4. Bölüm

29 7 6
                                    

Poyrazın ağzından akşam;

İş çıkışı eve gelip güzel, sıcak bir duş aldım.Saçlarımı taradım.Bir kaç telin alnıma düşmesini sağladım. Böyle daha yakışıklı görünüyordum. Kesinlikle. Böyle çok yakışıklısın oğlum;)
Aynadan kendime göz kırptım ve sırıttım. Giyinmek için odama gittim. Siyah bir gömlek giydim. Altıma ya siyah ya da gri pantolon giyeceğim ama çok kararsız kaldım.
"Pelin, abicim bi bakar mısın"diye bağırdım.
"Noldu abi "diye içeri girdi.
" Abicim sence siyah mı gri mi? " diyerek pantolonları gösterdim. İlk bi siyaha baktı sonrada griye. "Abim sana siyah çok yakışıyor biliyosun bence siyah giy"derken ela gözlerinin içi
parlıyordu.
"Sağol abicim " diyerek kumral saçlarını karıştırdım.
"Abi nereye böyle ?"diye soran gözlerle bana bakıyordu.
"Pelin bugün çok yoruldum biraz da arızalı tiplerle uğraştım kafamı dağıtmaya bizim mekana gidicem.İstersen sende gel ?" pantolunu giymiş, kemer arıyordum.
"Abi unuttun mu Kaan'la buluşucam" dedi.
"Abicim bu Kaan'la aranda bir şey mi var ? Her zaman yanyanasınız , hiç ayrılmıyorsunuz?" diyerek yatağın yanına oturdum. Pelinin'de oturması için biraz kaydım ve ekledim
"Biliyorsun senin için yaptıklarımı " gözlerimi kapattım ve derin bir iç çektım. Onun için , kardeşim için , nefesim için yaptıklarımın hiç bir telafisi yok . Ben daha reşit değilken , kardeşimi kaçırıp beni onla tehdit ettiler. Kardeşim ellerinde diye bir sürü yasa dışı iş yaptım ben. Uyuşturucu satışı ,fuhuş ,cinayet...
Vicdan azabından intihara bile kalkışacaktım. Ama sonra
vazgeçtim. Kardeşimi onlara bırakıp gidemezdım. Ancak bu hayat bana zindan olmuştu . Ben aslında ölüydüm . Nefes almak yaşamak değildi benim için...
"Abi merak etme aramızda bir şey olursa ilk sana anlatıcam" diyen sesiyle bende gözlerimi açtım . Mutsuz bir tebessüm kondurdum dudaklarıma.
"Tamam abicim ben o zaman çıkıyorum" diyerek ayaklandım ve kapıya yöneldim. Kafamı dağıtmam gerekiyordu. Her zaman gittiğim mekana gitmeye başladım...
                                                     
                                                            **************
Mekana vardığım da saat 19:10'du . Kendimi koltuklardan birine attım ve barmene ;

"Eskisinden" diye seslendim...

Ne kadar olmuştu bilmiyorum ama şunu biliyorum ki saati göremeyecek  kadar içmiştim. Başım dönüyo , midem bulanıyodu. Başımı masaya koyup gözlerimi kapattım. Geçmişimi düşünmeye çalıştım olmadı. Geçmişimi  düşünemiyordum. Tek bir şey düşünebiliyordum o da Zeynep. ZEYNEP BAŞKOMİSER...

                                                             **************

Gözlerimi açtığımda saat 21:45' di. Sakinleşmiştim.Kafamı çevirerek etrafa baktım. Millet gelmeye başlamıştı. Yaklaşık beş, altı dakika sonra mekana 4 kız girdi . Moda dergilerinden fırlamışa benziyorlardı. Hepsi  güzeldi ama içlerindeki biri çok daha güzeldi.Ve ben bu kişiyi tanıyordum hatta biraz önce onu düşünüyordum. Acaba hayal mi görüyorum?
ZEYNEP KOMİSER?

Gözlerimi açıp daha dikkatli baktım. Barmene " Yiğit kahverengi saçlı  bir bayan giriyor mu şuan kapıdan?"diye sordum. Oda başını salladı. Yani o buradaydı. Bildiğin dağılmış kadın. Ne olmuş acaba diye düşünürken bir yandan da tuvalete gidiyordum...

Tuvvaletten çıktığım sırada Zeynep sahnede bir şeyler yapıyodu. Sanırım şarkı söyleyecek diye düşündüğüm sırada fon müzik başladı. Tabi bende onu izlemeye;

Yürüyorum hasretin

Acının üstüne

Sığmıyorum dünyaya

Dar geliyor

Geceler mi uzadı?

Bu karanlık ne?

Gönlümün bayramları

Şenliği söndü

Gözlerini bir saniye açmadan şarkıyı söylüyordu.

Seni kimler aldı ?

Kimler öpüyo seni?

Dudağında , dilinde

Ellerın izi var , ah

O güzel gözlerinden yaşlar akmaya başlamıştı.

Deli gözlerin

Gelir aklıma

Gülüşün , öpüşün

İç çekişin gelir

Gözlerini açtı. Herkesten , herşeyden nefret ediyormuş gibi baktı etrafa. Sonra gözleri gözlerimi buldu. Herkesi , herşeyi seviyormuş gibi  baktı gözlerime. Bakışları huzur bulmuş gibiydi...

Sahneden indi ve arkadaşlarının yanına geçip oturdu. Bende ona bir şarkı hediye etmek istedim. Gözlerinin içine bakarak şarkı söylemeye başladım.

Zeynebin gözlerinden yine yaşlar akıyordu. İçim parçalanıyordu. Ama yanında olamıyordum. Dayanamadım ağzımı oynatarak "ağlama"dedim.

Mikrofonu yerine taktım ve ona doğru yürüdüm. Sımsıkı sarıldım. Oda bana sarıldı ve ben bunu gerçekten beklemiyordum. Ama bu çok hoşuma gitti. Hâlâ ağladığı için
"Ağlama güzelim, ağlama." dedim. normalde beni mahf ederdi ama şu anda ikimizde normal değiliz en azından ben normal değilim... Sonra beni kokladı. Neredeyse kahka atıcaktım.
"Beni mi kokluyorsun sen?" diye sordum gayet neşeli bir sesle. "Öyle böcü böcü bakmana gerek yok. Beğendin mi kokumu bari?" dedim.
" Çok güzeldi..."dedi mahcup bir sesle. Yanağını okşadım ve
" Tamam o zaman ihtiyacın olduğunda  şu  masadayım"dedim sırıtarak. Yerime geçip onu izlemeye başladım...

4-5 dakika sonra dans  müziği  çalmaya başladı ve dans pistine çiftler gitti. Zeyneb'e baktım. Üzgünce dans eden insanlara bakıyordu,yanına gittim ve;
" Bana bu dansı lütfeder misiniz bayan? "dedim. Uzattığım ele baktı ve ' ben mi' diye bir hareket yaptı.
"Evet sen" dedim . Gülerek elimi tutu o kadar yumuşaktı ki bir pamuk  tuttuğumu sandım. Sahneye indik. belini kavradım ve kendime çektim . O da elini omzuma koydu . Dans başladı. İkimizdende çıt çıkmıyodu. Ben onu en ince ayrıntısına kadar ezberlemeye çalısıyor, onun teninde ölmek istiyordum. Yumuşak yüz hatları , kahverengi saçları ve ela gözleri...
Bana bakarken "Fırtına bu, bu afet deprem!" şarkısı mırıldandığının farkında değildi.

"Kim bilir ne geçiyor o güzel aklından?" dedim . Biliyordum aslında (beni afet gibi bulduğunu) ama ondan duymak istedim;)

"Hiiiiç!" dedı ve kıkırdadı. Bir insanın gülüşü nasıl bu kadar güzel olabilir?
Sonra birden başını göğsüme yasladı. Böyle dans ettikten sonra müziğin sonuna yaklaştığımız için normal pozisyona geldik.
Son dönüşü yaptık ve onu geriye yatırdım. Nefesimiz bir birine değiyordu . Birı gözlerine birde dudağına baktım.  Bana; gel beni öp diyordu sanki. Kendime daha fazla hâkim olamadım ve onun gonca dudaklarının benim dudaklarımı bulmasını sağladım. Ben ZEYNEP KOMİSERİ öptüm!.. Kendimi geriye çektiğim sırada o bana daha fazla yaklaştı bu sefer o beni öptü.Sonra da "Görüşürüz!" deyip mekandan kaçtı. Herkes bizi alkışlıyordu. Bir tane adam yanıma geldi ve sırtıma yapıştırdı;

" Bu kızı kaybetme değerini bil."dedi.
Kaybetmem...
                           ********************

Mekandan ayrılıp evime gittim. Üstümü çıkarıp yattım. Off off! Ben yarın ne diyecektim ki? Çıplak kaslarımın üstüne pikemi örttüm ve Zeyneb'in hayallerini kurarak uykuya daldım.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~✨🌺✨~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Lütfen yorum yapmayı unutmayın. Olumlu olumsuz! Beğenirseniz çok mutlu olurum:))))

Annemin KatiliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin