§~2

67 11 25
                                    


Seul Genel Gazetesi / Arka Sayfa
9 Eylül 2002

Seul Genel Müdürlüğü Merkezi
Komiser Han Jisung'un Katliamı

"Geçtiğimiz günlerde işten çıkarılan Komiser Han'ın, ertesi gece sabaha karşı İtaewon caddesi yakınında 12 kişiyi bıçaklayarak öldürdüğü biliniyor. 4 aydır antidepresan kullandığı ortaya çıktı. Öldürülen kişilerin yüzleri kesildiğinden cesetler tanımlanamadı. Emniyet genel müdürlüğünden; müdür Lalisa Manobal, Han Jisung hakkında soruşturma başlattıldığını açıkladı."

Tuttuğu gazeteyi elleri ile sıkıp kırışmasına neden oldu. Lalisa işini iyi yapıyordu. Hanji dosyada yazan yere, karanlık bir depoya giriş yaptı. Girdiği gibi ellerinin arkadan iki koca adam tarafından tutulması bir olmuştu. "Sikeyim, bırakın." koca adamlar onu bir sandalyeye oturttuklarında loş bir ışık yayılmıştı etrafa. Sadece onu aydınlatan ışığın altında, elleri sandalyeye bağlandı. Üzerinde bir şeyler arayan eller hissetmişti. Adım sesleri duyulduğunda boynunu esnetmişti. Neyin nesiydi bu böyle? Tanıdık sesi duyduğunda sırıttı.

"Üzgünüm Han Komiser. Sizi böyle karşılamak istemezdim fakat ne kadar düzen hastası olduğumu bilirsin. Bir polisi üzerini aramadan mekanıma sokamam sonuçta."

"Sikik, sen bir polisle anlaşma yaptın. Böyle bir muameleyi hak etmiyorum."

Derince güldü sarı saçlı katil. Eldiven çıkarma sesleri geldiğinde etrafta ki ışık büyümüştü. Artık yüzünü seçebildiği bu ışıkta tahmin ettiği yüzle karşılaştı Hanji. Christopher. Ünlü katil Christopher Bang.

"Ah sadece politikalar komiser. Anlaşma yapmış olabiliriz, fakat amacımı en iyi sen bilirsin."

Göz kırpmıştı Chris. Ardından elleri ile koca adamların etraftan çekilmesini. Komisere baktı ve yüzünü inceledi. İkiside birbirini yakından tanıyordu. "sana nasıl güveneceğiz komiser?" Demişti ellerini komisere yaklaştırıp saçlarıyla oynarken. Han kafasını geri çekmişti bu hareket karşısında. Ne yapıyordu bu böyle? "Bunu anlaşmayı yaptıktan sonra mı soruyorsun Chan?" Chris bu isimle sinirlenmişti. Başını geri çekmiş ve eliyle karanlıkta duran birisine gelmesini söylemişti.

Üzerindeki siyah renkli ceketi, dar bir pantolonu ve karanlıkta bir gece gibi parlayan mavi saçlarıyla gelmişti. Elleri cebinde olan çocuk gözleri ile Han'ı süzmüştü. Dilini dişlerinde gezdiriyordu.

"Bak Lee Know, bu bizim komiserciğimiz. O sana emanet. Eğer biz yanlış yaparsa sık kafasına gitsin."

Sırıtmış ve kafasını yaklaştırmaya başlamıştı komiser. Sandalye de onunla hareket ediyordu. "Ya ben sıkarsam Chris?" Sarı saçlı katil ona ateş eden gözleriyle bakmıştı. "Böyle bir ihtimalin olduğunu sana düşünüren nedir, komiser?" Komiser sessizdi. Nefes sesleri yankılanan bu odada, Chris son bakışını atmış ve elindeki silahı Lee know'a uzatmıştı. Hızlı davranan Lee, silahı elleriyle kavramış ve bakışları yeniden komisere dönmüştü. Chris'in ayak sesleri duyuluyordu. Arkasında adamları da çıktığında yalnız kalmıştı ikili. Hanji dişlerini sıkmıştı.

"ipleri çözmek için mektup mu bekliyorsun, amına koyayım?"

Katil sessizliğini korumuş ve sırıtmıştı bu güzel oğlan karşısında. Onun tenine baktıkça ne kadar pürüzsüz olduğunu düşünüyordu. Ve tabii birde bıçak yaralarının nasıl duracağını.. Chris onu en psikopat katile emanet etmişti. Ve bir o kadar güvenilir katile. Geride bırakmayı sevmezdi. Kim olursa olsun ya ölümün tadına bakardı yada kurtarılınca yaşadığı cehenneme. Düşmanlarını her zaman öldürürdü. Acıması yoktu, kesinlikle kimseye acımazdı soğuk katil. Yavaş adımlarla komiserin arkasına yürümüştü. Eğilip ipleri bıçağı ile kestiğinde komiserin eline ufak bir hediye bırakmayı da unutmamıştı. Bıçağını hafifçe komiserin baş parmağında gezdirmiş ve kesilmesini sağlamıştı. Acıyla inleyen han kendini öne atarak sandalyeden düşmüştü.

PSYCHOPATH / MİNSUNGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin