."dedi ve çantasını yerine bıraktı."Kafa dağıtmaya ihtiyacınız var." dedi.

Kafamı olumlu anlamda salladım.

Annem üst kata çıktı.

Bende Devrana mesaj atmak için, telefonu cebimden çıkardım.

Gözüm dün bana mesaj atan mektup kardeşime sataştı. Ona söz vermişdim ve bu gün gitmeyecektim.

Devrana mesaj atdıktan sonra, yeniden mektup kardeşimin mesajına takılı kaldım.

Uçurum YoluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin