Mektup Kardeşim Geri Döndü

4 2 0
                                    

"Doğrular bu kadar can acıtmamalı..."

Güneş bulutların ardından çıkıyordu, bulutlarda güneşi gösterebilmek için aralanıyorlardı. Mira hayla uyuyordu. Güneş onu uyandırmayı başaramamışdı.

Telefonunun alarmının çalmasıyla beraber açmıştı gözlerini.Alarmı kapatmaya çalışıyordu ama kapatamamışdı.

Yerinden kalkıp gözlerini ovdu. Yatağından kalkarak. Sürahinin dibinde kalan suyu içmek için bardağa döktü.

Başı çok ağrıdığı için ilacını içdi.

Banyoya girdi, kiyafetlerini giydi. Bu sefer beyaz bir kot, siyah bir deri ceket giymişdi.Saçlarını düzleştirip odasından çıkmıştı.

Bu gün kahvaltı yapmayacaktı. Ne yemek yemeye hali nede iştahı vardı.

Oğuz arabada oturmuş, şarkı dinliyordu. Hareketli bir şarkı değildi.Caz dinliyordu. Telefonuna gelen aramayla birlikte telefonu açtı. Telefonun arkasındaki ses, "Naber Oğuzum. Bu gün efkarlanmaya geliyorsun dimi bilader" diyen Mertden başkası değildi.Bilader sözünün son hecasına yaptığı vurgu Oğuzu sinir ediyordu.

"Efkarlanma yok benim hayatımda bilader. Ben dümdüz yaşıyorum."dedi oda aynı burguyu alay edercesine bilader sözünün som hecasına yapmıştı.

"Peki o zaman ben geleceğim."
"Halt edeceksin!" dedi boğuk bir sesle ve telefonu yüzüne kapatdı.

Mira bahçeye çıkmış, oturuyordu.

Gözü Mirayı bulan Oğuz, kaşlarını çatdı. Bir eli direksiyonda durmuş Mirayı izliyordu.

Çantasını taktığı için bir yere gidecekti. Ama oldukça gergin ve üzgün görünüyordu. Neydi bu kızı bu kadar üzen? Neden bu kadar üzgündü?

"Neler oluyor!" dedi Oğuz. Direksiyona indirdiği yumrukla. "Eğer o yavşakla ilgiliyse bu sefer elimden kurtuluşu olmayacak!" sözlerinde bahsettiği adam Kaandı. Onu ilk gördüğü andan beri öldüresiye dövmek istiyordu. Onunla yıldızı hiç barışmamıştı.

Mira arabaya yaklaştı. Oğuzun gözleri hemen onu bulmuştu. Pencereyi açtı ve ona doğru baktı. Mira eğilerek," Bu gün yürüyeceğim Diken. Sen istediğini yapabilirsin" dedi ve arkasını dönüp yürümeye başladı. Oğuz arabadan indi ve onu kolundan hafif bir şekilde tutarak, "Peki.. ama arkanı kolla Ana kuzusu.Çünki, yanında olmayacağım" dedi ve sırıtdı.

Mira olumlu anlamda kafasını salladı ve gitdi.

Oğuz Merti aradı. Telefonu açtığında, "Bu akşam değil biralader. Şimdi gidiyoruz" dedi ve arabaya bindi. "Saat 15:00. Buluşacağımız mekanı atacağım." dedi ve telefonu kapatdı.

Miranın onu yanında istememesi. Ve Kaanla buluşacağı düşüncesi onu kızdırıyordu. Caz muzik dinleyerek yoluna devam etdi.

Mira Devranı arayıp, "Birazdan buluşalım, sana çok ihtiyacım var" dedi. Devran cevabında, "Eğleniriz belki. Yeni açılan çok meşhur bir yer var. İstersen oraya gideriz." dedi ve sağollaştı.

Mira telefonu kapatdıktan sonra, telefona gelen mesaja baktı. Devran mekanın konumunu atmıştı.

Bir taksi çevirip bindi ve yolu tarif etdi.Hayla bir çok şeyi düşünüyor ve kafasını dağıtamıyordu. Büyük ihtimalle dağıtamayacaktı da.

Az sonra araba mekanın önünde durdu. Burası gerçektende lüks bir yerdi. Meşhur olmasının sebeplerinden biriyde bu olmalıydı.

Daha sonra taksinin yerine bir araba daha park etdi. Bu Oğuzun arabasıydı. Yani Miranın şoförlüğünü yaptığı arabası.

Mira kaşlarını çatarak arbadan inen Oğuza bakıyordu. Gözlerini büyük bir merak bürüyerek, "Demek beni bırakdıktan sonra, eğlemiyormuşsun. Sen ve eğlenmek. Güzelmiş" diye çıkışdı. Oğuz kaşlarını çatarak alay edercesine ona baktı. Sırıtarak, "Sende burda mıydın?" dedi.

Hemen sonra Devranda gelmişdi. Devran sırıtarak onların yanına geldi. İmalı bir şekilde göz kırparak Miraya baktı; "İnanılmaz tesadüfe bak" dedi.

Mira gözlerini oğuza çevirerek, "Evet ne hikmetse,oda burada" dedi ve kaşını kaldırdı.

Oğuz cebinden bir sigara çıkarıp gergin değil aksine keyifli bir şekilde içmeye başladı. Miraya doğru eğilerek, "Sesin çok alçaktan geliyor duyamıyorum." dedi ve sırıtdı "İçerideki kızlarla konuşmam daha kolay olacak" dedi ve eliyle mekanı gösterdi.

Mira kaşlarını düğümleyerek, "Daha rahat olacaksa git konuş!" dedi çok öfkenmişti, ve bunun farkında değildi.

Mekana girdiler.Tüm kızların gözü oğuzu bulmuştu. Giydiği deri ceket, kot pantolon onu oldukça çekici kılıyordu. Mirayla benzer kombin yapmalarıda onları birbirlerine çok uyumlu kılıyordu.

Elin içki bardağıyla Oğuza bir kızın yaklaştığını gören Mira Devrana dönerek, "Şu masaya geçelim yoksa elimdem bir kaza çıkacak." dedi.

Oğuz yanına gelen kızım içkisini almak yerine nazik bir şekilde reddetdi.Alkolik bir insan değildi, alkolik insanlardanda nefret ederdi.

Mert öndeki masasa oturuyor onu yanına çağırıyordu. Yine deli gibi içmiş ve sarhoş olmuşdu.

Oğuz masaya geçip, "Yine leş gibi sarhaşsun!" dedi ve cebinden bir sigara çıkardı.

Mert eliyle Mirayı gösterdi. Sırıtarak, "Bu afeti gördüğümden beri iyi değilim." dedi ve Oğuza baktı.

Oğuz oldukça öfkeli bir şekilde elini yumrum yapmış, boğuk bir sesle, "Eline koluna hakim olmazsan, hakim ola bileceğin bir el bırakmam bilader" dedi öfkeli bir ses tonuyla yine son hecasıan vurgu yapmışdı.

"Noluyor biladerim. Neden bu kadar yükseldin?" dedi ayyaş bir tiple.

Oğuz oldukça sinirli bir şekilde Mertin kouna yapıştı. Daha sonra yakasından tutarak,"Seni uyardım!Gözlerini kızım üzerinden çekmezsen, oyarım!" dedi ve yakasını sert bir şekilde bıraktı.

Miranın gözleri Oğuzdaydı ve onların kavgasını izliyordu.

Oğuzların masasına sarışın uzun boylu, yeşil gözlü bir kız oturdu. Oğuza sarkmaya başladığında, Mira yerinden atıldı." Nasıl bu kadar rahat olabiliyorlar! Çıldıracağım." dedi ve Devrana baktı.

"Demek uzun boyundan övünerek bahsetdiği kız buydu." dedi.

Oğuz sigarasından yudumluyor, o kızıda pek umursamıyor gibiydi.

Sarışın Oğuzun omzuna dokunarak, "Tanışa bilir miyiz?" dediğinde Oğuz kaşlarını kaldırdı, Mertse sırıtmaya başladı. Sarışın kızın elini hafifçe kadırarak, "Luzumu yok" dedi.

Mert pişkin bir şekilde, "Benim için var."dedi ve ona yanına gelemsi için işaret etdi.

Mira masalarında oturmuş alkollü yerine, alkolsuz içecek içiyordu.Oğuzların masasından gözünü ayırmıyor, neler olup bitdiğine bakıyordu.

Mekana tanıdık biri daha girmişdi. Bu Kaandı. Devran aralarını yapmak için onu buraya davet etmişti.

Miraların masalarına yaklaşan Kaanı gören Oğuz, yeniden ufak çaplı bir sinir krizi geçirdi. Neyle sınanıyordu bu adam? Bu kaçıncı sinir kriziydi?

Yüzünde sinirden oluşan bir gülümsemeyle beraber masaden acele bir şekilde kalkdı. Miralaların masasına geldiğinde. Tekrardan Kaanın yakasına yapışarak, "Tek tek gelin ulan! Hanginize yetişeyim?!" dedi ve yakasını sert bir şekilde itdi.

Birden mekana yeniden tanıdık birinin girdiğini gördüler. Oğuzun bakışları kapıdan içeriye giren kişiye, kişilere döndü.

Biri Miranın kardeşi biride Annesiydi. Ne bu tesadüfler? Annesiyle kardeşi tanışıyor  muydu?

Devran Miraya dönerek merakla, "Annenin yanındaki adam kim?" diye sorduğunda Mira cevap olarak, "Mektul Kadeşim geri söndü" dedi.

Uçurum YoluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin