Adam ve Wooyoung, odada baş başa kaldıklarında bir an için sessizlik oldu. Sonra, Wooyoung kırılgan bir gülümsemeyle konuştu.
"Özür dilerim, biraz önceki kaza için. O an telaşlandım ve dengemi kaybettim," dedi samimi bir ifadeyle.
Adam, nazik bir şekilde başını salladı. "Önemli değil, her şey yolunda mı? Sana yardımcı olabileceğim bir şey var mı?" diye sordu endişeli bir ifadeyle.
Wooyoung teşekkür edercesine başını salladı. "İyiyim, teşekkürler. Sadece biraz utandım, o kadar," dedi, rahatlamış bir şekilde.
Adam gülümsedi. "Anlıyorum. Herkesin başına gelebilir. Eğer başka bir şeye ihtiyacın olursa, çekinmeden söyle."
Wooyoung minnettar bir şekilde teşekkür etti ve sessizlik içinde, odadaki atmosferi biraz daha rahatlatan bir sohbet başladı. Adam kibar bir şekilde gülümsedi ve konuşmaya başladı.
"Benim adım Choi San. Seninle tanıştığıma memnun oldum," dedi, dostça bir ses tonuyla.
Wooyoung, San'a karşı nazik bir tavır sergileyerek gülümsedi. "Ben Wooyoung. Ben de tanıştığımıza memnun oldum," dedi samimi bir şekilde.
İkili, birbirlerine karşı dostça bir atmosferde sohbet etmeye başladılar. San, Wooyoung'a kendini daha fazla tanıtmak ve aralarındaki bağı güçlendirmek için bir fırsat buldu.
Yaklaşık bir saat boyunca San ve Wooyoung, geçmişlerinden, hobilerinden, hayallerinden ve hatta günlük yaşamlarından, konudan konuya atlayarak konuştular. İkisi arasında doğal bir uyum vardı ve birlikte vakit geçirmekten keyif alıyorlardı.
San, Wooyoung'un neşeli ve pozitif enerjisine hayran kaldı. Wooyoung ise San'ın samimiyeti ve anlayışıyla kendini rahat hissediyordu. Aralarındaki bağ, her geçen dakika daha da güçleniyordu.
Konuşmaları ilerledikçe, San ve Wooyoung'un ortak ilgi alanları ve hedefleri ortaya çıktı. İkisi de müziğe olan tutkularını paylaşıyor, gelecekteki hayallerini konuşuyorlardı.
Zaman ilerledikçe, odadaki atmosfer daha da sıcak ve samimi hale geldi. İkili, birbirlerinin konuşmalarından keyif alarak saatlerce sohbet etti. Artık, sadece odada bulunmaktan daha fazlasıydılar; birbirlerini anlıyor, destekliyor ve güveniyorlardı. Bu beklenmedik karşılaşma, ikisinin de hayatında önemli bir dönüm noktası olacaktı.
Wooyoung, gülümseyerek San'a dönüp, "Bu gün seninle birlikte harika bir zaman geçirdim. Bir dahaki sefere benimle tekrar konuşmak ister miydin?" diye sordu.
San, nazikçe başını salladı. "Tabii, kesinlikle! Ben de çok keyif aldım. Bir dahaki konuşmamızı sabırsızlıkla bekliyorum," dedi içtenlikle.
Wooyoung, San'ın telefon numarasını almak için cesaretlendi ve "Eğer uygunsa, telefon numaranı alabilir miyim? Bir sonraki buluşmayı planlamak için seni aramak isterim hyung" dedi.
San, gülümseyerek telefonunu çıkardı ve numarasını Wooyoung'a iletti. "Tabii, işte... Beni araman ve seninle tekrar konuşabilmek için sabırsızlanıyorum." dedi.
San'ın numarasını alıp teşekkür eden Wooyoung, gülümseyerek tekrar oturdu az önce kalktığı yere. "Belki biraz daha vakit geçirebiliriz. Vakit hala erken, tabi senin de işin yoksa?" Diye sordu. İşinin olmamasını o kadar çok istiyordu ki.
San da gülümseyerek, "Evet, neden olmasın? Daha fazla sohbet etmek isterim..." dedi. Aslında ailesiyle yemek yemesi gerekiyordu bugün, fakat karşısında oturan bu güzel çocuğa karşı koyamıyordu.
İkili, oturdukları yerde konuşmaya devam ettiler. Sohbetleri giderek derinleşti ve her ikisi de birbirlerine olan bağlarını daha da güçlendirmekten memnun oldular. Zamanın nasıl geçtiğini fark etmeden, odadaki atmosfer daha da samimi hale geldi.
Gecenin ilerleyen saatlerinde, Wooyoung ve San, birlikte geçirdikleri bu keyifli zamanı hatırlayarak gülümsediler. Yeni bir arkadaşlık doğmuştu ve ikisi de bu buluşmanın özel anlarını unutmayacaklarına emindi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Stajyer [WOOSAN]
Fanfiction@Younghee98 Avukat Choi San, arkadaşının stajyerine aşık olmayı beklemiyordu. Ve Jung Wooyoung, sırf bir avukat için nefret ettiği bürodan çıkmayacağını hiç düşünmemişti. Texting - Düzyazı ---------------------------------- Bu hikaye tamamen kurgudu...