Söylesene kader, neden en imkansızları aşık edersin ki?
Lee Know, evine girdiğinde uyuklayan oğlandan başka kimse yoktu. Koltukta uyuyan Jisung'a baktı bir süre uzaktan. Yanına yaklaşıp önünde dizlerinin üzerine eğilmişti. Ablasının mezarından geliyordu buraya. Ağlamaktan kızarmış gözleri ile gülümseyen suratı Jisung'u izledi. Eliyle okşadı saçlarını. Onun için Jisung, küçük bir bebekti. Jisung'un başının olduğu tarafa oturup kafasını kucağına çekmişti. Biraz rahatlamak istiyordu. Bir süre beraber öyle durduklarında saate baktı sakince.
"Komiser.." Nazikçe yanağını okşadığında jisung mızmızlanarak hareket etmişti. Bu durum Minho'nun hoşuna gidiyordu. Bir kere daha tekrar etti; "Komiser." Jisung yavaşça gözlerini açtığında bir şeyler mırıldandı. Gözleri yarı kapanıktı. Kafası kucağında sağa sola hareket ediyordu.
"Ne?" Minho anlamayarak bu haline güldüğünde Jisung hızla yerinden doğrulmuştu.
"Ne diye uyandırdın beni, illa öldüreyim mi seni?"
"Yapabilirsen."
Jisung oflayarak geriye atmıştı kendini. Minho ise Jisung'un kafasını yeniden gülerek bacağına koymuştu.
"Seni bir gün harbi sikeceğim Lee Know."
"Altta olacağıma bu kadar emin olma komiser. Siken taraf her zaman ben oluyorum."
Jisung kafasını kaldırıp oğlana baktı. Yüzündeki sırıtış gittikçe büyüyordu. Bir süre sessizce güldükten sonra yeniden kafasını geri atmıştı.
"O kadar emin olma derim. Altımda kalan çok insan oldu."
Minho'nun yüzü yavaşça ciddileştiğinde Jisung'un hoşuna gitmişti bu durum.
"Neden deneyip görmüyoruz komiser?"
Jisung, kafasını hızla kaldırıp büyümüş gözleriyle oğlana baktı. Bunu beklemiyordu. Neden heyecanlanmıştı ki zaten?
"Seninle sikişmem."
Jisung hızla ayağı kalktığında Minho gülmüştü. Gideceği sırada oturduğu yerden kolunu tutmuştu.
"Ha, benim altımda olacağına korkuyorsan bilemem artık komiser."
"korkak mi sandın beni?"
Minho, 'bilemem' der gibi bir yüz yaptığında Jisung elinden kurtulmak için hareket etmişti. Fakat mavi saçlı oğlan kolundan çekiştirmişti. Bunu yaptığında ise beklediği sonucu almıştı. Kucağına oturan Jisung'a baktı gülerek.
"Üstte olmayı çok istiyorsan, kucağımı deneyebilirsin."
Minho'nun elleri Jisung'un ince beline dolandı. Jisung ise anlamlandıramadığı duygu ile kalbinin atmasını engellemeye çalışıyordu. Minho, Jisung'u belinden çekip daha da yakınlaştırdı. Kasıklarının tam üzerinde oturan oğlanın boynuna kafasını yaslamıştı. Teninde hissettiği nefes ile irkilmişti Jisung.
"Harbi aptal bir herifsin."
"Karşı koyamıyorsun komiser. Seni sikmemi istiyorsun."
"Kes sesini. Senin gibi bir katilin beni becermesine izin verir miyim sanıyorsun?"
Minho'nun dişleri Jisung'un boynuna girdiğinde hafif bir bağırış olmuştu. Minho'nun eli keyifle belinden aşağıya indi. Kalçasını sıkarken Jisung'u da havalandırıyordu. Kendine karşı koyamayarak oğlana uyuyordu.
"Bence gayet izin veriyorsun, Jisung."
Oğlanın havadaki kalçasından kemerini açmaya başlamıştı. Jisung, mırıltıları ile küfür ederken gerçekten izin veriyordu. Minho'nun dokunuşu Jisung'u deli ediyordu. Minho, karşısındaki pantolonun fermuarını ağzıyla açmıştı. Gözleri Jisung'un yüzünden ayrılmıyordu. Bütün tepkilerini ezberlemek istiyordu orada. Jisung ise gözleri kapalı bir şekilde kalbini ve içindeki dürtüyü durdurmaya çalışıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PSYCHOPATH / MİNSUNG
ActionHer şeyin tersine döndüğü olay mahallinde, birbirine aşık zıt kutupların bir olması ne demekti?