TUTARSIZLIK

11 0 0
                                    

Bu sabah gördüğüm ani bir kabusla titrerken saat yedi'yi on geçiyordu.Kabus gördüğümü anlayarak bir anda sakinleştim.Ama vücudum hâlâ şoktaymış gibi hissediyordum.Yatağımdan kalktığım gibi hızlıca banyoya geçtim.Ilık bir duş aldıktan sonra daha iyi hissediyordum kendimi.Acaba bugün gitmese miydim? Ama olmaz okulumu aksatmayacağıma dair aileme söz vermiştim.Kafamdaki bahaneleri tek tek sildikten sonra hızlıca okula hazırlandım.Telefonumdan gelen bildirim sesiyle bir anda şoka girdim
"Aras3675 isimli kullanıcı sizi takip etmek istiyor."Gelen bildirimi okuduğum an ani bir şokla tekrar sarsıldım.Aras bana istek attı,Aras bana istek attı,Aras bana istek attı.Defalarca tekrarlamak istiyordum bu cümleyi.Ama okula yetişmem gerekiyordu.İsteğine geri takip yaptıktan sonra hızlıca evden çıktım.Okulun geniş dış kapısından içeri giriyordum ki o sırada sağ tarafımda yeşil bankta tek başına oturan Aras gözüme çarptı.Gülümseyerek bana bakıyordu.Bunun üzerine o benim yanıma gelmeden ben onun yanına gitmeye karar verdim.
"Selam.Nasılsın"Saçmalamayın tabiki hemen konuya girmeyecektim.
"Selam.Sağlığına duacıyım sen?"İçindeki kelebekleri saklamaya çalıştığından adım gibi emindim."iyiyim."bende senin sağlığına duacıyım Aras."Bende seni bekliyordum.Geçelim mi içeriye?"pardon.Bende seni bekliyordum derken ne demek istiyorsun demek yerine dilimden sadece "olur"kelimesi dökülüverdi.Biz yavaş yavaş içeriye giderken artık konuşmamın vakti gelmişti."Öncelikle telefonumu bulup bana tekrar teslim ettiğin için teşekkür ederim.Emin ol başkası olsa telefonu geri vermezdi."
"Rica ederim.Ama senin bilmediğin birşey var ki emin ol başkası da olsa bu telefonu geri teslim ederdi."
"Nereden biliyorsun?"
"Çünkü benim şu ana kadar gördüğüm en güzel telefon senin telefonundu.Ve bu telefonu çalacak kişi daha dünyaya gelmedi."gülümsedim.Sadece gülümsedim.Ne demek oluyordu bu? Ben ne anlam çıkartmalıydım bu konuşmadan?telefonlarımızı idareye bıraktık ve son kez birbirimize aptalca bir bakış atarak gözlerimizle "görüşmek üzere"dedikten sonra sınıfa geçtim.Defne'yle sohbet ederken o sırada hocamız sınıfa girdi.bir şeyler anlatıyordu ama açıkçası benim aklım daha çok Aras'taydı.Ne yapıyordu acaba şimdi? Kiminle oturuyordu? Acaba hayatında birisi var mıydı?Gibi sorular kafamda canlanırken Yağmur yine yaptı yapacağını."Hayatında kimse yoktur saçmalama.Bulmuş senin gibi kızı başkasını mı sevecek yaağğ."hem şaşkınlık hem de hayranlıkla gülümsedim.Ve o sıra çılgınca bir düşünce geldi aklıma.Acaba yanına mı gitseydim.10 dakika bile olsa en azından sesini duyar ve o mavi gözlerine bakardım.O sırada Yağmur hemen atladı."şimdilik yanına gitme.Görmek istiyorsa o seni gelir görür.Ağırdan al biraz."Oysaki benim hiç öyle bir kafa yapım yoktu.Ağırdan almak falan pek bana göre şeyler değildi aslında.Ama bence aşka göre de değildir.Seviyorsan sonsuza kadar seversin.Sevmiyorsan da hiç sevmezsin.Bu tarz oyunlar pek bana göre değil sanırım.Uzun süren bir düşünmenin sonunda gitmemeye karar verdim.Ve o günü öyle tamamladım.Çıkışta ise yine göz göze geliyorduk.yine sadece gözlerimiz konuşuyordu.Ama ben hâlâ hiçbir şeyden emin değildim yine.Yine herşey belirsizlik içindeydi.Ve yine aklım sorularla dolmuştu.Eve geldiğim gibi hiçbir şey yiyip içmeden yatağıma uzandım.Çünkü sorularımdan kurtulmanın en kolay yolu buydu.Ama ya kaçtığım yol dikenliyse.Ya yine kabus görürsem.Ama kabus görmezsem mışıl mışıl uyuyacaktım.Belkide bu sefer güzel bir rüya görürdüm.Oofffffff yine tutarsızlık,yine çaresizlik.Kendimi kapana kısılmış gibi hissediyorum.Aynı bir kuş gibi.Şu anda havadayım ve kanat çırpıyorum.Ama havada beni ne gibi tehlikeler bekliyor bilmiyorum ki.Önümde bir pusula yok.Öylesine kör bir şekilde uçuyorum.Belki gözlerim açık ama ben sığınacağım limanı kestiremiyordum...
Ama eğer kanat çırpmazsam da kesin düşeceğim.(Ya da belki Aras tutar beni :)
Şimdi en iyisi ben uyuyayım ve zamana bırakayım.Zaten zaman bize yol gösterir.
(İçinizdeki kuşu özgürce uçurabilmeniz dileğiyle :)

TUTSAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin