Bugün kendimi aşırı solgun hissederek açtım gözlerimi yeni bir güne.Yorgun muyum,yoksa hasta mıyım bilmiyorum.Evet içimde ne olup bittiğini bende bilmiyorum.Ama yinede bugün okul var yine okul var yine yine yine off.Ne kadar sızlansam da söylene söylene kalktım yatağımdan.saat daha sabah 7 : 10 ' du.Aslında okula gitmeden önce balkonda bir kahve içebilirdim.Bu pek te fena bir fikir değil di aslında.Hemen kahve makinemin altını yaktım ve hızlıca kahve yapmaya başladım.Aslında yalnızken kendimi daha huzurlu ve sakin hissediyorum.Ama yinede bugün bir yanım boşlukta kalmış gibi hissediyorum.Sade kahvem hazır olduğunda hemen balkona çıktım ve o anneannemin yadigâr sandalyesine oturdum.Anneannem öldükten sonra ondan bana bir hatıra olarak kalması için almıştım bu sandalyeyi.Açıkçası pek te rahat olduğu söylenemez.Ama olsun hatırası ve bana hissettirdiği huzur herşeye bedeldir.Kahvemden bir yudum daha aldıktan sonra gökyüzündeki kuş sürüsünü farkettim.Ne kadar güzel uçuyorlardı.Özgürce ve mutlu bir şekilde birde bana bak.3 odalı bir eve tek başıma tutsak bırakılmıştım sanki.evden okula,okuldan eve.Ne yani şimdi ben bi kuş kadar bile özgür değil miyim ki.Saat 7: 22'ydi ve artık içeriye,hapishaneme geçme zamkanım gelmişti.Yaklaşık bir 5 dakika da müzik dinledikten sonra okula hazırlanmaya başladım.Yaklaşık bir 10 dakika sonra artık okula hazırdım ve hemen yola koyuldum.Sınıfa geldiğimde pek kimse gelmemişti daha sınıfa.Ve bende bu durumu fırsat bilip hemen kitabımı çıkardım ve okumaya başladım.Ama o sırada okuduğum bir cümle bende açık ve hiç kapanmayacak bir yara bıraktı.Şöyle diyordu cümlede
"insanlar daima kendisi için en kötüsünü seçmek gibi bir huya sahiptirler."Ne kadar doğru bir cümle.Ama çaresi var mı , varsa nasıl, bilmiyorum.Sanırım benim de en büyük sorunum her şeyi çok fazla kafaya takmam ve çok fazla düşünmem.Ama kendime de aslında hak vermiyorum değil.Çünkü zaten ben hiçbir zaman sevilmedim ki.Sadece seviyormuş gibi yaptılar.doğru dürüst bir ailem var mı? Yok Beni seven beni mutlu edebilecek bir kimse var mı? Yok Çevrem var mı? O da yok.Anladım ki benim hayatım hep yoklardan ibaretmiş.Her neyse,artık kitaptan başımı kaldırma vakti.Yoksa düşüne düşüne kafayı yerim ben burada.O da ne? Eee herkes gelmiş zaten hoca dışında.Ama beni neden aralarına çağırmadılar?Gerçekten benim hayatım Sahte insanlarla dolu yaaa offf.Artık sadece kendi sınıfımdan değil başka sınıflardan da arkadaşım olmuştu.Açıkçası bu çok ta umrumda değildi ama olsun.Ve nihayet bir okul günü daha sona erdi.Ama ben okulda hiç birşey yapmamama rağmen yine yorulmuştum.Çok yorgunum,öyle uyumakla geçecek bir yorgunluk değil bu ,mental bir yorgunluk.Sadece karşılıksız sevgi ve şefkatle geçecek bir yorgunluk.Ama Tabi öyle birisi var mı? Yok.Ama belki olur.Uzun süre sonra birisine aşık olurum belki.bir gün birisi çıkar karşıma.Beni hiç bırakmadan sever,sadece sever.Bütün yorgunluğumu alır götürür benden belki.Benimki de bir umut işte.İnsanın bu hayatta her ne olursa olsun bir umudu olmalı bu hayatta.Çünkü insan hayal etmeden yaşayamaz...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TUTSAK
RomanceElif İle Aras'ın Akıllara Durgunluk Veren İmkansız Bir Aşk Hikâyesi.Bir gün Elif telefonunu düşürür ve arar durur.Oysa ki telefon Aras'tadır.Ve Bu Da Aşk Hikâyelerinin İlk Bölümü Olarak Karşımıza Çıkar.Ve Bu Kader'in oyunu Bize Bu Hikâyenin Zamanla...