Nedensiz NEFRET

6 3 1
                                    

"Bazen kendini korumak için bırakırsın sevmeyi, bazende sevdiğini korumak için. Yani her şekilde bırakıyorsun sevmeyi."

Ertesi gün

Gözlerimi açtım. Dün gece odama geçip, yatağımda uyuyakalmışdım. Gözlerimi ovaladıktan sonra, yerimden kalktım.

Her gün yaptığım şeylerin aynısını yaptım. Bu gün üzerime rahat bir şeyler giyecektim. Müvekkilimle ilk görüşmem olsa bile, rahat olmak istiyordum.

Üzerime kot pantolon, oversize bir ceket aldım. Ceketin altına beyaz bir crop giymişdim.

Aşağıya inip kahvaltı edecektim. Aşağıya indim ve mutfağa gitdim.

Mutfakta oldukça büyük bir pencere vardı. O pendereden boylanarak, dışarıya baktım. Gözlerim onu arıyordu,Dikeni.

Müştemelatda kalmasını ona söylememişdim. Çünki oldukça sinirliydim. Her halde orada kalacağını anlamayacak kadar aptal değildi. Bilerek kapısını kitlememişdim. İçeride çalınacak bir şeyde yoktu zaten.

Mutfakta babamın benden habersiz doldurduğu, bir buzdolabı vardı. Bu adam her şeyi benden habersiz yapıyordu. Annemi bile saklamış benden.

Dolabı açıp bir kaç bir şey alıp yedim. Aklımda hayla sorular vardı. Annemi, abimi, babamı düşünüyordum. Böyle bir şeyi benden nasıl saklarlardı

Oğuzun onu, Civanı gördüğü ilk andan beri, öfkelenmesini anlamalıydım. Onun beni kandırdığını görüyordu. Kandırmak denirse buna. Bu düpedüz ihanetdi. Kardeşim bana ihanet ediyordu. Ah Mira. Sana öyretemeyecek miyim, insanlara güvenmemeni.

Oğuz annemle ilgili bir şeyler daha biliyor. Ama ben bunu çözemiyorum.Henüz iyi bir avukat değilim sanırım.

Yemeğimi yedikten sonra kahvemi içtim.

Evden çıkmak için biraz geç kalmış olabilirdim. Saat 11:45. Ben saat on birde evden çıkmalıydım. Oğuzda hayla ortalıklarda görünmüyordu. Şu anda arabada oturup, sigarasını soluyarak, beni bekliyor olmalıydı. Ama yoktu. 9

Müştemelata doğru irelledim. Kapıyı dövdüm. Yaklaşık iki dakika boyunca dövüyordum.

Sabrımın son sınırındaydım. Kapıyı sert bir şekilde dövdüm. En sonunda kapıyı açmak için dışarı çıkmayı başarmıştı. Kapıyı açtığımda Merti gördüm. Sırıtarak, "Naber" dedi gözlerinde uyku ve şişkinlik vardı. Büyük ihtimalle gece içmiş ve benim evime gelmişdi.

Ardından bir kızın daha saçı başı dağınık şekilde geldiğini gördüm. Kapıdan bana dorğu boylanarak, "Patronu mu geldi?" dedi kaşlarını çatarak. Gözlerimi kısıp kızı inceledim.

Uzun boylu, sıska bedenli, kumral saçlı, beyaz tenli bir kızdı. Gözlerimle onu oldukça derin inceledim. Ne arıyordu bu Oğuzun kaldığı yerde?

Mert gözlerini kısarak, "Oğuz banyoda. Bu kızda arkadaşımız. Gece kalacak yerimiz yoktu. Mecbur buraya geldik" dedi ve kaşlarını kaldırdı, başını kaşıdı.

Az sonra Oğuzun diğer odadan, "Mert senin yapacağı.." diyerek bize doğru geldiğini gördüm. Beni gördüğünde kaşlarını kaldırmış, duraksamışdı. Öylece bir kaç saniye boyunca bana kitlenmişdi.

Merte doğru yaklaşarak onu benden uzaklaşdırdı. Saçlarınl kurlarken, "Geliyorum Abukat" dedi. Gözlerimden öfke çıkarcasına ona baktım. Kolumdakı saati göstererek, "Tam elli beş dakika geçiktin Diken!" dedim ve kollarıml kolumda topladım.

Uçurum YoluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin