5.Bölüm: Şart

210 18 0
                                    

Hastanede iki gün kalmış ardından çıkmıştım. Cihan beylerin ısrarları üzerine onların evine gelmiş ağlayan Mine hanımı sakinleştirmiş bana verilen odaya geçmiştim. Her saat başı iyi miyim diye sormaya gelmelerinin dışında tek başıma geniş yatakta yatarken boş boş tavanı seyrediyordum, başka yapacak bir işim yoktu zira...

Çalan telefonum ile bakışlarımı yatağın yanındaki komidin üzerindeki telefona çevirdim. Numaram sadece Ahmet albay da ve Cihan beyde vardı. Telefonu elime aldığımda arayanın Ahmet albay olduğunu görmüş, hemen açarak kulağıma yasladım telefonu.

"Efendim? "

"Nasılsın evlat? "

"İyi, sen? "

"İyi.. Bir telefon aldım, Tümgeneral Aslan'dan.. Geri dönmeni istiyor, acilen"

"Öğrendin mi? "

"Öğrendim ve bana söylememene kırıldığımı bil evlât.. Neyse gelecek misin? "

"Geleceğim tümgeneral Aslan ile konuşmaya" diyip onaylayan yaşlı kurt ile telefonu kapattım...

Beklediğim haber sonunda gelmişti. Gülümsedim...

Yattığım yataktan kalkıp odanın içinde bulunan banyoya girdim. Alışkanlıkla hızlı bir duş aldıktan sonra sakal traşı olup üzerime siyah kot pantolon ve siyah bir tşört giyindim. Hafif uzun siyah saçlarımı kurutup şekil verdikten sonra üzerime siyah deri ceket geçirip ceplerime sigaramı telefonumu koydum. Pantolonun cebine de cüzdanımı koyduktan sonra en son siyah botlarımı ayaklarıma geçirip çıktım odadan.

Öğlen saatleri olduğu için konakta sadece kadınlar ve Azat dede vardı. Cihan bey ve Mine hanım Ataman'ı hastaneye kontrole götürmüştü, Ataman'ın tüm gerek yok söylemlerine rağmen...

Azat dede bahçede çardakta oturmuş kahvesini içiyordu, yanına gidip selam vererek karşısına oturdum.

"Selamın aleyküm"

"Ve Aleyna Aleyküm Selam torunum."

"İki saat sonra Ankara'ya uçağım var, haber vereyim dedim"

"Hayır olsun, neden gidiyorsun Ankara'ya? "diye sormuştu elindeki boş fincanı yanındaki tepsinin üzerine koyarak.

"Aslan komutan geri dönüş yapmamı istemiş, bir gidip hal hatır soracağım" diyip gülümsedim.

"Kara gözlerinde çakan şimşeklerden belli boş yere hal hatır sormayacaksın. Aslan'ı tanırım iyi adamdır ama tersi de fenadır, ona göre sor hal hatır torunum"

"Merak etme dede bilirim ne kadar tersinin fena olduğunu"

"Yaran nasıl? "

"İyileşti sayılır, neyse ben gideyim evdekiler sorarsa söylersin. Hadi eyvallah" diyip kalktım.

"Eyvallah bizden aslan parçası" diyip gülümseyen dedeme baş selamı verip çıktım konağın bahçesinden...

Odadan çıkmadan önce çağırdığım taksiye binip havaalanına sürmesini söyledim. Bir saat sonra havaalanına gelmiş ücretini ödeyip havaalanına giriş yapmıştım. Uçağı Ahmet albay ayarladığı için saati geldiğinde kimliğimi gösterip binmiştim...

Birkaç saat sonra Ankara havaalanında inmiş beni beklediğini söylediği araca binmiştim. Sarı saçlı asker olduğu yapılı bedeninden belli olan şöför nereye gitmesi gerektiğini biliyor olmalı ki direkt yola çıkmıştı...

KARAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin