Sen Ve Sensizlik

16 2 1
                                    

"Sensiz geçen her yıl için bana bir özür borçlusun adam."

Evden dışarıya çıktım. Dışarıda arabada beni bekleyen Oğuzu gördüm. Zamanında evden çıkmadığım için sabrı tükenmişdi.

Eliye saatini gösterdiğinde güldüm. Gözlerini kısarak bana baktı. Gelmem için eliyle beni çağırdı.

Arabaya gitdim ve oturdum. Aynadan yıllar önceki gibi bana bakıyor ve gülümsüyordu.Gözleri parlıyor, yüzü gülüyordu.Bunu yapmasını çok özlemişdim.

Gözlerimle yolu gösterek, "Okul yok Diken.Beni Hukuk bürosunda indireceksin" dedim. Başını olumlu anlamda salladı ve yola doğru baktı.

Az sonra araba büronun önünde durmuşdu. Arabadan indim. Hemen sonra pencerenin önünde durdum. Kafamı aşağıya eğerek pencereyi açması için dövdüm. Pencereyi açtığında, "Kararımı değişdirdim. Yıllar önce yaptığın gibi çek git hayatımdan." dedim ve kaşlarımı çatdım.

Gözlerini yeniden büyük bir öfke bürümüştü. Bu öfkeyi nerede olsa tanırdım. Sinirle arabadan inerek yanıma geldi. Kolumdan hafifce tutarak, "Benimle alay ml ediyorsun Avukat?" dedi ve kolumu bıraktı.

"Hayır sadece seni önümde, hayatımda görmeye tahammül edemiyorum."
"Peki nasıl istersen öyle olacak."
"Sana son defa," Bir dahakine böyle olmayacak! " dememiş miydim?"
"Bi dahakine böyle olmayacak!"
"Hayal kurmaya devam et."dedim sırıtarak
"Sana çok güzek hayaller kurdurtacağım Avukat." dedi ve sırıtdı.

Anahtarı elime tutuşturarak, "Ben yokum artık." dedi. "Belki yasadışı bir olaya karışırsam karşılaşırız" dedi ve sinsice sırıtdı. Gözlerini benden ayırdı, arkasınl döndü ve gitdi.

Bense bir kaç dakika boyunca onun arkasından baka kalmışdım. Asistanım yanıma yaklaşdığında kendime geldim.

Büroya girmek için bana seslenerek, "Bir beyefendi sizinle görüşmek istiyor efendim." dediğinde ona doğru kafamı çevirdim. Olumlu anlamda kafamı salladım ve binaya girdim.

Odama girmeden önce elimdeki dosyaları toparladım. Kapıyı açıp içeriye girdim.

Odamda oturmuş benimle görüşmek isteyen adam kardeşimdi.

Civana yıllardır ulaşamıyordum. Oda ortalıklarda yoktu. Üç yıldır ona ulaşamıyor, sesini duyamıyordum. Neden her kes tek tek gidiyor Tanrı aşkına? Neden her kes beni onlarsız bırakıyor?

Telefon hattını kapatmış, adresini bildiğim evden taşınmışdı.

Gözlerimi ona doğru çevirdim. Benim bırakıo giden her kes bir bir ortaya çıkıyordu. Ona doğru baktığımsa gözlerimi kapatdım ve yeniden açtım. Bunun bir rüya olduğu ihtimaline sığınıyordum. Onunla karşılaşmaya cesaretim yoktu. Onunla karşılaşmak istemiyor, artık yüzünü bile görmek istemiyordum.

Yanına gitdim umutla bana bakan gözlere baktım. Göğsüne vurarak, "Hani beni hiç bırakmayacaktın adi herif. Defolup gidiyorsun odamdan." dedim ve ağzımdan küfürler savurdum. Gözlerimi kapatıp ona kendimin bile haberi olamdan bir tokat atmışdım.

Elimi tutarak, beni göğsüne yapışdırdı. Bana doğru başını eğerek, "Çok üzgünüm Mira. Gerçekten üzgünüm kardeşim. "dedi ve gözleri doldu. Göğsünden kendimi çekerek ona baktım ağzımsan yeniden küfürler savurarak," Üzgün olmakla olmuyor Civan efendi.Üç yıldır yoksun. Annemiz öldü annemiz! " ağlamaya başladım. Ona doğru döndüğümde onunda gözlerinin dolduğunu gördüm.

Civan gözünün yaşımı silerek, bana doğru döndü ve anlatmaya başladı:
"Benimde hayarım ölağnüstü değil prenses. Yaşadığım şeyler taşın başına gelseydi oda çatlardı."
"Annemizin öleceğini biliyordum Mira. Ölümcül bir hastalığının olduğunu, geri dönüşü olmayan bir yola girdiğini görüyordum. Birlikte olduğu adamı biliyordun Mira. Kalleş herifin tekiydi.
Ondan kurtulması için elimden geleni yaptım.
Anneme sarılamadım bile. Buradan çekip gitmem onu korumak içindi. Peşimde bir çete vardı. Ailemle tehdit ediyorlardı beni. Seni ve annemi korudum güzel gözlüm.
Sizden uzakta olur, görüşmezsem canınızı garantiye almış olacaktım."

Uçurum YoluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin