Kısmen KISKANÇLIK

3 2 0
                                    

"Sorun değil. Sorun değil alışan için yaşamak."

İlahi bakış açısı

Telefonuna gelen mesajla Mira yerinde sendeledi. Gözleri dolmuş, elleri titriyordu. Buna o mesajı atan her kimdiyse, bunu yapabilecek birisi olmalıydı. Bu yüzden gözleri dolmuş, elleri titremeye başlamışdı.

Oğuzun gözleri masada Miranın elini tutan Kaandaydı. Gözlerinde alev püsküren adamın elleri masada yumruk halindeydi. Dizlerini titretiyor ve saldırmamak için kemdisini zor tutuyordu. Onu kıskanıyor muydu? Kısmen kıskanmaktı bu ancak. O onu korumak ietiyordu. Korumak istmeiyordu,koruyordu.Ona yaklaşacak olam herkese karşı bu şekilde olsa gerek.

Mira elini Kaanın ovucundan kurtarıp. Bağırarak, "Bana bir daha dokunmayacaksın adi herif! Yoksa o parmaklarını köpeklere yem ederim" dedi ve masadan sert bir şekilde kalktı.

Oğuzun yumruğu bu olanları gördükden sonra dahada sıkılaşmışdı. Gözleri dahada alev püskürmeye başlamışdı. Gözünü Kaandan hiç ayırmıyor ve onu gözetliyordu. Her hangi yanlış bir hareketinde ona saldırmak için bekliyordu.

Kaan masadan sert bir şekilde kalkan Miranın kolundan tutarak, "Yerine geçip otur Mira! Sabrımı sınıyorsun" dedi.

Oğuz masadan kalkıp masaya yaklaşacakken, Mira Kaanın suratına sert bir tokat indirdi ve, "Edebini takın. Karşında kimin olduğunu unutuyorsun" dedi. Masadan uzaklaşıp oğuzun yanına gitdi. Kolundan tutarak, "Arabanın anahtarını ver" dedi.Oğuz bakışlarını ona çevirdi. Azda olsa siniri geçmişdi. Ama yinede oldukça sinirli ve sabırsızdı.

Hafif bir şekilde Miranın kolundan tutarak, "Bana emir vermemen konusunda sen uyardım Bozo! Her nereye gideceksen bende seninle geleceğim!" dedi ve kolunu serbest bıraktı.

Mira öfkesini temkinleyerek, "Peki lütfen anahtarı verir misin? Emir falan vermiyorum. Lütfen ver." dedi ve anahtarı vermesi için elini uzatdı.Oğuz kaşlarını çatarak, "Benimle geliyorsun." dedi ve kapıyı açtı.

Mira sert bir şekilde saçlarını savurdu ve Oğuza doğru baktı. "Bu seferlik böyle olsun Diken! Bir dahaki sefere dediğimi yapacaksın" boğuk bir sesle dedi.Oğuz kaşlarını kaldırdı sinsice sırıtarak, "Hayal kurmaya devam et" dedi.

Mira restoranda çıkıp arabaya bindi. Hemen ardından Kaanda çıkmıştı.

Mira gözlerini ondan ayırmıyordu. Gzöleri hep onda, kulakları oğuzdaydı. Oğuz arkaya dönerel, "Gözlerini kontröl et yoksa çok üzüleceksin." dedi tavsiye verircesine.

Mira pencereden dışarıya bakıyor ve düşünüyordu. Gözleri dışarıda, aklıysa mesajdaydı. Mesajda yazılanlar onun kafasını çok karıştırmış olmalı ki, sürekli kaşlarını çatıyor ve düşünüyordu.

Oğuz yeniden aynadan ona bakarak,"Tarif etsene!" dedi ve sırıtdı. Mira kollarını göğsünde birleşdirdi ve cevap verdi, "Tahtalı köy!" dedi ve sinirden gülmeye başladı. Bu Oğuzun kıkırdamasını sağlamıştı, "Seni sadece Azrailin oraya götürebilir. Ama istersen azrailin olurum" dedi ve sırıtdı.

Mira kaşlarını kaldırdı alay edercesine, "Sen sadece koruyucu meleğim ola bilirsin" dedi ve yeniden trip atmaya devam etdi.

Araba birazdan bir evin önünde durmuştu. Mira yolda gelirken burasının mektup kardşeinin atdığı mesajdakı evin olduğu konum olduğunu anlamıştı. Sadece belli etmemeye çalışıyordu.

O Oğuza dönerek, "Burası orası. Nerden buldun bu evi?!" dedi telaşlı ve titrek bir ses tonuyla.

"Arabadan inmezsen kardeşini göremezsin."
"Arabadan inmezsem çok sinirlenirsin"
"Evet sinirlenirim Ana kuzusu"
"O zaman inemeyeceğim!"
"Kardeini görmek istemiyorsun her halde?"
"Kahretsin tamam!"

Oğuz arabadan inerek, onun kapısını açtı. Cebinden yine bir sigara çıkarmışdı. Gergin olduğunda hep sigara içerdi. Şu anda sigar içmesi onun oldukça gergin olduğunu gösteriyor.

Mira arabadna indi. Temiz havayı içine çekti ve etrafa göz gezdirdi. İki üç adım ilerisinde herçekler ve ya yalanlar onu bekliyordu.

Belkide bu Oğuzun ona oynadığı bir oyundu.

Evin önünde kilitli bir kapı vardı. Demir devasa bir kapıydı. Evse bu devasa kapıya göre biraz küçük kalıyordu. O kadarda kötü bir ev olduğu söylenemezdi. Ama oldukça küçük bir gecekonduydu.

Kapının önünde iki güvenlikçi duruyordu. Oğuz onlara yaklaşarak, "Abisiyle görümek için geldi. Haber verirseniz kapıyı açacaktır."dedi ve güvenlikçinin kulağına yaklaşarak, bir şeyledi söyledi. Bu konuşmanın ardından kapı açılmışdı. Ev kapısının önünde 1.80 boylarında, kumral saçlı,buğday tenli, yeşil gözlü bir adam duruyordu.

Oğuz öfkeyle o adama bakarken, o Oğuza göz kırptı. Oğuzun eli yumruk haline gelmiş ve oldukça öfkelenmişdi.

Mira ona yaklaşarak, "Sen mi atdın bana o mesajı?" dedi titrek bir ses tonuyla. Gözlerinin içi gizemle bakan, ve sırıtan adam, Miraya dönerek, "Ben deniz Civan" dedi ve yüzündeki gülümseme büyüdü.

Mira rüzgarla savrulan saçlarını gözünün önünden çekerek, "DNA testi istiyorum. Aksi taktirde sana tek kelime etmeyeceğim!" dedi ve Oğuza doğru döndü.

Oğuz kaşlarını çatarak, "Kardeşin olmasaydı, tek kelime etmene ben müsaade etmezdim!" dedi ve cebinden bir sigara çıkarıp yaktı. Mira ona doğru dönerek, "Olmasaydı derken? Nerden biliyorsun gerçekten kardeşim olduğunu?" dedi ve gözlerinin önündeki saçlarını topladı.

Oğuz tek bir kelime etmeden arabaya doğru gitdi. Elindeki sigarayı yere atıp ayağıyla söndürdü.

Mira onun arkasından, "Neden?! " dedi ve tükenmiş bir şekilde dizlerinim üzerine çöktü, "Neden tüm bunlar benim başımı geliyor?!"

Miranın bu haykırışlarını duyan Oğuz arkasına dönerek, "Ayağa kalk Ana kuzusu!Bu kadar acizlik yeter." dedi ve onun yanına gitdi.

Civan Miraya yaklaşarak onun omzuma dokundu. Gözlerini kırparak, "Yapma be kardeşim.Bunu yapma kendine." dedi ve ona sarılmaya çalıştı. Mira kafasını kaldırarak, "Neden? Neden bu zamana kadar gelmedim?!" dedi.

Oğuz kapıda durmuş olan biteni izliyordu.

"Korktum. Babamız olacak o herif Allahın her günü tehdit ediyordu beni!" dedi ve ağlamaya başladı. Gözlerinden akan yaşlar yağmur gibiydi.

Mira ayağa kalktı. Ardından Civanda kalktığında, Mira onun boynuna atılmışdı. Hıçkırarak ağlamaya başladığında, Oğuzun eli yeniden yumruk haline geldi.

Civana doğru bakarak," Seni, onu üzmemen konusunda uyarmışdım!" dedi ve yumruğunu daha çok sıktı.

Mira Oğuza doğru dönere, "Beni üzen o değil! Hayat." dedi ve çantasını yerden aldı.

Oğuza doğru yürümeye başladı. Arkasını kardeşine dönerek, "Görüşeceğiz" dedi ve gülümsedi. Oğuzun gözlerindeki öfke azda olsa azalmışdı.Ama yinede onu öfkelendiren bir şeyler vardı.

İkiside arabaya bindiler.Mira pencereden dışarıya bakıp ağlıyor, Oğuz o ağladıkça dahada sinirleniyordu.

Bir süre sonra araba evin önünde durmuşdu.Mira hemen arabadan indi ve eve gitmek için adımladı.

Eve girdi ve odasına çıktı. Annesi işdeydi. Evde yalnızdı.

Odasına girdi. Soğuk bir duş alıp kendine geldi. Hala düşünüyor, çelişiyordu.

Saçlarını kurutdu. Üzerine rahat bir şeyler geçirip, yatağına yatdı. Kulaklığını kulağına takıp, tekrar düşünmeye başladı...

Ona mesaj atan adam kimdi? Kardeşi nasık birsiydi? Okuldaki cinayeti kim işlemişdi?

Sorular beyninin içinde dolaşıyorken, uykuya dalmıştı. Gözlerini kapatmıştı ama asla dinlenemiyecelti. O kadar yorgundu ki..

Uçurum YoluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin